Merhaba kitabımı bulmuş güzel insan. Bu kitapta yazım hatası olabilir, noktalama işareti hatası olabilir ama tek doğru bir şey var. Kalbimden ne geldiyse yazdım ve bunu sana yansıtmaya çalıştım.Kitaptaki karakterlere sakın aşık olma çünkü gerçekte öyle insanların olduğunu sanmıyorum. Ama eğer öyle karakterlere rastlarsan şunu bil ki kitaplardaki gibi bir aşk yaşıyorsun. Ve bu çoğu insanın - benimde - hayali. O yüzden değerini bil.
Bu kitabı paylaştıktan kısa süre sonra arşivleyerek ufak düzeltmeler yaptım. Önceden yapılan yorumları dikkate almayınız. Bir kusurum varsa özür dilerim elimden geldiği kadar düzeltmeye çalışacağım.
İyi okumalar 💚
.
Her insan hayatında bir kez tanrı olmayı hayal etmiştir. Kendisine kötülük yapanları cezalandırıp, iyilik yapanları ödüllendirmek... Herkesin hayran olduğu güzellikte, karakterde, zekilikte olmak istemiştir. Belki de tüm insanlığa hükmedip onları ele geçirmeyi hedeflemiştir. Peki her insan kendisi için mi isterdi tanrı olmayı? Başkası için isteyenler olamaz mıydı? Sanırım ben hep başkası için isteyenlerden olacağım çünkü o olmazsa benimde dünyadaki varlığımın pek anlamı olmaz.
Bölüm 1 : Ve şunu bil ki en güzel gökkuşakları en şiddetli yağmurların ardından çıkar.
Ruhumun bile sessizliğe büründüğü anlarda, kafamın içinde binbir türlü tilki gezinirdi. Çünkü ben her zaman kendimi korumaya mecburdum. Hayat beni bu şekilde yetiştirmişti. Hiç bir zaman babam benimle oyun oynamadı diye ağlamadım ya da annem benimle birlikte yemek yapmadı diye ağlamadım, ağlayamadım. Tüm gençliğimi büyük mağazalarda sadece alışveriş yaparak, kendinden daha az güçlü kim varsa ona sataşarak geçiren kızlardan olmadım. Zaten olmak da istemezdim. Küçüklüğümden bu yaşıma kadar annem ve babam şirketlerini benden değerli görmüşlerdi.
Sonuçta o para getiriyordu ben ise sadece harcıyordum, onların tabiriyle. Beni sırf iş ortaklarına gösteriş yapmak için kullanıyorlardı. Bir nevi modern köleydim. En güzel okullarda okumamı, en güzel kıyafetleri giymemi, cebi dolu beyni boş insanlar ile arkadaşlık kurmamı istiyorlardı. Ama ben bu değildim ki. Arkadaşlarım (!) akşama kadar minicik elbiseler, badanalı suratları ile dururken ben bir saniye katlanamazdım onlara. Belki de yüzlerindeki gülümsemenin ardındaki aşağılık kahkahalarını gördüğüm içindir.
Karşıdaki ağaca konan kuş dikkatimi çektiğinde irkilip kuşa odaklandım. Yanına konduğu küçük kuş ile birlikte iki defa üstüste öttükten sonra yanına geldiği kuş hızlıca kanatlarını çırparak yanından ayrıldı gelen kuş ise bir kaç saniye giden kuşun ardından bakıp o da tam tersi yönde uçtu. İşte insanlar da böyleydi. İki muhabbet ettikten sonra uçup gidiyordu. Güvensen de, sevsen de seni bırakıp gitmekte hiç bir sorun görmüyordu.
Sıkıntılı bir nefes verdikten sonra odamın kapısı çalındı. Ve yine benim cevabım beklenmeden annem içeri girdi. Evde bile topuklu ayakkabı ve daracık elbiseyi giymeyi ihmal etmeyen annem sarı saçlarını savurarak yanıma geldi. Hiç anne kız gibi sohbet etmemiştik. Beni modern bir şekilde yetiştireceğini söyleyip duruyordu. Modern aile demek sevgisiz aile miydi ki. "Yıldız, hazırlan gidiyoruz."
Şirketimizde Halkla İlişkiler bölümünde çalışan annem ile babam ilk görüşte aşık olduklarını ve çok geçmeden evlendiklerini söylüyorlardı . Herkes annemin zangin bir eş istediğini düşünürken asıl amaç çok başkaydı. Annem düğünden önce bana hamile kaldığı için kısa sürede evlenmişlerdi. Bunu sonradan öğrenen gazetecilerse gazetelerde boy boy yazılar yazmıştı. "Yıldız Kayaoğlu, Serdar Kayaoğlu'nun gerçek kızı mı? , " Serdar Kayaoğlu bu evliliği zoraki bir şekilde yaptı." Kalbim böyle bir şeyin olup olmadığına kırılmıyordu, kalbim bunu gazete köşelerinden öğrenmeme kırılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gençlik planı
Humor"Kim bilebilirdi ki her gece gökyüzüne bakıp dileğimi gerçekleştirmesi için yalvardığım yıldızın kayıp çok uzaklara gitmesi gerekirken yanı başıma düşüp hayatımı değiştirmesini." *** Her insan hayatında bir kez tanrı olm...