Katil

1.5K 175 163
                                    

Yoongi genç hekimin gitmesinden sonra odasından çıkmamıştı. Felix ona yemek getiriyordu ama genç omega yemeklere dokunmuyordu. Changkyun babasının odasından ayrılmıyor, onu mutlu etmeye çalışıyordu.

Küçük çocuğun çırpınışları boşunaydı ama o bunu anlamayacak kadar küçük ve saftı. Hoseok koridorlara diktiği askerlerden onun hakkında günlük rapor alıyor, yemek yememesine sinirleniyordu. Omuzlarında hissettiği ellerle durakladı.

"Sevgilim." Daehwi' n huzur veren sesi artık huzursuz yapıyordu onu.

"Ne istiyorsun?" Öfkeli sesini duyan Daehwi geriledi.

"Bana neden böyle davranıyorsun hayatım?" sorusu cevapsız kaldığında dolu gözleriyle Hoseok' a çay koydu.

"Sinirlerin gerilmiş senin. Şu çayı iç." fincanı uzattığında Hoseok dönüp bakmadı bile.

"İstemiyorum!"

"Hadi ama lütfen Alfa' m." Hoseok güzel omeganın ısrarına daha fazla katlanamamış, göz devirerek elinde ki fincanı alıp içmişti. İçtiği anda rahatladığını hissetti Hoseok. Bütün düşüncelerden arındı sanki. Gülümseyerek omegaya bakmış, onu kolları arasına alıp şakaklarından öpmüştü.

"Ah benim güzel omegam. Özür dilerim senden, bu kadar stresli olup sinirimi senden çıkardığım için. " dediğinde Daehwi gülümseyerek onun yüzünü avuçları arasına aldı.

"Mühim değil Alfa'm. Ama kendini affettirmek istersen hayır demem." Dediğinde ikisi de gülmüş yataklarına geçmişlerdi.

Günler geçmeye başlamış, yeni gelen ilkbahar kendini yeniden kışa bırakmıştı. Yetişmeyen tahıl ürünleri ve beslenemeyen hayvanlar ölmeye başladığında halk sesini yükseltmeye başladı. Hoseok penceresinden kalenin duvarları ardında ki kasabaya bakıyordu. Durum böyle giderse halk ölecekti.

Sadece Sm kabilesi değil dünyada sonu gelmeyen bir kış başlamıştı. İki gündür diğer ülkelerden gelen mektuplar masasının üstünde küçük bir dağ oluşturmuştu. Yarısı eşini mutlu edemediği için onu suçluyor, yarısı da onu mutlu etmediği için eşini...

Ne yapacağını bilmiyordu Hoseok. Kapıya tıklandığında Hoseok derin bir nefes aldı.

"Gel." Tok sesi odada yankı yapınca Yongguk içeri girdi. Sert bakışlı asker eğilip selamını verdikten sonra bakışlarını Kral'a dikti.

"Efendim babalarınız geldi. Taht odasında sizi bekliyorlar." Hoseok babasının geldiğini duyduğu anda gerilmişti. Bir anda ne olmuştu da babası gelmişti ki ?

Sert ve hızlı adımlarla taht odasına girdiğinde babası tahtına oturmuş ona oldukça sinirli bakıyordu. Diğer babası da kendi tahtında oğluna hüzün dolu bakıyordu. Yoongi babasının solunda merdivenlerden aşağıda duruyordu. Omuzları dik , bakışları yerdeydi. Hoseok onu gördüğünde öfkelendiğini hissetti. Ailesi onun yüzünden buraya gelmiş olmalıydı. İşte bu yüzden Daehwi' yi seçerek oldukça doğru bir karar vermişti Hoseok.

"Baba!" diyerek eğildiğinde Kyungsoo oturduğu tahtından hızla kalkmış eğilen oğlunun yanına gidip ona tokat atmıştı. Öyle sert bir tokattı ki duvarlara tutturulmuş meşaleler sağlanmış, yanan mumların çoğu sönmüştü. Hoseok' n başı yan tarafa düşerken, öfkeli bakışları eşini bulmuştu. Ama ailesini buraya davet eden zavallı omega değildi. Bitmeyen kıştan dolayı gelmişlerdi ve aylardır yoldaydılar aslında. Daehwi taht odasına girdiğinde kaderi sonun başlangıcında yazılmış olan Alfa Do Kyungsoo odaya gelen kişiye baktı.

"Beni çağırtmışsınız Kral' m" Daehwi' n kibir ve alay dolu sesini duyan Jongin kaşını kaldırdı. Bu ne cür'etti . Karşısında hala yaşayan tek Kral Alfa vardı.

"Güzel eşini aldattığın omega bu mu?" Kyungsoo iğrentiyle Daehwi' ye baktı.

"Omegam hakkında düzgün konuş baba!" kasılmış çenesi ve omegasına hakaret edilmesiyle Hoseok kendini oldukça sinirli hissediyordu. Göz rengi değişirken bunu gören babası Kyungsoo güldü.

"Omegam mı? Sen ciddi misin?" Oğluna daha önce bir kere bile vurmayan Kyungsoo bugün iki kere tokat atmıştı. Eğer karşısında ki kendisi gibi Kral Alfa olmasaydı şuan da boynu kırılmıştı.

"Evet baba!"

"Yoongi? Tatlım." Kyungsoo diğer omegaya dönerken ses tonu da oldukça değişmişti. Sevgi ve şefkatle ona yaklaştığında genç omeganın ne kadar çöktüğünü görmüştü.

Kahin haklıydı.

Güneş Ay' ı sevmedi.

Sonları gelecek.

Bitmeyecek kış.

Zavallı omeganın yüzünü avuçlarına aldığı zaman, Yoongi gözyaşlarını tutamamıştı.

"Sorun yok baba." dediğinde Hoseok onun timsah gözyaşlarına bakıp ne kadar iyi oyuncu olduğunu düşünüyordu. Kendisi genç hekim ile beraber olurken iyiydi. Belki de daha öncede ilişkileri vardı ama Hoseok' dan korktukları için bunu söylememişlerdi.Zihin hastalıklıdır ve neye inanacağını bilemez.

"Sen gelmiş geçmiş Kral Alfa' ların içinde en yüz karası olansın Do Hoseok!" Babası ona dönmüş öfkeyle bağırırken, Daehwi koşarak Hoseok' n elini tutmuştu.

"Sakin ol Alfa' m." Daehwi onun daha da fazla öfkelendiğini anladığında fısıltıyla konuşmuştu.

"Bir insana asla hakaret etmem ama şu yanında ki orospuyu çek Do Hoseok! Atalarımız senden utanç duyuyor." Omegasına edilen hakaret ile Hoseok daha fazla kendini tutamamış elini babasının göğsünün içine geçirip kalbini yerinden söküp çıkardığında , kenarda sessizce olayı izleyip üzülen diğer babasının çığlığı koptu. Yoongi ve Jongin yere yığılan Kral' a koştuğunda Hoseok boştaki elini omegasının beline yerleştirmiş onu kendine çekmişti. Babasının kalbini kaldırdığı vakit yüzünde tek bir mimik bile yoktu. Diğer babası ölen babasının başında ağlayıp ağıt yakarken, Yoongi Hoseok' a baktı.

Ve yanında duran Daehwi' ye.Yoongi dışında kimse Daehwi' n yüzünde ki sinsi ve zafer kazanmış gülümsemeyi görmemişti.


Arkadaşlar bu arada profilimde evli mutlu fantazili bir welcome jung family ve sıradışı bir kurgusu olan, çok daha farklı bir Obsessively hikayesi vardır. Onlara da bakmanızı tavsiye ederim❤ öpüyorum sizi ❤

Tomorrow We Fight|SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin