• Yeni Bir Hayat - 1Küçük ama güzel olan yetimhanedeki odasında oturan Jin hizmetlinin gelmesini beklerken, yataktan sarkıttığı çıplak ayaklarını yavaşça ve tempolu bir şekilde sallayarak kendince küçük bir eğlence yapmıştı.
Kapının tıklanması ile çıplak ayaklarını soğuk zemin ile buluşturan Jin hızlıca kapıyı açtı ve arasından kimin olduğuna baktı. Gelenin arkadaşı Namjoon olduğunu görünce kapıyı sonuna kadar ittirdi, içeri giren kahve saçlı çocuk ile birbirlerine sıkıca sarıldılar.
"Annem birazdan gelecek."
Diyebilmişti gözleri yavaşça dolmaya başlamış olan Namjoon. Jin biliyordu bugün onu son görüşü olacaktı, o da gitmek istemiyordu ama zorundaydı.
Hayattaki tek arkadaşı Namjoon'u da kaybetmekten korkuyordu 11 yaşındaki bir çocuk için yaşadığı şeyler belki fazlaydı.Kapının kapanma sesi ve namjoon'un ondan ayrılması ile kendine gelen jin hizmetli kadının yardımı ile aynanın karşısındaki yüksek ahşap sandalyeye yerleşti.
Kadın jin ile ilgilenmeden önce kendi oğluna doğru eğilip yanağına bir öpücük kondurdu. Jin'in onları aynadan izlediğini gördüğünde Bayan Kim gülümsemesini büyütüp Jin'in saçını okşadı.
"Joon,bana tarağı verir misin?"
"Buyrun efendim."
İnce sesiyle Küçük bir kahkaha attı bayan kim. Önce Namjoon'a sonra da jin'e göz kırptı. İkiside şaşırmıştı.
"Burada sadece üçümüz varız. İkinizde anne diyebilirsiniz."
"Bende mi? "
"evet jin, sende."
İki oğlanda büyükçe gülümsemekle yetindi. Jin'in aklına geldikçe ağlamak istiyordu ama artık bir annesi olduğunu bilmesi onu rahatlatıyordu. Ta ki o güne kadar hazırlıkların sebebi kasabanın en zengin ve tanınmış ailelerinden biri olan Park ailesine gidecek olmasıydı.
Herkes üzgündü. Bayan Kim ve Namjoon, Jin'in gidecek olmasını kabullenmek istemiyordu ama elden bir şey gelmiyordu.
.._..-.._..
"Bayan Kim, Park ailesi geldiler."
Ortamın huzurunu bozan yaşlı müdür yardımcısı sözünü tamamlayıp çıkarken kapıyı sertçe çarptı. Namjoon tek ve en sevdiği arkadaşına son kez sarılıp içinde tuttuğu o masum çocukluk yaşlarını serbest bıraktı.
Bayan Kim hiç olmadığı kadar üzgündü ve korkuyordu artık Jin de onun bir evladı olmuştu. Namjoon ile çok iyi anlaşıyorlardı hatta biraz fazla yakındılar.
Bayan kim her zaman jin'e eğer kız olsaydı onu namjoon ile evlendireceğini söylerdi, tabi ikiside buna çok gülerdi.
Senelerin hatıralarını ardında bırakarak uzun ve yıkık duvarların arasından Bayan Kim eşliğinde ilerliyordu. Bahçeye geldiklerinde son model siyah bir araba ve güler yüzlü bir çift vardı. Sarı saçlı kadın gözlüklerini çıkartıp Jin'i biraz süzdü.
"Merhaba tatlım."
Kadın çok güler yüzlüydü ama adam o kadar somurtkandı ki küçük oğlan sanki kendisini en kötü kabustaymış gibi hisettmişti. Bayan kim ile vedalaşıp arabanın arkasına bindi.
Onun alıştığı bu sefil yaşamdan farklı olan bir ortamdaydı. Tabi ki onu üzen ve mutlu eden şeyler vardı ama o şimdiden Namjoon'u çok özlemişti. Oysaki daha yetimhane kapısından çıkmamıştı bile.
Seokjin giderken ondan biraz büyük olan Namjoon pencereden bakıp ağlamaya devam ediyordu. İlk kez birini böylesine sevmişti ama o da gitmişti, tıpkı yıllar önce onları terk eden babası gibi. Suç seokjin de değildi elbet ama gitmeyi kabul etmek zorundada değildi. Aslında bunu ondan
Saklayacaktı ama jin ile birbirlerine kimseye söylemeyeceklerine söz vermişlerdi.461
_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-:-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Shop - Multiship
FanfictionKabusum gerçek oldu. Bu dükkan, bu lanet olası makine sonunda başıma bela oldu. Yıllar önce kurtulmalıydım bunlardan. "Özür dilerim." Jennie şaşkınlıkla arkadaşına baktı. "Sadece unutmasını istedim ama bunun için hem seni düş kırıklığına uğrattım he...