bizim çocuklarımız

2K 210 93
                                    

Hoseok eşini kucağına aldığında buz gibi tenin kendi sıcak tenine değmesiyle ürperdi. O an Yoongi'ye dokunmak, buza dokunmak gibi hissettirmişti.  Yoongi gözlerini sıkıca yummuş açmıyordu. Yanaklarından süzülen yaşların donduğunu gören Hoseok uzandı ve üşüyen eşinin anlına ufak bir öpücük kondurduğunda Yoongi  ona daha çok sokuldu.  Nasıl da muhtaçtı en ufak sevgisine. 

Saraya gidene kadar hiç konuşmadılar. Sadece Hoseok' un  çıplak ayakları altında ezilen karın sesi vardı. Saraya vardıklarında kapıda ki askerler bakışlarını yere indirmiş, onları gören hizmetçiler kenara çekilip başlarını eğmişlerdi. Kral geçtikten sonra arkasından bakıp iç çekmişlerdi. Kral'ın  arkasından bakıp dudaklarını ısırdılar. Nasıl da sıkı bir vücudu vardı. Çok yakışıklıydı. Kendi aralarında bile konuşamıyorlardı. Yerin kulağı vardı ve eğer konuştukları Yoongi' in değil de Daehwi' in kulağına giderse çok kötü olurdu. Çünkü Yoongi' den çok Daehwi' in hükmü geçiyordu bu soğuk sarayda. Hoseok Yoongi' in odasına girdiğinde bu odaya uzun zaman sonra ilk defa girdiğini fark etti. Eşini yatağına uzandırdıktan sonra hekimi çağırmak için arkasını döndüğünde Yoongi uzanıp elini tuttu. Bugünlük yanında olması için elinden gelen her şeyi yapardı.

"Hekimi çağırmaya gideceğim."

"Gitme. Lütfen." Omeganın çaresiz çıkan sesiyle Hoseok derin bir nefes verdi. Onu bu halde bırakamazdı. Ama hekimi çağırması gerekiyordu. Genç omeganın kontrole ihtiyacı vardı.

"Muhafızlar." Diyerek seslendiğinde iki muhafız kapının dibinde belirmişti bile.

"Hekimi getirin." Dediği gibi muhafızların ayak seslerini duydular.

"Birazdan hekim gelip seni kontrol edecek."

"Peki Alfa." Dedi Yoongi sessizce. Hoseok ' un ellerinden tutmayalı ne kadar olmuştu sahi? Kaç yıl geçmişti son el ele tutuşmaların üzerinden. Peki, ona güzel şeyler fısıldamasının?

"Biz" diyerek söze başladı Yoongi. Hoseok bütün dikkatini omegaya verdi.

"Ne zaman bu hale geldik Hoseok. Neden bu hale geldik. Sen değil miydin doğmak için beni bekleyen. Jongin babayı zorlayan. Sana karşı bir saygısızlığım mı oldu? Seni aldatmadım da, biliyorsun." Uzun zamandır sormak istediklerini sordu Yoongi. Çünkü Hoseok onun yanında 5 dakika bile kalamıyordu. Kalmıyordu kısacası.

"Kralım." Hekimin sesini duymalarıyla sadece Hoseok derin bir nefes aldı. Ne diyeceğini bilmiyordu çünkü. Ne diyebilirdi ki.

Eşi dediklerinde haklıydı ama açıklayamıyordu genç Kral. Kendini hiç anlamadığı bir girdabın içindeymiş gibi hissediyor, çırpındıkça boğuluyordu.

"Gir." Kısa komut vermesiyle saray hekimi Junhoe içeri girdi. Junmyeon ' dan sonraki saray hekimi bir beta değil aksine güçlü bir Alfa'ydı. Junhoe' un da bir namı vardı. Yakışıklı Alfa henüz mühürlenmemişti. Bu yüzden saraydaki bekâr omegaların ve betaların  gözdesiydi.

"Yoongi yüksekten atlayarak kendine zarar verdi. Tedavi et." Dedikten sonra Yoongi' in sıkıca tuttuğu elini çekmiş,onu bekleyen sevgilisinin yanına gitmişti. Onu mühürleyemediği için çocuk sahibi olamıyorlardı. Hoseok onu mühürlemek için çok çabalamıştı, ama olmuyordu bir türlü. Yoongi ile olan mührü de bir türlü kırılmıyordu. Hoseok çıktıktan sonra Junhoe çantasını yatağın kenarına koyup oturdu.

"Yoongi neren ağrıyor." Dediğinde Yoongi gözyaşlarını saklama gereği duymadan serbest bıraktı. Junhoe uzanıp genç omeganın gözyaşlarını silerken kendi gözlerinin de dolduğunu bulanıklaşan görüş açısıyla anlamıştı. Genç alfa boyundan büyük işlere kalkışıyordu Kral'ın eşine âşık olarak. Elinde değildi. Yoongi onun hayallerini süsleyen bir omegaydı. Bir çizgisi vardı, ufku vardı. Sevecendi, kibardı, eskiden maceraperesti ayrıca. Hayatı seviyordu, yaşamayı...

Ama eskiden.

Şimdi  ise karşısında ki omega kırıklarından sızıyordu.

"Ruhum acıyor Jun. Bir insanın ruhu acır mı?" diyerek masumca sorduğunda Junhoe uzanıp sevdiğinin ellerini, elleri arasına aldı. Buza dokunuyormuş gibi hissetti genç hekim.

Ateşe dokunuyormuş gibi hissetti genç omega. 

"Acır. Sevgisiz mühür acıtır Yoongi. İzin ver sana aşkımı sunayım. Gerçek bir kral ol hayatımda. Seni seven bir eşin olsun. Oğluna gerçekten babalık vazifelerini yerine getirecek biri olsun. Söz veriyorum sana, sen ne arzu edersen o olur, sen ne istersen o. Lütfen beni hayatına al. Gidelim buralardan, yepyeni bir hayat kuralım. Aşkımı da beni de lütfen kabul et Yoongi." Junhoe başını tuttuğu ellere yaslamış ağlıyordu. Yoongi bir elini çekip yavaşça siyah saçları okşadı.

Hoseok yavaşça Daehwi' n burnunun ucundan öptüğünde genç adam kıkırdadı. Ellerini onun göğsüne koyarken fısıltıyla konuşurken, dolu gözlerini Alfa' ya dikti.

"Seni öyle çok seviyorum ki Hoseok. Kendime engel olamıyorum bu aşk karşısında." Dudakları gerilmiş, titremeye başlamıştı. Bir, iki yaş gözlerinden firar edip yanaklarından süzülerek yastığıyla buluşmuştu.  

"Biliyorum evlisin ama elimde değil. Keşke Yoongi' de bizim birbirimize olan sevgimizi görse de bundan vazgeçse. " Hoseok ağlamaya başlayan genç adamı kendine çekip sıkıca sarıldı. Çıplak bedenleri terli ve soğuk havaya rağmen ateş gibiydi. Hoseok karamel rengi saçlara öpücükler konduruyor,  sırtını okşuyordu. 

"Söz veriyorum sana sevgilim. O günlerde gelecek ve bu sarayda bizim çocuklarımız koşturacak. Güzel geniş bir aile olacağız sevgilim." Dedi genç adamın anlını öperken.

"Gerçekten olur mu?" Daehwi umutla başını kaldırıp Alfa' ya baktı. Yaşlı gözleri umutla parlıyor, Alfa' ın ağzından çıkacak her sözcüğe güveniyordu. Olmayacağını bildiği sözlere,  yeminlere bile.

"Gerçekten." diyerek onayladığında Hoseok, Daehwi gülerek kollarını Alfa' sına sarıp teşekkür etmeye, onu sevdiğini söylemeye başladığında Hoseok onun sevimliliği karşısında güldü ve oda ona sevdiğini söyledi. 

Aradan birkaç saat geçtikten sonra Hoseok yatağından kalkıp yeni bir sabahlık giydi. Yoongi' in odasına doğru ilerlemeye başladığında istemsizce oğlunun odasının önünden geçti. Kapısı aralıktı ve cılız bir mum ışığı vardı. Gece yarısı olmuştu bile ve oğlu neden hala uyumamıştı? Kaşlarını çatıp yavaşça kapıya yaklaştığında, oğlunun diz çökmüş dirseklerini yatağa yaslamış, birleştirdiği ellerini anlına yaslamıştı.

"Tanrım, biliyorum ki beni dinliyorsun. Sana yalvarıyorum babam düzelsin. Beni ve diğer babamı sevsin. Diğer babam çok üzülüyor, bana belli etmemeye çalışıyor ama ben biliyorum. Çok üzülüyor o. Bazen ağlıyor da. Ağladığı zaman ben çok üzülüyorum. Diğer babama hiçbir şey söylemiyor ve o da zaten umursamıyor bile. Babam  başka bir adamla beraber ama o adamı hiç sevmiyorum. Sevgili Tanrım o adam lütfen gitsin. Bana çok kötü davranıyor o adam. Geçen gün bana tokat bile attı. Neymiş karda oynayıp sarayın içini de kar yapmışım. Ama kar erir ki. Erir değil mi? Babama söylemedim bu durumu, diğerini de. Hem babam çok üzülmesin istedim. Kral olan babam da yine umursamazdı zaten. Tanrım lütfen kral olan babam bizi sevsin. Söz veriyorum çok daha iyi bir çocuk olurum, karla da oynamam. Yemeğimi de yerim. " küçük çocuğun sözlerini hıçkırıkları bölüyordu. Daehwi oğluna tokat mı atmıştı? Durum ne olursa olsun, o onun oğluydu. Kendi kanındandı. Dillere destan Do Kyungsoo' un ilk ve tek torunuydu o. Hoseok bu konuyu Daehwi ile daha sonra konuşmak üzere aklına not edip Yoongi' n yanına gitmek üzere harekete geçti. Yoongi' n odasına yaklaştığında odadan çıkan genç hekimi gördü.

"Şuan iyi mi?" Junhoe başını kaldırmadan yanıtladı onu, izin isteyerek yanından geçerken Hoseok genç hekime daha dikkatli baktığında gözlerinin kenarlarının kızardığını gördü. Hekim durduk yere neden ağlamıştı ki? Bu durum kaşlarının daha çok çatılmasına sebep olurken,  Yoongi' in odasına girdiğinde eşinin ayağının sargıda olduğunu ve huzurla uyuduğunu gördü. Uzun saçları yastığın üzerine ahenkle dağılmıştı sanki. Beyaz teni, beyaz çarşafların arasında oldukça narin duruyordu. Nasıl kıyıyordu bu güzelliğe. Emindi ki bu güzellik için birçok alfa birbirini öldürürdü. Öyleyse neden kendisi ona bakmıyordu bile. Dikkatli baktığında  Hoseok, Yoongi' in de göz kapaklarının kızardığını fark etti. Öfkeyle yumruklarını sıkarken odadan çıkmak için arkasını döndüğünde Yoongi' in ona seslenmesiyle yerinde durdu.

"Lütfen gitme Hoseok." 




Tomorrow We Fight|SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin