bölüm 4

54 4 0
                                    

Doğa

Kahvaltı yapmak için aşağı indiğimde nermin abla masayı hazırlamıştı . bu sırada bir şeyler pişiriyordu . masanın yanında duran sandalyeyi çekip oturdum ve yemeğe başladım. aniden aklıma gelen fikirle daha yeni elime aldığım çatalımı tabağımın kenarına bırakarak .duruşumu dikleştirdim. Öğrenecektim. Merak ediyordum

"kim bu meriç" yaptığı yemeğe ara vererek bana döndü. Yüzünde gizemli bir ifade vardı. Sanki bu ifade kendiyle birleşmişti.

"neden bilmek istiyorsun" cevabı karşısında şaşırmıştım. sesi sertleşmiş ve garipleşmişti . uzun ve abartılı bir "hmm" sesi çıkartarak

"belki de beni kaçıran adamın geçmişini merak ediyorumdur" sesim kısıktı. mırıldanır gibi çıkmıştım. belki de kendi kendime konuşuyordum. benimle hiç ilgilenmediğini belirtmek için yaptığı işe geri döndü. omuzumu umursamaz bir tavırda hareket ettirerek çatalımı peynire batırdım . aradan geçen dakikaların sonunda derice bir iç çekerek konuşmaya başladı . belki de anlatmak istiyordu. Ya da onu zorlamıştım.

"meriçle biz annesi öldükten sonra tanıştık . daha 7 yaşındaydı ve hiçbir şeyden haberi yoktu . daha çocuktu . tek bildiği şey annesini öldüren şeyin bir hastalık olduğuydu , ve bu hastalık yüzünden annesini bir daha göremeyecekti . ona bu yaşına kadar ben annelik yaptım ve yapmayı da sürdüreceğim . ancak benim yaptığım annelik ona yetmiyordu . meriçin psikolojisi bu sürede iyice bozulmuştu ve babası ona iyi gelecek şeyin bir uzman görüşü olacağını düşünüp onu bir psikoloğa götürdü . birkaç ay içinde onlarca psikolog değiştirdi fakat hiç biri sorunlarına çare olamadığı için babası ona en iyi gelecek şeyin aile içi şefkat olduğunu düşündü . bu yüzden ona verebileceği bütün şefkati verdi . bu sırada gittiği psikologların birinde ada ile tanıştı ve bu zamana kadar hiç birbirlerinden ayrılmadılar . " konuşurken zorlandığı belliydi. aslında ona üzülmemem gerekirdi ama aynı şeyleri ben de yaşadığım için bu sürecin ne kadar zor ve yorucu olduğunu biliyordum . her ne kadar beni babam için kaçırıp bir eve hapseden psikopat sadist bir manyak olsa da beni kaçırmasını tetikleyen olay bu olabilirdi .

"adanın klinikte ne işi vardı ki , yani babası falan mı psikologtu ." diye sordum .

"hayır adanın da psikolojik sorunları vardı" şaşırmamıştım. beni kaçıran adamın en yakın arkadaşından ne beklenirdi ki. o da onun gibi sadist bir manyaktı herhalde. gerçi tanımadığım insanların karakterlerini bilemezdim , geçmişinde yaşadıklarını da ve bunların nedenlerini de . bilmem de gerekmezdi , o da ayrı bir konuydu ya...

"peki sen meriçin babası ile nasıl tanıştın yani seni nasıl işe aldı" soruma karşılık gözlerini kaçırdı ve panikledi. gözlerindeki telaş her halinden belliydi . yüzündeki endişeyi silmek için gülümsemeye çalıştı ancak başarılı olamayınca vaz geçti.

"meriçin babası benim üvey babamın arkadaşıydı , ben o zamanlar 4. Üniversitemi okuyordum. yarım zamanlı okula gidiyordum . yani erken gidip öğlen olmadan geri geliyordum . üvey babam ise her zaman evde çalışıyordu ve beni evde görmek istemiyordu . bana pek iyi davrandığı söylenemezdi ancak annemle arası çok iyi olduğundan ben onlara karşı bir engel değildim . meriçin babası benim üvey babama  bir çalışan aradığını , bu çalışanın çocuk bakacağını , ev işleri yapacağını ve yemek yapacağını söyleyince ben üvey babama artık okumak istemediğimi başka insanlara yardım etmek istediğimi söyleyince çok üstelememe gerek kalmadan üvey babam kabul etti . ailemdeki herkes bu durumu saygı ile karşıladılar annem bana küçükken hep eğer okumayacaksan çalışacaksın , ben evde boş duran insan istemem derdi , bu yüzden annem için kolay bir süreç oldu , üvey babamsa beni yatılı bir okula gönderip parasını kaptırmadığına sevinmişti , ve ertesi gün ben buraya geldim , ilk başlarda geliyordum merice bakıyordum , meriç uyuyunca evin işlerini yapıyordum , yemeği yapıp meriçle ilgilenip gidiyordum fakat böyle hepimiz için zor oluyordu ben de sonraları biraz burada kalıp biraz eve gidiyordum ancak annem ölünce işler çok değişti . ben sürekli burada kalmaya başladım . babam ellerindeki tüm parayı kumarda kaybetti  yaptığı bütün yatırımlar gitti iflas etti ve kendi izini kaybettirdi . şu an nerede olduğunu bilmiyorum , açıkçası bilmek de istemiyorum ." gözleri dolmuştu yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirerek yaptığı yemeğe geri döndü . 

"ee meriç şimdi benim yaşlarımda olmalı , okula gitmiyor mu" konuyu değiştirmem gerekiyordu. cevap vermediği sürede  kendini biraz olsun toparlayabilmişti.

"yok sadece sınavlara giriyormuş" moralinin bozuk olduğunu anlamıştım . masadan kalktım ve yanına gittim. gülümseyerek

"ben de yardım edeyim mi"

Meriç

masanın üzerine oturmuş , garip bir gülümseme ile telefonumun ekranına bakıyordum , bu doğanın annesinden belki yüzüncü , belki bininci tehdit mesajıydı . mesajlardan en ilgimi çeken en son gönderdiğiydi

meriç ne yaptığını bilmeden kötü şeyler yapma . en azından biraz bekle de gerçeği öğren sadece biraz sabret . pişman olacağın şeyler yapma . emin ol gerçeği bilince sen de bana hak vereceksin . eğer o pis ellerinle kızıma bir şey yaptıysan bunun bedelini ağır ödersin . çünkü gerçeği öğrenince bu hayatında sırtında taşıdığın en büyük yük olur  en ağır acı olur ben buna dayanamam meriç ve emin ol sen de buna dayanamazsın kızımı öldürme ve sabret sana anlatacağım şeyler var . emin ol bunları duyunca yaptığına çok pişman olursun ancak ben bunu affetmem , sen de affedemezsin beni değil kendini lütfen kızıma zarar verme.

sanırım bunu bana yutturmaya çalışıyordu çünkü bu kadar pişman olacağımdan emin olduğu şey ne olabilirdi . babamı öldüren kişinin karısı benim bu anlatacağından bile emin olmadığım şey hakkında nasıl bu kadar kararlı olabilirdi ki . sinir bozukluğuyla güldüm ve aradım. telefonu açar açmaz konuşmaya başladım

" nedir bu pişman olacağımdan emin olacağım şey . söyle "sinirim bozulmuştu ve sinirim bozulunca kendimden korkuyordum

"biliyordum kızımı öldürmediğini eğer o pis ellerinle kızıma dokunursan buradan kimse canlı çıkmaz" ağladığı belliydi ve bu onu aciz duruma düşürüyordu.

"ancak bu senin kendi ellerinle kendi mezarını kazman gibi bir şey olur ve bu beni hiç uğraştırmaz yap dediğim an kızını bir darbe ile öldürebildiğimi biliyor olman gerekiyordu . çok yazık... şimdi uğraştırma beni de hemen söyle." odada bir ileri bir geri gitmeye başlamıştım.

"sabır meriç... sadece sabır." ufak bir kahkaha atıp adımlarımı daha da büyüttüm

"sabır ha ... sabır... kızın acaba benim maruz bıraktığım işkencelere ne kadar dayanabilir . bunu denememi ister misin ." tehdit ediyordum. kimseye zarar veremezdim. işkence edeceğim falan da yoktu.

"tamam meriç bana sadece bir ay ver ve bütün gerçeği önüne dökeyim kanıtlarla..." bir ay çok uzun bir süreydi. ama gerçeği öğrenmem gerekiyordu

"tamam bir aydan ne bir eksik...ne bir fazla..." dedim ve telefonu kapattım hızlanan adımlarımı yavaşlatmış ve yavaşça durdurmuştum. acaba bu dediği sır neydi . söylemse bile ben bu sırrın peşini asla bırakmazdım.

***********************************************************************************************

tekrardan yeni bir bölümle karşınızdayım bu bölümü yazdığım zaman çektiğim acıyı bilemezsiniz...yazdığımda tam yayınlıyordum ki bilgisayar kapandı ve sil baştan . ardından tekar yazdım ve bitirmeye çok yakındım ki kedim bütün işleri mahvetti sonra elektrikler gitti ancak sonunda başardım . noktalama işaretlerinde sıkıntı çıkmışsa kusura bakmayın...

bu bölümde nermini  kurcaladık ve tranvatik olayları olduğunu gördük. meriçi kendi çocuğu gibi benimseyip ona bir aile olması ve onun psikolojisini düzeltmeye çalışması çok etkileyiciydi ayrıca yeni bir karaktere merhaba dedik gülçine Doğanın annesine karakterin iç çelişkileri olacak ve kararsız olacak . artık iyi mi kötü mü siz karar verin . kitapla ilgili yeni kararlar aldım

kitap ortalama 35 40 bölüm olacak ve bulabildiğim tüm zamanlarda bölüm atacağım.

kurgunun ilerlemesine göre 2.kitap çıkabilir. 

şimdilik bu bölüm bu kadardı . burada bırakıp yeni bölümü yazmaya başlıyorum



Kamp Ateşi (Kitap Oldu!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin