15.'Kırılma Noktası'

1.9K 105 19
                                    



Sessiz insanlar, sinsi olarak görülürdü. Konuşmaz ama etrafa iyice yayılır ne yapıp ne eder mutlaka bir zehir katardı ortalığa. Fakat bana göre sessizlik, bundan kaynaklanmıyordu. Kimi insan anlaşılamamaktan, sürekli alay konusu olmaktan, dediği her sözün başka yöne çevrilmesinden, hiçbir sözünün dinlenilmemesinden, değer görülmemesinden, hep arka plana sokulmasından, birde suçlu senmişsin gibi suçlanmasından bıkan kimselerdir.

İşte kişi yıllarca ortak olduğu, bir hevesle söyleyip tüm güzel duygularını tek nefeste sönmesini sağlayan insanlar yüzünden sessizleşti.

Zamanla tüm hevesi uçup gider sessiz, yabani, garip birine dönerdi insan. Bu olay kişi dolana dek devam eder dururdu. Yine aynı olayları yaşar, aynı sesleri işitir, aynı duyguları tadar ama yine de sessizliğini bozmazdı.

Fakat gün gelir hiç beklemediği bir anda bozar sessizliğini; ansızın çakan bir şimşek gibi duramaz yerinde. Sanki yıllardır susan o değilmiş gibi etrafında koskoca bir hengâme kopar.

İşte bu anlar yeni hayatın bir başlangıcı niteliğindedir. Bu anlar kırılma noktasının ta kendisidir. Ve bu anlardan sonra kişi birdaha asla eski benliğine dönemez.

Sıkıldığımı belirtmek istercesine derin bir nefes verdim. Elimde ki kalemi ritmik hareketlerle sallarken Fatıma'nın bir an önce gelmesini umdum.

Beni aramış Aischa teyzeye gideceğimizi söylemişti. Bir kalem ve defter almamı da söylemeyi ihmal etmemişti. Ali dükkanından getireceğini söylemiş, gitmiş ama saatlerce geri dönmemişti.

Kaç kere aramama rağmen bana bir kez olsun geri dönmemiş beni habersiz bırakmıştı. Abdul amcayı giriş katında bulup ona Aliyi sorduğumdaysa önemli bir işi çıktığını söylemişti.

Sıcaktan ağzım kurumuştu. Kalkıp mutfağa gittim. Mutfak han mutfağı olduğu için bir hayli büyüktü. Buraya gelen tüccarlar yanda ki yer sofralarına kuruluyor, Rukiyye teyzenin yaptığı güzel yemeklerden yiyorlardı.

Sürahiyi buzdolabından çıkartıp bardağa koyarken yanıma Samira geldi.

"Firuze bir yere mi gidiyorsun?"

"Evet Fatımayla Aischa teyzenin yanına gideceğiz." Dedim suyumu yudumlayarak.

"Ah! O zavallı kadının yanına mı? Ona gerçekten üzülüyorum. Kimsesiz yıllardır öyle tek başına kalır oralarda."

"Sen tanıyor musun ki onu?" Dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Elbette. Hatta öyle bir hikayesi var ki Fatıma belki anlatmıştır sana ama-"

"Hayır anlatmadı." Dedim sözünü keserek.

Şaşırarak baktı. "Anlatmaması ilginç doğrusu, neyse Fatıma gelene kadar gel ben sana anlatayım. "

"Peki".dedim yandaki yer yastığına kurunarak.

Biraz komik miydi ne?

Samirayla yan yana oturmuş sohbet ediyorduk.

"Bak Aischa teyze zamanında çok aşıkmış, hatta ailesi evlenmesine izin vermediği için evden kaçmış. "

"Ya." Dedim şaşırarak. "Neden izin vermemişler ki?"

"Adam çok zenginmişte ondan."

"Yani adam sırf zengin olduğu için mi?"

"Evet, ailesi şımarık olduğunu zenginlerden hayır gelmeyeceğini söylemiş. "

"Gerçekten çok saçmaymış. "

"Kesinlikle. Ha birde. " dedi heyecanla. "Kiminle evliydi biliyor musun hani bizim şu-"

EşkiyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin