Ölüm, kardeşime ölüm emri veriliyordu. Bu saçma insanların saçma kuralları yüzünden! ama ben Sahra Kayaoğluyum. Kimse benim aileme zarar veremez!
"Salih ağa, sen de bilirsin Asaf kimseye zorla bir şey yapmaz!" sinirden elim, ayağım titriyordu. Ya kurtaramazsam Asaf'ı, ne yapardım ben."E yapmış işte kaçırmış kızı?" soru sorar gibiydi cümlesi ama nerden bilelim Asaf'ın kaçırdığını belki kız da istiyordu "Nerden biliyorsunuz kızın Asaf ile kaçmadığını?" Genç adamın yüzü daha da kasılırken yüzüme tükürürcesine konuştu. "Benim kardeşim kaçmaz!" gözlerine hırsla bakıyordum. O ne kadar sinirliyse ben de o kadar hırslıydım. Burdan kimsenin ölüsü çıkmayacaktı o kadar! "Senin kardeşin kaçmazsa benim kardeşim de kaçırmaz! Madem inanmıyorsunuz soralım bakalım." kardeşimin yanına gittim. "Anlat Asaf senin Yakup Karan'ın torunu ile ne işin vardı?" Gözlerine hem sinirli hem de hüzünlü bakıyordum. Düşündüğüm şey olmamalıydı. Asaf'ım kimseye zorla bir şey yapmaz biliyorum. "Biz birbirimizi seviyoruz." ortaya bomba gibi düşen sözle herkes birbirine bakmaya başladı. Genç adam kız kardeşinin yanına gitti. "Doğru mu söylüyor Gül?" sinirliydi. Bakışları çok yıkıcıydı. "E-evet abi." Salih ağa "İkisinin de sonu bellidir. Ölüm. Namus temizlenmelidir." Şok olmuş bir biçimde adama bakıyordum. Ne diyordu bu adam! seviyorlardı birbirlerini ne istiyorlardı başka?
"Siz aklınızı mı kaçırdınız! birbirini sevenleri ölüm ile mi ayırıyorsunuz!" Salih ağa dediklerimden hiç etkilenmişe benzemiyordu. Peki ya o genç adam "Ya sen kardeşinin ölmesine göz mü yumacaksın? Ne yapacaksın SÖYLE?" ihtiyara dönüp
"Ya sen, torununun ölüm emri veriliyor? susacak mısın? sen susabilirsin, ama ben susmuyorum! BU EVDEN KİMSENİN ÖLÜSÜ ÇIKAMAZ!" babam arkadan omzumu tutarak"Kızım sen ne kadar itiraz etsen de töreye karşı gelinmez." babam aklını mı kaçırmıştı? yoksa normal bir şeydi de ben mi anlamıyordum? Ulan kardeşimi öldürecekler ne için? sevdalandı diye. Ama yok asla izin vermem! "İkisi de ölmeyecek!" Salih ağa "Yeter bu kadar konuştuğun Yusuf kızına sahip çık!" işte bu son damlaydı Babamın elindeki silahı kapıp Salih ağaya tuttum. Ve tekrarladım "Bu. Evden. Kimsenin. Ölüsü. ÇIKMAYACAK! umarım açık konuşmuşumdur." Salih ağa ona silah tutmamı kesinlikle beklemiyordu. Ben de beklemiyordum. Ama insanın bir sınırı vardı. Ailem benim sınırımdı. Onlara zarar verenlere bin kat kötüsünü yapardım. Salih ağa "Kızına hiç ahlak öğretmemişsin Yusuf çenesi hiç durmuyor." "Eğer konu ailemse asla susmam bunu da bil Salih ağa! Bir daha asla babama beni yetiştirmesi hakkında söz söyleme! Adam olmuşsunuz ama insan olamamışsınız. Benim babam bana insanlığı öğretti. Şimdi dediğim gibi bu evden kimsenin ölüsü çıkmayacak. Yoksa ölüsü çıkan sadece iki kişi olmaz." Kızım sahra iyice ipleri eline aldın ha ağayı tehdit ediyorsun aslanım be. Salih ağa ciddiyetimi anlamış olacak ki "Yarın Toplanıyoruz bu konu burada bitmedi!" sinirliydi, ciddiyetimi anlamıştı. Herkes silahlarını indirmişti. Ben de silahı babama vermiştim. Asaf'ın yanına gittiğim de onu dövmüşlerdi vicdansızlar. Yüzü gözü kan içindeydi kuzumun. "Kalk kuzum hadi. İyi misin ?" Asaf zor da olsa iyiyim gibi bir şeyler söylüyordu. sağıma baktığımda genç adam kız kardeşine bakıyordu. Kıza da şiddet uygulamıştı şerefsizler! İnsan değil bunlar değil! Herkes konaktan çıktıktan sonra Asaf'ı odasına götürüp pansuman yapmaya başladım. O sırada azarlama da eksik etmiyordum. "Ah be kuzum benim. Neden yaptın böyle bir şeyi? neden bize söylemedin?" Asaf başını yere eğmişti. Bu beni sinirlendirmişti bu soruyu ona kızmak için sormamıştım. Neden kız ile sevdalı olduklarını bize söylememesini ve böyle bir yol seçmesini merak etmiştim. "Sana kızmıyorum Asaf bir daha asla kafanı yere eğme! bu beni sinirlendiriyor." Asaf bana aniden sarıldı. "Özür dilerim abla ben böyle olsun istemedim. Biz? Karan ailesi ile ağalık seçiminden beri kavgalıyız. Bana Gül'ümü vermezler sandım. Göremem sandım. Bilmiyorum abla korktum sevdiğimi kaybetmekten." İkimiz de konuşmadan birbirimize sarıldık. "Bana da yer var mı?" Feyza gelip aramıza girince üçümüz de çok tedirgindik. Küçüklüğümüzden beri üniversite haricinde ayrılmamıştık. Ayılamamıştık. Şimdi ömür boyu ayrılmak içimize ateş parçası koyuyordu. Asaf ve Feyza yanımda uyuduktan sonra onları öptüm ve babamın çalışma odasına gittim. Babam telefonla konuşuyordu. Çok stresli ve endişeliydi. Ben de öyle. Koltuğa oturup babamın telefon görüşmesini bitirmesini bekledim. Babam sonunda yanıma oturduğunda ikimiz de ne yapacağımızı düşünüyorduk. "Baba ne yapacağız biz? Asaf'a bir şey olamaz, olmamalı." babam beni göğsüne çekip "Biliyorum kızım oğlumu kaybedemem. Elimden geleni yapıyorum. Yarın toplantı olucak senin de benimle gelmeni istiyorum kızım." ben mi? ama bugün bile bana o kadar laf etmişlerdi hem de kendi evimde. Toplantıya katılsam bana asla söz hakkı tanımazlardı ki. "Ama baba bu ne kadar doğru olur. Bugün gördün kimse benim söylediklerimi kâle almadı." babam olumsuz anlamda kafasını salladı. "Hayır kızım şuan kardeşinin içerde olmasının sebebi sensin. Kimse Salih ağaya karşı gelemezdi. Ama sen geldin ve kardeşine bir şans verdin. Toplantıda da sana güveniyorum kızım." babamın güvenini boşa çıkaramazdım. Bana inanıyordu. Ben bile daha kendime inanamazken. "Tamam babam gelicem ve kardeşimi bu iğrenç durumdan çıkarıcaz." babamı öptüm. Aklıma annem gelmişti Asaf'ın halini görünce bayılmıştı ama ben anneme bakmamıştım. "Baba, annem nerede? o iyi mi?" babam gözlerini kırptı. "İyi kızım odada istersen yanına gidelim." kafamı salladım. Yukarı kata çıktığımız da kapıyı tıklattık ve içeri girdik. Annem yatakta dinleniyordu. Yanına gidip onu öptüm. Hemen gözlerini açtı kızılım benim. "Annem, iyi misin?" annem elimi tuttu. "Asaf iyi ya ben de iyiyim kızım." içindeki yangın odaya girdiğimde belli oluyordu ama şimdi gizliyordu benden, saklıyordu acısını. "Annem benim içine atma acını ben sana merhem olurum. Babam olur. Yapma böyle kendi içinde yaşama birazcık dışa vur." annem hayatı boyunca hep sakin bir kadındı. Sinirlense, üzülse, ağlasa hep bizden gizli yapardı. Bu yüzden bir dönem psikolojik tedavi görmüştü şuan iyiydi fakat bu olaydan sonra yine içine kapanmasından korkuyordum. Onu kendine zor getirebilmişken tekrar içine kapanması kalıcı zararlar verebilirdi. "Asaf ne yapıyor?" "uyuyor annem. Feyza ben Asaf yatarken ikisi uyuya kaldılar. Gel gidelim yanlarına." babam annemi ayağa kaldırıp yürümesine yardımcı oldu. Asaf'ın odasına geldiğimiz de Feyza ve Asaf sarılarak uyuyorlardı. Annem Asaf'ın başucuna oturdu ve saçlarıyla oynamaya başladı. İçine ağlıyordu şuan biliyordum ama elimden bir şey gelmiyordu işte. Babam ile daha fazla dayanamayıp odadan çıktık.Akşam olmuştu hepimiz çok dağılmış da olsak birlikte yemek yiyorduk. Asaf her ne kadar yüzündeki yaralardan zorlansa da ufak ufak atıştırıyordu. Feyza tabağıyla oynuyordu. Babam ara sıra dalıp gidiyordu. Annem ise Asaf'ı izlemekten yemeğini bitirememişti. "Ailem artık yemeğinizi yer misiniz bu suratlarınız ne böyle?" hepsi bana anlamaz bakışlar atıyordu. "Lütfen yemeğinizi yiyin. Yarın toplantıda ben her şeyi yoluna koyacağım. Bana güvenin Asaf'ım için her şeyi yaparım." Asaf'ı öpüp yemeğe devam ettim. Sonunda yemek bitmişti ailecek televizyon izliyorduk. Artık gerçekten yorulmuştum. İzin istedim ve odama çıktım. Yatağa yattığımda yarın ne olacağını düşünüyordum. Gerçekten başarabilir miydim? Kardeşimi koruyabilir miydim? aklımda deli sorularla uykuya dalmıştım.
Sabah babam beni uyandırmıştı. Oysaki ben toplantıyı bile unutmuştum. Keşke gerçekten hepsi kötü bir kabus olsaydı ama değildi ben şuan kardeşimin sonunu belirleyecek lanet toplantıya hazırlanıyordum. Dizim de bir etek üstten gömlek ve ceket giyiyordum. Özen göstermeliydim ki ciddiye alınayım. Babam kapımı tıklayınca 'gir' diye seslendim. "Kızım çıkalım mı?" "Evet baba hazırım." Asaf nerede bilmiyordum merdivenlerden inerken sordum. "Baba Asaf nerede?" "Törenin yanında sabah gelip aldılar." babam ne söylüyordu ya ona bir şey yaparlarsa? "Baba ya Asaf'a bir şe- " babam direk sözümü kesti. "Kızım töre toplantı diyorsa karar daha verilmemiş demektir. Şuan kimse Asaf'a bir şey yapamaz." Rahatlamıştım babam da anlamış olacak ki beni çekip alnımdan öptü. "Geçicek kızım sen korkma. Oğlumu kurtarmak için elimden geleni yapacağım." geri çekildim. "Umarım dediğin gibi olur baba." yarım saat sonra toplantı olacak konağa geldiğimiz de en son biz kalmıştık. İçeri girdiğimiz de tüm bakışlar bize dönmüştü. Yani bana kimse beni beklemiyordu. Babam ve ben yerlerimize geçmiştik. Ben Asaf'ın yerine geçmiştim. Herkes bana şaşkın bakışlar atıyordu bu toplantı törenin en zor toplantısı olacaktı şimdiden belli oluyordu.
İçime sinen bir bölüm oldu açıkçası. Başlayalım bakalım. Bizi neler bekliyor. Umarım siz de beğenmişsinizdir. Sizi seviyorum canlarım <3
👉⛤👈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
ChickLitAşk'ın olduğu yerde İMKANSIZ olmaz... Cumartesi, Pazar yeni bölümler. Müsait olursam başka günler de yazabilirim.