0.9

38 3 0
                                    


Magic Shop - 2

"İyi günler."

Kapıdan çıkmak üzere giden müşteri arkasına baktı ve Jennie'ye selam verdi. Jennie içi rahatlamış bir biçimde az önce sattığı antikanın boşalan yerine baktı. Sonunda ondan kurtulmuştu.

"Oppa, depodan güzel bir şey buldun mu?"

"Getiriyorum."

Taehyung Jennie'nin arkasındaki depodan elindeki antikayla çıktı. Az önce satılan diğer antikanın boşalttığı yere koydu ve üstünü sildi.

"İşte oldu."

İçindeki rahatlamışlık duygusu ile yeni gelen antikayı inceledi. Taehyung'a bir şeyleri belli etmemeye çalışmıştı uzun zaman ama artık buna gerek yoktu .

"Çok güzel."

"Bunu bulabilmek için deponun en derinlerine baktım."

Jennie diğer raflara döndüğünde, kapıdan gelen bir sesle irkildi Taehyung.

"Merhaba."

Başını kaldırmadan hafif bir ses tonu ile selam verdi Taehyung. Onun müşteri olduğunu düşünmüştü, bu yüzden pek umursamamıştı. Karşısındaki kişi sertçe omzunu dürtünce kaşlarını çatarak başını kaldırdı. Yüzündeki ifade birden gülümsemeye döndü.

"Jimin!"

"Ne kadar kabasın Taehyung. Uzun zaman oldu ve sen yüzüme bile bakmadın."

"Ziyarete gelen fazla kişi olmuyor, seni de müşteri sandım."

"Önemli değil."

Liseden beri arkadaş olan ikili biraz sarıldıktan sonra Taehyung karşısında duran diğer iki gence yöneldi. Jimin'in yanında bu tanımadığı ikili de vardı.

"Merhaba, Magic Shop'a hoş geldiniz."

"Ben Hoseok."

"Taehyung."

Hoseok, yanında Yoongi'nin yokluğunu hissedince onun tarafına döndü.

"Yoongi?"

Yoongi, antikaların tozunu alan Jennie'ye bakıyordu. Daha sonra da öbür taraftaki Taehyung'a. Jimin'den öğrendiği kadarıyla ikisi kardeşlerdi.

"Yoongi?" Arkadan ona seslenen Hoseok'a aldırmayıp Jennie'ye bakmaya devam etti. Jennie de ona gözlerini dikmiş genci görmüştü ve neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?"

.._..-.._..

"Rose!"

"Efendim Jennie?"

"Kaç saattir seni bekliyorum. Neredesin?"

"Geldim."

Jennie, Rose'nin koluna girip diğerlerinin yanına götürdü. Onlar kendi aralarında sohbete dalmışlardı, biri hariç. Jimin kızın arkadaşını görünce nefesi kesilmeye başladı, boş bakışlar ile Rose'yi süzerken ikisi göz göze geldi.

"Nasılsın Jimin?"

"İ-İyiyim sen nasılsın?"

"İyiyim. Teşekkür ederim.''

Jimin afalladı.

"Ne-ne için?"

"Yani.. Bana nasıl olduğumu sorduğun için?" Rose biraz şaşırmıştı. Jimin ise kendini aptal gibi hissederek başına vurdu. İçinden ah aptal kafam, diye geçirdi.

Rose kıkırdadı. Bu sırada elinde temizlik malzemeleriyle gelen Taehyung Jimin'i dürttü.

"Hadi hadi, işinizin başına."

Jimin'in eline bir süpürge, Rose'nin elineyse bir bez tutuşturduktan sonra Hoseok ve Yoongi'nin yanına gitti.

"Hey, Hoseok ve Yoongi'ydi değil mi? Dükkanı temizlememizde yardımcı olur musunuz?"

Jimin öylesine bunu kabul etmeyeceklerini biliyordu bu yüzden müdahale etti.

"Benim hatrıma..."

"Senin hatrına temizlik mi yapacağız? Borçlanırsın."

Jimin evet, anlamında başını salladıktan sonra Hoseok Taehyung'un elindeki malzemeleri aldı ve antikaları silip düzenleyen Jennie'ye baktı.

"Yoongi, bugün biraz tuhafsın. O kızda ne var?"

"Ha?"

Yoongi derinlere dalmıştı.

"Ne mi var?"

Hoseok ona baktı.

"Evet, Jennie'den bahsediyorum. Sanırım adı Jennie'ydi."

"Şey..."

"Ne?"

Yoongi derin bir iç çekti. "Sadece.. Ona çok benziyor mu Hoseok? Ona bakınca Haewon'u görüyorum, o aklıma geliyor ve bunu durduramıyorum."

Hoseok arkadaşının bu durumuna üzülmüştü. Sonuçta kardeşini kaybetmişti ve böyle bir acıyı kolay kolay kaldıramazdı.

Her neyse, dedi Yoongi, iç çekti sonra. Bunu unutmalıydı. "Camlar temizlenecek mi?"

.._..-.._..

Temizlik bitmişti. Grup dükkanın önünde toplanmıştı.

"Yardımınız için teşekkür ederim." dedi Taehyung gür bir tonla. "Şimdi sizi salıyorum, özgürsünüz kölelerim!" 

"Jennie, artık özgür olduğumuza göre gezmeye ne dersin?" Rose gülümseyerek Jennie'ye baktı.

"Üzgünüm, ama abim beni rahat bırakmayacak gibi görünüyor. Belki başka bir zaman?" 

"Tamam. Uygun olduğun bir zaman beni ararsın. Görüşürüz."

Rose elini salladıktan sonra uzaklaştı. 

"Bizim de gitmemiz gerek, Yoongi."  

Jimin, Hoseok ve Yoongi üçlüsü de yola koyulunca Jennie ve Taehyung dükkana girdiler. Dükkanı kapatıp sıcacık evlerinin yolunu tutacaklardı.

Jennie çantasını almak için kasaya yöneldiğinde kolundan tutulmasıyla afalladı. Arkasına baktı. Abisiydi.

"Oppa, ne yapıyorsun? Bırak da çantamı alayım."

Taehyung'un bakışları meraklı ve biraz da sinirliydi.

"O Yoongi denen çocuk temizlik sırasında neden sana bakıp durdu? Bir fikrin var mı?"

Jennie şaşırdı. Niye böyle bir şey soruyordu ki Taehyung?

"Bilmiyorum Taehyung, hadi gidelim artık!"

Taehyung kardeşinin sitemiyle kolunu bıraktı. "Dikkat et."

Jennie ve Taehyung eşyalarını alıp her şeyi son bir kez kontrol ettikten sonra dükanın kepenklerini indirip kilitledi ve karşı taraftaki iki katlı evlerine doğru yola koyuldular.

634

_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-:-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_

Magic Shop - MultishipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin