Bölümü düzenleyemedim bu gün atacağımı söylemiştim ve 8 dakika geç bile kaldım. Geç geldi bölüm çok fazla yazdım sildim bu sefer neden bilmiyorum. İçime sinmesi için çok uğraştım. Sonunda beğendim ama dediğim gibi yazım hataları varsa kusura bakmayın lütfen bakamadım. iyi okumalar..
🦋
Karan çalışma odasında, kristal bardağında ki kehribar rengindeki içkisini yudumlarken bakması gereken dosyaları inceliyordu.
Son dosyada adının bulunduğu kısıma imzasını atarak kalemi bıraktı. Arkasına yaslanarak kristal bardağını eline aldı. Diğer eliyle şakaklarını ovarken odasının kapısı tıklatıldı.
"Gel."
Kapının aralanmasıyla Uygar başını içeriye uzattı.
"Abi müsait miydin ?"
Karan yerinde dikleşerek konuştu "Gel aslanım gel."
Uygar içeriye girerek ardından kapıyı kapattı. "Abi ben geçen gün dediğim gibi pantere bağlı, kendilerince büyük isimleri araştırdım, eli kolu uzun olanları bir yokladım. Bize karşı cephe alacaklarını sanmıyorum hiç birinin. Panter geberip gittiği için bir çoğu mağdur hatta paraları kalmış, görülecek hesabımız vardı diyor bir çoğu." diyerek durumu izah etti Uygar.
"Yalnız abi ben bu pantere bağlı adamları araştırıken birkaçıyla direk muhattap olmak için karşılarına çıktım. Dün gece bir olay oldu."Uygar'ı dikkatle dinleyen Karan'ın kaşları çatıldı. "Devam et."
"Abi panterin gençleri kendi bataklığına düşürdüğü birkaç mekan var onların ara sokaklarında bir adam satışa devam ediyordu. Gençlere dedi ki panter tıklatıyor."
"Tıklatıyor mu ?"
"Evet abi bende anlamadım bunun ne anlama geldiğini. Hepsinden önce panter öldü gitti ama adam öyle bir konuştu ki gençlere sanki size selamı var dercesineydi."
Karan'ın kasları kasılmaya başladı. Damarlarında akan kanıyla beraber öfkede dağılıyordu tüm bedenine. Öldü gözlerinin önünde öldü. O değil, o olamaz, başka biri ama kim ? Kim ? Yeni bir düşman kazanmışlardı belli ki.
"Uygar sen o sokağı boş bırakma. 1 hafta boyunca rapor etmeni istiyorum. Tek gitme adam al yanına sokağa dağılın komple ama sakın, sakın dikkat çekmeyin."
"Tamam abi sen merak etme." dedi Uygar kararlılıkla başını sallayarak.
"Başka diyeceğin yoksa..""Yok aslanım çık sen." dedi Karan.
Karan her zaman netti. Önüne çıkan her engeli geçmedi, ezip geçti. Şimdi yine karşısında biri, birileri vardı ve kaçak oynuyorlardı. Sorun değil dedi içinden.
"Bulur o saklandıkları delikte ezerim başlarını."
Çalan telefonuyla kalktı yerinden cama ilerlerken açtı telefonu.
"Söyle."
"Efendim Hale hanım uyudu demiştik ama tekrar yaktı ışıklarını."
Uyuyamadı mı acaba diye düşündü Karan.
"Eve gelen giden var mı ?"
Karan saate baktı ikiye geliyordu. Bu saatte o Barış denen herif gelecek olursa evin önüne gömerdi onu.
"Şimdilik yok efendim. Hale hanım evden çıkarsa veya gelen olursa anında bildireceğiz."
"Tamam." telefonu koltuğa fırlattı. Gözlerini kapatarak başını iki yana yatırdı. "Umarım" dedi.
"Umarım o herifi eve çağırmamışsın Hale."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE
أدب المراهقينKaran Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey vardı. Alıp buz tutmuş kalbinin en güzel köşesine saklamak gülümsemesiyle çıkan güneşle ısınmak ist...