• Yin Yang Sembolü - 2"Baba, keman alabilir miyiz?"
Kemanın ön kısmını babasına doğru çevirdi. Almayacağını biliyordu ama yine de sormak istedi.
"Çok pahalı, görmüyor musun? Bunlara harcayacak paramız yok."
Haewon elindeki kemana baktı. Hem çok kaliteliydi hem de diğerlerine göre ucuzdu.
Hayatı boyunca hep müzikle ilgilenmek istiyordu ancak bu konuda yapabildiği en iyi şey abisinin telefonundan müzik dinlemekti. Üstelik ailesine göre mimarlık, mühendislik ve benzeri şeyler dışında her şey boş uğraşlardı. Bunu abisinin tecrübelerinden öğrenmişti. Babasının abisinin yazdığı ilk rap parçasını yırtıp attığına şahit olmuştu. Ancak Yoongi gizli bir şekilde hala şarkı sözü yazıyordu. Ailesi görürse tepkilerinin iyi olmayacağına emindi. On beş yaşındaki abisinin gençliğini boşa harcatmaları sinirine dokunuyordu. Aynı kaderi paylaşmamak için ailesini ikna etmek zorundaydı. On iki yaşına gelmişti ve çok zamanı olsa da sıkışmış hissediyordu.
Yoongi kendi evine çıkınca onunla yaşamak istiyordu. Hem ailelerine de "yük" olmaktan kurtulacaklardı. Geleceği ile ilgili bundan başka hedef koyamıyordu.
Derslerinde abisi gibi o da ailelerinin beklentileri kadar başarılı değildi. Bazen notları çok düştüğünde başı belaya giriyordu ancak notlarını yükseltecek yeterince kaynağı da yoktu. Kitaplar olmadan da notlarını yükseltebileceklerine inanırlardı. Bu yüzden baskı yapmaktan çekinmezlerdi ancak Haewon onlar gibi düşünmüyordu. Arkadaşlarının kitaplarındaki sorulara bakmak yetersizdi.
Ailesi isteklerini görmezden gelirdi. Bulundukları dükkana girmek için bile babasını zar zor ikna etmişti.
Dükkandan çıkıp eve doğru yürümeye başladılar. Sağından geçtikleri kırtasiye Haewon'un dikkatini çekti. En son ne zaman kırtasiyeden bir şey almışlardı?
"Baba."
"Ne oldu?"
"Çanta alabilir miyiz? Şu anki çok eskidi. Arkadaşlarım dalga geçiyor."
"Sonuçta kullanılıyor."
"Hiçbir şey almıyoruz."
"Gereksiz şeylere para harcamayacağız, bana karışma."
"Güzel hiçbir şeyim yok!"
"Bana sesini yükseltme."
"Çalışacak kitabım olmadan yüksek not almamı bekliyorsun, çok saçma!"
"Bir zahmet arkadaşlarından kullan!"
"Bu utanç verici!"
Haewon oflayarak önüne baktı. Kendilerine istediklerini alıyorlardı ama onlara gelince para harcamak,çok tehlikeli bir şeye dönüşüyordu.
"Bizi satıp köpek alın."
Babası aniden kaşlarını çattı ve bakışlarını yanındaki kısa boylu kıza yöneltti. Fazla sesli söylemişti.
"Ne dedin?"
"Hiçbir şey."
Babası Haewon'un kulağını yakalayıp kendisine doğru çekti ve kafasının arkasına sertçe vurdu. Üzerine eğilerek bağırmaya başladı. Etrafta pek kimse olmasa bile nasıl biri çocuğunu sokakta aşağılardı ki?
"Seni gerçekten satmamı ister misin?!"
Haewon çok yanlış şeyler söylediğini kavradı ancak çok geçti. Yoongi kardeşinin üzülmesine dayanamadı.
"Baba..."
"Böyle kırklı yaşlarda bir adama, çok para etmezsin gerçi."
"Baba!"
Olanları gören etraftan biri müdahale etmeye karar verdi.
"Pardon."
Yoongi'nin babası arkasındaki genç adama döndü.
"Sizin çocuklarınız mı?"
"Karışmayın."
"Çocuklarınıza şiddet uygulayamazsınız ya da aşağılayamazsınız özellikle de sokak ortasında."
"Lütfen karışmayın."
"Polisi aramak zorunda kalabilirim."
Babası normalde kavga çıkarabilirdi ancak başını belaya sokmak istemiyordu. Bunun yerine kızın kulağını bıraktı ve yanındaki iki çocuğa da yürümelerini işaret etti. Yoongi bu olaya çok şaşırmıştı. Bir anlık merakla ve cesaretle babasından ve kız kardeşinden geride kalıp genç adama döndü. Kardeşi arkasını dönüp Yoongi'ye baktı.
"Pardon, bayım."
"Eğer ihtiyacın olursa polisi mutlaka ara."
"Tabi, teşekkürler."
Aramayacaktı.
Yoongi küçük bir çocuk gibi hissediyordu. Genelde küçükken öğüt alırdı. Şimdiyse hatalarını yaşayarak öğrenir ve önceden bilmediği şeyler için ceza çekerdi. Karşısındaki genç kendisinden üç, dört yaş büyük görünmesine rağmen aralarında çok büyük bir yaş farkı varmış gibi hissediyordu.
"İsminiz ne?"
"Ne için sordun?"
"Merak.. İnsanlar genelde bu tür olaylara sessiz kalıyorlar..."
Yoongi kendi ellerini sıkarken yere bakıyordu.
"Jung Hoseok."
Genç adam yoluna devam etti. Yoongi ise bir kaç saniye bakakaldıktan sonra diğerlerine yetişti.
536
_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-:-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Shop - Multiship
FanfictionKabusum gerçek oldu. Bu dükkan, bu lanet olası makine sonunda başıma bela oldu. Yıllar önce kurtulmalıydım bunlardan. "Özür dilerim." Jennie şaşkınlıkla arkadaşına baktı. "Sadece unutmasını istedim ama bunun için hem seni düş kırıklığına uğrattım he...