Hiç sorma!
Ne bileyim ya , üzülüyorum işte...
Benim hayatımın odak merkezi olan,
Beni tanımıyor bile...
Adını dilimden düşüremediğim,
Varlığımdan bi'haber devam ediyor hayatına...
Ağlıyorum.
Üzülüyorum.
Kızıyorum kendime, kendimce...
Canım yanıyor,içim eriyor.
Ama belli etmiyorum kimseye,edemiyorum.
Sonra bakıyorum aynaya,
Yüzümü değil,hüznümü görüyorum her defasında...
Yüzüm olsa neyse de, edemiyorum ki hüznüme müdâhâle.
Sineye çekiyorum her gece göz yaşlarımı, yutuyorum.
Körü körüne bağlanıyorum her defasında,biliyorum...
O ise körü körüne yok sayıyor hiç umursamadan.
Ve bunu düşündükçe,sıkışıyor yine kalbim.
Kendi oksijenimi kullanamaz oluyorum bir zaman sonra.
Ölüyorum.
Eriyorum.
Bitiyorum...
Bağıra çağıra sevmek istiyorum seni.
Ama korkuyorum...
Ya korkum beni daha da tüketirse,
Eksiltirse içimdeki volkanın lavlarını damla damla?
İşte bundan daha çok korkuyorum.
Sonra sessiz sevmeye çalışıyorum,
Alışıyorum da zamanla...
Bir de bakıyorum ki, yoruluyorum bu sessizlikten,yıpranıyorum.
Sen de yoksun ki yanımda,
Nasıl baş edebilirim ki ben bununla?
Sorma,
Hiç sorma!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
‧:❉:‧Aşk'sızım.‧:❉:‧
PuisiSonra bir kitaba başlarsın, Ve alırsın eline bir kalem... O'nu hatırlatan her kelimenin çizersin altını tek tek... Gerçi herşey O'nu hatırlatıyordur ya neyse... Bir müddet sonra kahvenin soğuduğunu fark edersin. Çünkü öyle dalmışsındır ki kitaba, da...