0.1

29 6 0
                                    


• Yin Yang Sembolü - 1

"Sessiz ol, tamam mı?"

Kız kardeşi evet anlamında başını aşağı yukarı salladı. Yoongi mümkün olduğunca sessiz bir biçimde anahtarı çevirdi ve kapıyı açtı. Zifiri karanlık olan evlerinin salonunda göz gezdirdi. Ayakkabılarını çıkarıp dolaba koydu ve kardeşine de aynısını yapmasını işaret etti. Kimsenin olmadığından emin olduktan sonra içeriye bir adım attı.

Hemen sağındaki oda annesinin ve babasınındı. Çok çalıştıkları için yorulup erkenden uyurlardı. Yoongi bu yüzden sadece onları uyandırmamakla ilgileniyordu. Parmak uçlarında ilerlerken arada sırada bir arkasından gelen kardeşini uyarıyordu.

Sağındaki kapının arasından aniden beyaz bir ışık süzmeye başladı, içeriden bir oflama duyuldu. Yoongi de kardeşi de paniklemişti. Eğilip kardeşinin kulağına fısıldadı.

"Çabuk odana çık!"

"Ama..."

"Hadi!"

"Hayır!"

"Beni uğraştırma!"

Kardeşi o kadar hafifti ki koşa koşa merdivenlerden çıkarken ayak sesi gelmiyordu. Yoongi kardeşini korumuş olmanın rahatlığıyla nefes verdi. Bir yandan da ne diyeceğini düşündü. Nasıl bir bahane uydurabilirdi ki?

Kapı açıldı. Karşısında öfkeli babasını gören Yoongi rol gereği şaşırmış gibi yaptı.

"Baba ben-"

"Sana ben uyuduktan sonra eve geleceksen dışarıda uyumanı söylemiştim değil mi?"

"Özür dilerim."

Yoongi yanağına inen yumruk ile sarsıldı ve geriye iki adım atarak dengesini korumaya çalıştı. Ona karşı savunmasızdı.

"Dışarıda ne halt ediyorsun bu saatte?!"

Sırtına bir yumruk daha indi, sonra da karnına bir tekme... Bir süre sonra Yoongi dizlerinin üstünde alnını yere koyarak öksürdü.

"Gözüme gözükme."

Yoongi topallayarak merdivenlerden çıktı. Kardeşinin odasının önünden geçerken durdu. Sesleri duymuş olmalıydı ki ağlıyordu. Yoongi elini kapıyı çalmak üzere kaldırdı ancak vazgeçti. Kardeşi onu bu halde görmemeliydi.

.._..-.._..

Yoongi içinden küfür ederek çalan saati kapattı. Telefonunu eline alıp bildirimlere bakmaya başladı. Yanındaki hareketlenme ile soluna baktı.

Kardeşi gece gelip yanında uyumuştu ve parmağını emiyordu. Yoongi onun uyuyup uyumadığını anlamaya çalışırken şirinliğine güldü. Yarı uyanıktı.

Dün yediği dayaktan dolayı sırtı feci ağrıyordu. Ama bunun sayesinde hayatında ilk defa kardeşi ile dondurma yemişlerdi. Annesi ve babasının saçma kuralları yüzünden kardeşiyle pek iyi anıları yoktu ama birbirlerini çok seviyorlardı.

Kardeşinin rahatını bozmak istemiyordu ama alt kattan güzel kahvaltı kokuları geliyordu.

"Haewon."

"Hmmh."

Kardeşi biraz daha uyumak için mızmızlanıyordu.

"Annem kahvaltıyı hazırlamış olmalı."

"Hmmmphhhmh."

Yoongi, kardeşinin burnunu tuttu hafifçe sağa sola salladı.

"Tamam."

Kardeşi yatakta doğrulunca her şeyin farkına vardı. Yanında her yeri morluklarla kaplı abisini görünce hemen sarıldı ve tekrar ağlamaya başladı. Kafasını Yoongi'nin göğsüne gömdüğü için sesi çok gelmiyordu.

"Ağlama."

"Sürekli bunun olmasından bıktım."

"Dünkü dondurma çok güzeldi değil mi?"

Haewon dünün ne kadar güzel olduğunu hatırlayınca ağlamayı kesti. Abisinin onu salıncakta sallarken ne kadar güzel güldüğünü düşündü. Az daha dondurmasını düşürüyordu.

"Annem neden yememize izin vermiyor?"

"Çünkü sağlıksız."

"Gerçekten bu yüzden mi?"

"Öyledir herhalde."

Kısa bir sessizlik oldu. Haewon Yoongi'nin gözlerinin içine baktı.

"Açım."

"Gel aşağı inelim."

İkisi de yataktan kalktı. Yoongi dolabının kapağındaki boy aynasının karşısında durdu. Saçlarını düzeltti ve kapının önündeki kardeşini daha fazla bekletmedi.

Merdivenlerden aşağı indiler ve kahvaltı masasına oturdular. Yoongi kendisine yöneltilen iğneleyici bakışları görmezden gelmeye çalıştı.

"Bu ay dışarı çıkman yasak."

Kardeşi başını eğdi. Onun yüzünden abisi ceza alıyordu.

"Peki."

Yoongi dayak yemek istemediği için ailesine karşı gelmezdi. Elinde olsa evden kaçardı ancak gidecek bir yeri yoktu. Bir sürü şeye katlanmak zorundaydı.

502

_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-:-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_

Magic Shop - MultishipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin