Gerçekler

1K 47 34
                                    

N: beni bu kadar iyi nasıl tanıyorsun. Tahir ben sana güvenmek istiyorum lütfen benden birşey saklama beni nereden tanıyorsun bilmek istorum. Lütfen benden birşey saklama ileride öğrenirsem güvenimi kaybederim ben böyle olsun istemem o yüzden anlat lütfen. Zaten ben eminim sen beni üzecek birşey yapmazsın.

Ne diyebilecektim evet onun için kötü birşey yapmamıştım ama ona herşeyi anlamamıştım anlatmama nedenim ona o günleri birdaha hatırlatıp üzmemekti. Acaba anlatırsam benden uzklaşırmı korkar mı ki eğer benden kokarsa kendimi hiç affetmem. Ben bunları düşündükçe gözlerim dolmaya başladı, Allahım ne olur benden uzaklaşmasın lütfen.

Tahir in gözleri dolmaya başladı eminim benden gizlediği birşeyler var. Ama ben Tahire inanıyorum o benim üzüleceğim birşey yapmaz, lütfen allahım lütfen Tahire inanayım lütfen mutluluğumuz bozulmasın.

Adam kadının tekrar üzülmesin den korkuyordu, kadın ise adamın kötü birşey yapmış olmasından ona güvenememekten korkuyordu. İkisinde bu mutluluklarının bozulmasından çok korkuyordu çünkü birlikte mutlulardı bitemezdi herşey daha yaralarına merhem olacaklardı.

T: Nefesim ben bunu sana o günleri hatırlama birdaha üzülme diye söylemedim, söyleyemedim birdaha o günleri hatırlayıp üzülme diye ne olur bana inan ben seni üzmek için söylemedim.
N: Tahir ben senin beni üzebilecek birşey yapmicağını zaten biliyorum ama lütfen anlat artık.
T: hani ben sana dedim ya seni cadde de gördüm diye o doğru ben seni üç yıl önce gördüm daha çok küçüktün biliyorum ama kalbime söz geçirmedim işte diyemedim küçük diye. Sonra her gün oraya geldim seni görebilmek için küçüktün ama çok olgun duruyordu görünüşün davranışın, sen gülünce istemsizce bende gülüyordum mutlu oluyordum. Yanında biri vardı annen miş sonra öğrendim bir yıl boyunca sürekli o caddeye gittim ama birdaha seni göremedim. Bende araştırmaya başladım neyi sevip sevmediğini, zevklerini, olaylara olan tepkilerini yani herşeyini. Sonra annenin öldüğünü, o an okadar üzüldüm ki senin yıkıldığını her gördüğümde dayanamıyor dum ama çıkıpta gelemiyor dum ne diyebilecektim kimsin desen ne diye bilirdim. Sonra o adamın sana yaptıkları adamda denmez ona piç, yavşak, pardon. O sana her vurduğunda ben acı çektim hem fiziksel hem ruhsal fiziksel çünkü içim acıyordu benim meleğim orada acı çekiyordu, fiziksel çünkü sen orada şiddet görürken ben her gün kendimi dövdürdüm çünkü senin hissettiğini hissedebilmek için. Bunları yapma nedenim benim canımın canını yakmalarıydı evet piskopatça ama başka çarem yoktu kaç kere o piçin yaşattıklarını yaşatmaya kalkıştım abimgil engel oldu. Haklılardı da yapsam şikayet edecekti etsin zerre korkum yok ama meydan ona kalacaktı yine sen acı çekecektin. Erkenden evlenmek istemezdim, bende isterdim hayatını yaşayıp evlenmeni ama seni biraz daha onun eline bırakmazdım. Ama inan bana mutlu olman için elimden geleni yapıcam birlikte gezipi görücez. Sen yeter ki bana inan, güven. Lütfen nefesim lütfen affet beni ne olur, biliyorum ilk sorduğunda söylemeliyim ama üzülmeni istemedim lütfen affet.

Ne diyeceğimi bilemiyor dum şok olmuştum, tekrar annemi hatırlamak beni yıkmıştı karşımda kafası eğik ağlıyordu kıyamıyor dum biliyorum mutluluğum için anlamadığını, hem kendi ne acılar çekmiş evet diceksiniz birazda kendini düşün ama Tahir yapmaya bilirdi umursamaya bilirdi herkes gibi görmezden gelebilirdi. Evet birisi tarafından izlenmek ürkütücü ama Tahiri az çok tanıdıysanm onun ne kadar saf, temiz sevebileceğini biliyordum. O yüzden ona kızamazdım. Kafasını kaldırıp yüzüme bakmasını sağladım gözleri kıpkırmızı olmuştu içim parçalandı. Siz söyleyin ben nasıl kızabilirim ki bu kadar seven bir adama. Onu kendime çekip sarıldım. Kafasını boynuma koyup ağlıyordu, sımsıkı sarıldım ben burdayım gitmicem dercesine. Küçücük bir çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordu içim parçalanıyor du onu böyle gördükçe.
N: Tahir tamam artık ağlama bak lütfen, burdayım yanındayım sana inanıyorum lütfen sen böyle ağladıkça benim içim parçalanıyor lütfen.
Kafasını boynumdan çekip bana bakıyordu. Elimi yanağına koyup göz yaşlarını sildim, sildiklerimin yerine yenileri ekleniyordu yanağını sevmeye başladım.
T: s sen b b bana i ii inanıyorsun yyani
N: evet hemde tüm kalbimle lütfen artık akıtma o göz yaşlarını hım hadi.
T: tamam tamam ağlamicam ama sende ağlama ne olur akıtma o pınarlarını içim gidiyor.
Ağladığımı farketmemiştim bile. O da benim göz yaşlarımı siliyordu.
N:tamam bak ağlamıyorum hadi sen de ağlama lütfen.
T: nesefim ben kötü işler yapıyorum yani insanlara kötü davrananlara cezalarını veriyorum. Evet benim haddime değil ama bu yasalar adaletli değilki ama hiçbir canlıyı öldürmedim öldürmem ama yaralıyorum o da o piçleri.
N: Tahir ben ben neden diyemiyorum ama lütfen azalt başını belaya sokma.
T: tamam söz azaltıcam yemin ederim.
Nefesim bana inanmıştı, güvenmişti. Çok korkmuştum gider beni bırakır diye ama bırakmadı vazgeçmedi bana inandı bizi seçti. Bundan sonra onun mutluluğu için herşeyi yapıcam bu pis işlerimi de azaltıcam yeter ki mutlu olalım.
Akşama doğru bahçeye çıkıp biraz hava aldık, sonra içeri geçip film izlemeye karar verdik. Film izlerken başımı meleğimin göğsüne koydum kollarımı da beline sardım, kafamı kaldırıp baktığımda hem şaşırmış hemde tebessüm ediyordu. O kadar rahattım ki kalp atışlarını duyabiliyor dum, kokusunu en derinlerine çekiyordum çok güzel bir his miş sevdiğinin yanında olması onun kollarında huzura ulaşmak. Meleğim saçlarımı okşuyor du allahım sana binlerce kez teşekkür ederim bana bu günleri nasip ettiğin için bu anı yaşattığın için. Gözlerim hafifçe kapanmaya başladığında duyduğum şeyle kalbim yerinden çıkacaktı neredeyse.
N: iyi uykular kalbi güzel adam.
Saçlarımda bir buse hissettiğimde bu yaşanılanların rüya olmasından çok korktum çünkü bir rüya kadar güzeldi. Kendimi meleğimin şevkatli, sevgi dolu kollarına bırakıp o cennet kokusunu içime çekerek uykuya daldım.

Olanlardan sonra bahçeye çıkıp biraz hava aldık iyi gelmişti birazda olsa rahatlatmıştı. Sonra içeri geçip film izlemeye karar verdik filmi izlerken Tahir kafasını göğsüme koyup kollarını belime doladı, hem çok şaşırdım hemde çok mutlu oldum bende bir koluma onu sarıp diğer elimle e saçlarını okşamaya başladım. Sebepsiz bir şekilde onun yanında çok mutlu oluyordum bu yaşıma kadar hissetmediğim duyguyu ben Tahir de hissediyorum. Evet ondan etkileniyorum ama bunun bir heves olmasından çok korkuyorum ama ben kendimden, bizden eminim bizimki kocaman bir sevda olacak dillerden dillere dolanacak. Tahire baktığımda gözleri hafif hafif kapanıyordu o an içimden şunları söylemek geldi "iyi uykular kalbi güzel adam" saçlarına koklayarak bir öpücük bıraktım misler gibi kokuyordu küçük bir çocuk gibi göğsüme sığınmış masumca uyuyordu. Üşüyebileceği aklıma gelince yandaki çarşafa uznıp üzerimize örtüm. Saçlarını tekrar öperek onun yanında huzurla uykuya daldım.

Sabah uyandığımda Tahir hala göğsümde kafasını kalbime dayamış uyuyordu bende saçlarını okşayıp yanağına bir öpücük kondurup uyanmamasına dikkat ederek mutfağa doğru gittim. Bu gün ona kahvaltı hazırlayacaktım, dün yemek hazırlarken malzemelerin yerini öğrenmiştim.
Herşeyi hazırlamıştım Tahiri uyandırmaya salona gittiğimde yeni uyanıyordu kafasını benim uyuduğum tarafa çevirip beni göremeyince hemen doğruldu, bende direk yanına gittim beni görünce direk boynuma sarıldı çok hızlı nefes alıyordu. Bende ona sarılıp bir yandan da saçlarını seviyordum bu onu bir nebze olsun rahatlatmıştı olacakki nefesleri düzene girmeye başlamıştı.
T: seni göremeyince çok korktum
N: korkma burdayım, yanındayım, seninleyim sakinleş hadi.
Biraz daha kendine gelince elinden tutup mutfa doğru yürümeye başladım tabi şoka girdi bir an elini tutunca ama ne yapıyım ben böyleydim sevince ona çok yakın olmak istiyordum. Mutfağa geldiğimizde Tahir bir bana bir masaya bakmaya başladı.
T: neden kendini yordun, eni kaldursaydın birlikte hazırlayan bilirdik, hem kendini yormamış olacaktın.
N: ben yorulmadım ki tam tersi çok eğlendim sana birşeyler hazırlamak çok eğlenceli. Ve seni uyandırmadım çünkü çok masum saf, çocuklar gibi uyuyordun kıyamadım ne yapim. Hem hadi soğumadan yiyelim.
T: meleğim bana kıyamamış ve benim için kocaman kahvaltı sofrası hazırlamış ben daha ne isteyeyim ki.
N: sen bana kocaman yüreğini, şevkat dolu kollarını açtın ben sana bunları yaptım seninkinin yanında hiç kalır.
T: o yürekte, kollarda hep senindi ve senin olarak kalıcak ve sen bana bunları yapmasan da sen hep benim kıymetlim olarak kalıcaksın bunu asla unutma tamam mı. Ve ben şimdi ömrümün hazırladığı lezzetli şeyleri yicem ve enerji depolicam.
N :)  :)

Kahvaltıyı yaptıktan sonra masayı toplayıp hazırlanıp. Eve doğru yola çıktık Tahir in yüzü sirke satıyordu bu durumdan hiç memnun değildi çok belliydi ben de hiç istemiyordum ondan ayrılmak ama yapıcak birşey yok.
Evin önüne geldiğimizde Tahir konuşmaya başladı.
T: bitanem, ömrüm, meleğim, aşkım, sevgilim kendine çok dikkat et. Telefonun sürekli açık olsun sana birşey derse veya yapmaya kalkışırsa direk beni arıyorsun ben hemen burdayım. Bence sen gitme çünkü benim aklım sende kalıcak hadi gel gidelim.
N: Tahir bende gitmek senden ayrılmak istemiyorum ama yapıcak birşey yok gitmem lazım.
T: peki ama çok dikkat et olurum aklım sende kalıyor ama ne yapalım :/
N: görüşürüz :/
Eve doğru yürürken birden Tahire doğru hızla adımlayıp sımsıkı sarıldım oda bunu bekler iş gibi kafasını boynuma gömüp öptü. Bende yanağını ve saçını öpüp ayrıldım.
T:dikkat et
N: sende dikkat et.
Ayrılıp eve girdim....


Siyahın BeyazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin