Kurgunun kaç bölüm olması gerektiğine karar veremiyorum.10-15 bölüm yeterli olur sanırım.Bu arada Markhyuck da yazmak var aklımda.Bu bitmeden yayınlamamı isterseniz yorumlarda belirtin💗
Yaklaşık 2 ay geçmişti. Xue Yang gece avlarına Xiao Xingchen ile gider onun peşini hiç bırakmaz olmuştu. Evet korkuyordu kör çocuğa bir şey olmasından. Fark etmese de değer veriyordu. Xiao Xingchen şu hayatında ona iyi davranan tek insandı. Birinden sevgi görmek,birinin sana değer verdiğini hissettmek onun için bir ilkti ama çoktan buna alışmış ve bu çok hoşuna gitmeye başlamıştı.
Yine bir gece avından dönerlerken Xiao Xingchen'e bir şeyler anlatmak istedi. Kendisinin Xue Yang olduğunu bilmese de kendisini biraz olsun tanısın istiyordu. Konuşmaya başladı "Xiao Xingchen biliyor musun küçük bir çocuk varmış. Bu küçük çocuk tatlı şeyler yemeyi gerçekten çok severmiş. Ama yiyemezmiş çünkü ne ailesi ne de parası varmış. Bu yüzden küçük çocuk her gün düşünürmüş. Eğer her gün ona şeker verebilecek biri olsa bu ne kadar hoş olurdu diye. Ve bu çocuk kendine bir söz vermiş. Eğer büyüdüğünde başarılı olursa her zaman yanında hep şeker taşıyacakmış." sözlerini bitirir bitirmez Xiao Xingchen ona dönüp "O yüzden mi hep şeker var cebinde?" diye sordu. Xue Yang hafifçe gülümsedi karşısındakinin göremeyeceğini bile bile. Sonra hafifçe hımlayarak onayladı.
Ardından sessizlik. İkisinin de söyleyeceği pek bir şey yoktu bundan sonra aslında. Xiao Xingchen onun çocukluğunun böyle olduğu öğrenince üzülmüştü. Ama diyecek bir kelimesi bile yoktu. Geçmişe dönemezdi ya da olanları değiştiremezdi. Sadece şuandan sonra belki karşısındaki gencin içindeki çocuğu mutlu edebilirdi. İkisi de düşünceleriyle boğuşurken sonunda kaldıkları terk edilmiş kasabaya gelmişlerdi.
Jing hala uyuyordu. Sessizce yanına yaklaşan Xiao Xingchen onun üstünden kayan örtüyü düzeltmişti. Xue Yang ise anılarını tekrar tekrar hatırladığı için kenarda oturmuş boş boş ayaklarına bakıyordu. Görüş açısına bir çift daha ayak girince bakışlarını yukarı çıkardı. Xiao Xingchen karşısında duruyordu. Sanki bir şey diyecek ama çekinir gibi. Xue Yang ona sabırla bakarken bir anda konuştu "Bugün buralarla sen ilgilenir misin? Benim çarşıya gitmem gerek de." dedi. Xue Yang onaylasa da ne işinin olduğunu merak etmiyor değildi.
Xiao Xingchen gidince hala düşüncelerinin içinde savaş veriyordu. Karşılaştıkları ilk andan şu ana kadar olan 2 ayda asla yanından ayrılmamıştı. Şimdi ise resmen çarşıya tek başına gitmek istediğini söylemişti. Yani Xue Yang öyle anlamıştı. Aradan dakikalar hatta saatler geçti. Jing ile Xue Yang klasik bir şekilde her günki gibi ortalığı toplayıp bir şeyler ektiler ya da biçtiler.
Saatler geçmişti ve hava çoktan kararmıştı. Ama Xiao Xingchen bir türlü gelememişti. Telaşlanmamak elde değildi. Jing de aynı şekilde iyice meraklanmıştı. Xue Yang dayanamayıp kalktı ve etrafında oturdukları ateşin önünden geçip gitmeye başladı. Ama unuttuğu birisi vardı.
Jing seslendi "Nereye gidiyorsun ikinci abi?" dedi. Xue Yang bıkkınlıkla ofladı. Bu küçük kız yüzünden hem Xiao Xingchenle çok daha fazla vakit geçirebilecekken geçiremiyor hem de ayağına bağ oluyordu. Küçük kızı da yanına alıp almamakta kararsızlık yaşarken Xiao Xingchen gelmişti.
Xue Yang hemen yanına adımladı ve üstünü kontrol etmeye başladı. Ayrıca bir de konuşuyordu "Nerede kaldın? Yaralandın mı?" gibi soruları ardı ardına sorarken en sonunda Xiao Xingchen'in kıkırtısıyla sustu. Ona gülümseyerek bakan Xiao Xingchen "Meraklandırdıysam sizi özür dilerim. Hiçbir şeyim yok. Sadece çarşıda su canavarlarıyla ilgili birkaç söylem duydum ve kontrol etmeye gittim. Bu yüzden geç kaldım." dedi.
Xue Yang ise kızgın kızgın ona bakıyordu. "Su canavarları çok tehlikelidir neden beni beklemeden tek başına gittin ki?" dedi sinirle. Xiao Xingchen ise Xue Yang'ın omzunu patpatladı ve geçiştirmek adına Jing'in yanına gitti. Xue Yang hala sinirliydi ama onun omzuna dokunması bile onu nedensizce mutlu etmişti. O da Xiao Xingchen ile Jing'in yanlarına gitti sohbete daldı.
Geçen dakikalarda yemek yemişler,gün içinde olanları konuşmuşlar ve en sonunda uyumuşlardı. Xiao Xingchen ise bir saat bile uyumadan geri kalkmış ve gece avı için hazırlanmıştı. Ardından aklına gelen şeyle Xue Yang'ın yatağına ilerlemişti.
Umarım beğenmişsinizdir.Okuyan 1 2 kişi bile olsa yazmak ve bitirmek istiyorum.Yarım bırakmayı ve bırakılmayı sevmem ben.Sizleri severim ama💝
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LIE ( Xiao Xingchen×Xue Yang)
Fanfiction"Bana yalan söyledin."dedi sesindeki hayalkırıklığıyla.Xue Yang gülümseyerek cevap verdi "Evet,sana hep yalan söyledim." Xiao Xingchen geriye doğru bir adım attı ve devam etti "Beni kandırdın."