6.Bölüm

1.6K 55 37
                                    

Yorum atmayı ve yıldıza dokunmayı unutmayın...

Sizi seviyoreee <3

Ağır bir baş ağrısı ile uyandım o kadar çok ağlamıştım ki şimdi kendimi çok halsiz hissediyordum. Elimi yüzümü yıkadım. Annem mutfakta bulaşıkları yıkıyordu. Sanırım çok geç kalkmıştım ve kahvaltı saatini kaçırmıştım. Bugün Asaf'ın ve benim harika(!) düğünüm için kıyafet ve çeyiz bakıcaktık. Dolabı açmıştım ki annem kapağını kapattı.

"Yemek yok zamanında kalksaydınız hanım efendi! şimdi derhal odana hazırlanıyorsun dünürüm geliyor." anneme şok olmuş bakıyordum. Ya bu kadın beni evlendirmemek için can atıyordu şimdi dünürü benden kıymetli oldu of. Başka şansım yok dedim ve odama çıktım. Üzerime kısa kollu v yaka tişört altıma kot şortumu giymiştim. Hava çok sıcaktı Mardin de her ne kadar açık saçık giyilmese de banane canım neyse ne. Canım annem ne kadar bizi sevse de terliği de bizi sever o yüzden spor ayakkabılarımı giyip hemen aşağıya indim. Annem Feyza Asaf kapının önünde beni bekliyorlardı. Çantamı aldım ve hepimiz Asaf'ın arabasına doğru yürüyorduk. Bir anda yanıma Bora geldi. Bunun ne işi var be burda!

"Merhaba." annem de gülümseyip merhaba oğlum dedi. oğlum mu? cidden mi anne?

"İzninizle ben Sahra'yı almaya geldim." Ben. Beni alcak. Peki şey bundan Sahranın haberi var mı?

"Ben annemlerle gidiyorum." annem bana kaşlarını öyle bir çattı ki. Yapma kız kırışıcaksın.

"Oğlum sen al Sahra'yı gidin." Offf offf  anne bakma şöyle be. Zorunlu olarak Asaf'ın arabasının önündeki siyah arabaya bindim. Arabaya bindiğimde tabiki bir şeyler söyleyecektim. Sahra'yım ben be.

"Bir daha bana haber vermeden benimle ilgili kararlar asla alma." Bora bana döndü. Umursamamış gibiydi.

"Ben isteyerek gelmedim zaten annem yolladı. Merak etme sana karışmam. " gülümserken

"Ama bu, bu kadar kısa giyineceğin anlamına gelmez!" dişlerinin arasından konuşmasıyla ben de aynı şekilde ona karşılık verdim.

"Bana asla karışamazsın. Bu evliliği kolaylaştırmak istiyorsan benimle iyi geçin. Yoksa seni çıldırtmasını iyi bilirim. Hem babamın dediklerini hatırla." direksiyon daki elleri beyazlamıştı sık sık biraz daha sık direksiyon kopucak.

Sonunda AVM'ye gelmiştik. Beraber arbadan indik annemlere bakarken

"Burda değiller. Birazdan gelirler." kafamı salladım. Yan yana yürüyorduk bir anda belimde hissettiğim kolla hafif huylandım. Bora'ya bakınca etrafa baktığını gördüm. Ay bu birde kıskanç biriyse amannn hiç çekilmez ya bu. Sinirli bakışlarımı her zaman ki gibi Bora'ya gönderdim.

"Napıyosun?" kısık ama sert çıkmıştı sesim.

"Sevgili nişanlımın beline sarılıyorum olamaz mı?" Sevgili sözcüğünü bastırarak söylemişti. Bu biraz içimi acıtmıştı nedense. Beni sevmediği yani sevmediğini biliyorum ama yüzüme vurması da canımı acıtıyordu. Benim küçüklüğümden beri hayallerim vardı. Güzel bir iş, kariyer, aile bunlar benim en önemsediğim şeydi ama şuan aile elenmişti bile.

Annemler yanımıza geldiğinde ilk olarak kuyumcuya geldik. En sevmediğim şeylerden biriydi altın hiç sevmezdim. Ben pırlanta kolye, takı severdim. Kuyumcuyu satın aldıktan sonra bu sefer yatak odası takımları için bir mağazaya girdik. Çarşaf takımları yastık takımları yorgan takımları derken burdan da elimizde bir ton poşetle çıktık. Bir kaç mağaza daha dolaştıktan sonra annemler iç çamaşırı mağazasına girdiler.

Ben de arkalarından yürüyordum. Kendime göre çok açık olmayan takımlar seçerken annem yanıma geldi ve elindeki olmayan şeyi sepete koydu.

"Anne bu ne ya!" annem gülerek.

"Kızım gecelik işte ne olucak al sen." sepette çıkaracakken Duru sepeti elimden aldı ve kendi seçtiği takımları koymaya başladı. Of napıcam ben ya.

Ensemde hissettiğim nefes ile irkildim.

"Hiç kırmızı almadın. Kırmızı da al eminim yakışır." Ulan... dirseğimi Bora'nın karnına geçirdim. Hafif bir öksürse de hemen toparladı. Ben yanından annemlerin yanına kaçarken yine o piç gülüşünü yapıyordu.

Annemler sanki Bora'yı duymuş gibi dantelli, transparan her çeşit kırmızı siyah gecelikler alırken ben onlara ağızıma açık bakıyordum. Feyza yanıma gelip ağzımı kapattı.

"Abla noldu ağzın açık kaldı. Bak çok güzel eşyalar aldık ondandır." Hı hı ondan ondan. Sahte gülüşümü Feyza'ya gösterirken o gerçekten gülüyordu.

Sonunda iç çamaşırcıdan şükür çıkabildiğimiz için çok mutluydum çok yorulmuştum. Bütün gün ordan oraya ordan oraya derken ayaklarıma kara sular inmişti. Zaten bir de Bora beyin o belindeki eli huylanıyorum diyorum yok adamın umurunda değil. Neyse ki bugünki alışverişimiz bitmişti. Hepimiz eve dönüyorduk ben yine Birtane(!) nişanlım ile birlikte dönmüştüm. Anneme eve girince bunların hepsini sorardım. Arabada hiç konuşmamıştık ben zaten Kırmızı renkten sonrasını pek hatırlamıyordum. Arabanın durduğunu fark edemeyecek kadar dalmıştım ve Boranın kolumu dürtmesi ile ayıldım.

"Geldik." Hafif bir tebessüm ettim.

"O zaman yarın tekrar bir işkencede görüşürüz." Dedim o da ilk defa güldü. Ben gülüşüne bakarken cam tıklatıldı. Yalnız kalmak istemesem yalnız bırakırlar istesem bırakmazlar. Bir dakika ya ben Bora ile yalnız kalmak istiyor muyum ki? bunları düşünürken cam tekrar tıklatıldı. Annemin sabırsız hali ile Bora'ya görüşürüz dedim ve arabadan indim.

Eşyalarım Bora'nın evine girmişti o yüzden Gül'ün eşyalarını taşımada yardım ettim.

Çok yorulmuştum ve kendime bir yorgunluk kahvesi yapmaya karar verdim. Kahvemi yaparken Telefonum mesaj geldi.

Bora : Sahra telefon numaram kaydedersin.

bu nasıl bir mesajdı ya öküze bak.

"Ay öküz!"

"kim öküz?" Feyza arkamdan çıkınca ödüm koptu damağımı tutup yukarı kaldırdım.

"Ödüm koptu Feyza! Ne geliyon sessiz sessiz." Feyza gülerek

"Enişte beyle konuşmanı böldüm sanırım sorry." Feyza gülerken ocaktan taşma sesi geldi. Hemen koşup altını kapattım ve fincanın döktüm. Feyza'ya bana katılmasını söyledim fakat sınavı olduğunu ders çalışacağını söyledi ve yanımdan gitti. Ben de Mardin'in serin akşamında kahvemi yudumluyordum.

👉⛤👈

BERDEL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin