9. Bölüm

238 32 27
                                    

Gözlerimi zorlukla açtım. Ellerimle gözlerimi ovalarken üzerimdeki yorganı tekmeleyerek kaldırmaya çalıştım. Gerçekten deli gibi yorgun hissediyordum. Başımı yana çevirerek alarmın üzerinde yazan rakamları okumaya çalıştım. 06:32... Sıkıntıyla nefes vererek başımı yastığa gömdüm. Henüz normalde uyanmam için yaklaşık yarım saatim falan vardı ve okul da yürüme mesafesi olduğu için zamanı çok kafaya takmıyorum. Fakat uykusuz bir şekilde, olması gerektiğinden daha erken uyanmıştım... 

Haftasonu biraz erken geçmişti. Eve dönünce Louis'lerde kaldığımız geceden annemize bahsetmemiştik. Zaten annem de bunun hakkında pek bir şey sormamıştı. Ama her ne kadar o zaman farketmesem de şu an aklıma bir şey takılmıştı.

Biz o gece Louis'nin evinde kaldığımızda evde ne annesi ne de babası vardı. Ve gelip gelmeyecekleri hakkında da ne kendisi ne de kız kardeşi bir şey söylemişti. 

Beynimin içinde dönüp dolaşan düşüncelerden kafamı boşaltmak için derin bir nefes alıp yatakta doğruldum. Haftanın ilk günü bok gibi bir enerjiyle sabahın köründe uyanıp okula gitmek gerçekten rahatsız ediciydi.

Yüzümü ellerimle kapatıp birkaç saniye esnedim. Aşağı kattan zilin çaldığını ve kapının açıldığını duyabiliyordum. Tanıdık iki ses yukarı, odama kadar gelince gözlerimi kısıp seslere odaklandım.

Söyledikleri hiçbir şey anlaşılmıyordu fakat bu iki sesi gayet iyi tanıyordum. Pencereyi hafifçe aralayıp baktım... henüz güneş doğmamıştı bile! 

Merdivenlerde iki çift ayak sesi kulağımı doldurunca üzerimde sadece boxerımın olduğunu farkedip ilk birkaç saniye ortada öylece panikleyip kaldım.

Tam sandalyenin üzerindeki eşorfmanı giyeceğim sırada kapı kolunun açıldığını duydum ve olduğum yerde tek ayak üzerinde kaldım. 

"Uyandırma servisi ayağınıza kadar geldi! Fırsatı kaçırmayın ve sizi yataktan sürüklemeye başlamadan önce lütfen yataktan kalkı-" Louis beni gördüğü gibi kaşlarını çatıp yüzüne muzip bir gülüş takındı. Arkasında duran Niall'ın ne olduğunu merak edercesine ne olduğunu görmeye çalıştığını farkedebiliyordum.

Louis kahkaha atmaya başladığı sırada rahatsızca gülümseyip mal gibi düştüğüm yerden kalkmaya çalıştım... Evet... düştüm. Hem de giymeye çalıştığım eşorfmanımın üzerine basarak tepetaklak düştüm. Kıçımın üstüne... Ve Louis buna şahit oldu. 

Niall en sonunda beni yerde gördüğünde gözlerini devirdi ve mırıldandı. "Yine günlük sabah rutin düşüşlerimize başladığımıza göre ben aşağıya iniyorum. Annen çikolatalı kurabiye yapmış. Sizinle burda vakit kaybetmeye hiç vaktim yok. Hemen üstünü giyin de aşağıya inin." 

Niall'ın benim kıçımın üstüne düşüşüme hiçbir tepki göstermeden aşağıya kurabiyelere koşması Louis ve beni güldürmüştü. Seni küçük aç civciv, kıçımın ne kadar acıdığını tahmin bile edemezsin!

Louis bana doğru yürüyüp kalkmam için elini uzattı. "He-hey, günaydın Louis?" Sesim biraz daha soru sorar gibi çıkmıştı çünkü onu burda görmeyi hiç beklemiyordum. Ne düşündüğümü anlamış olacak ki açıklama yapma gereği duydu. "Niall beni sabah zorla uyandırdı. Telefonda tam olarak ne söyledi bilmiyorum uykuluydum ama okulda bir şey mi ne varmış. Birileri mi gelecekmiş bir şeyler mi alacaklarmış yoksa fotoğraf mı çekeceklermiş hiç anlayamadım. Yani kusura bakma sabahın köründe öyle rahatsız etmek istemezdim seni ama.."

"AH HAYIR!" Louis şok olmuş bir şekilde yüzüme baktı. "BUGÜN FOTOĞRAF ÇEKİLECEKTİ! BUGÜN VESİKALIK VE SINIF FOTOĞRAFLARI ÇEKİLECEKTİ!" Benim bağırışlarım arasında Louis gözlerini devirerek sıkıntıyla nefesini dışarı verdi.

Cԋɾιʂƚɱαʂ Gιϝƚ ☆ Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin