• Yin Yang Sembolü - 3"Evin arkasında dur Hoseok. Babam kendimden üç yaş büyük biriyle arkadaşlık kurduğumu öğrenirse beni gebertir. Okuldan sonra markete gitmemi söyledi. Birlikte gidebiliriz, değil mi?"
Hoseok evet anlamında başını salladı ve evin arka kısmına doğru ilerlemeye başladı.
O gün, Hoseok babasıyla tartıştıktan sonra ismini farklı sosyal medya platformlarında aratmıştı. Oradan kendisine mesaj atmış, bir şekilde arkadaş olmuşlardı ve sık sık vakit geçiriyorlardı. Bu Yoongi için bir ilkti. Ne zaman bir arkadaş edinse annesi bir yönünü beğenmez ve onunla görüşmesine izin vermezdi. Şimdiyse tam kafa dengi olmasa da ne olursa olsun arkasında duran bir arkadaşı olmuştu ve onu kaybetmek istemiyordu. Ailesi elbette eninde sonunda öğrenirdi ama reşit olduktan sonraya kadar gizleyebilirse sıkıntı çıkmayacaktı.
Hayatında ilk defa yalnız hissetmiyordu.
Yoongi evinin kapısını çaldı. Çok geçmeden kapıyı babası açtı. Markette harcayacağı parayı ve listeyi uzattı. Babası okulda harcama ihtimalinden dolayı parayı okuldan sonra vermişti. Kapının yanından onu izleyen kardeşine gülümsedi ve uzaklaştı. Kapının kapandığını duyduktan birkaç saniye sonraysa Hoseok evin arkasından ayrılıp Yoongi'nin peşine takıldı.
"Baban çok katı biri."
"Öyledir. İlk fırsatta kardeşimle beraber o ikisinden kurtulacağım. Seninkiler nasıldı?"
"Hangi yönden?"
"Benimkiler notlarımdan başka hiçbir şeyi düşünmezler mesela."
"Ah, benimkiler öyle değildi. Sana anlatmak ne kadar doğru olur bilmiyorum ama..."
"Sorun değil."
"İstediğimi yapmama izin verirlerdi. Arkadaşlarımla buluşmama, dışarıda yememe, geleceğim hakkındaki seçimlerine karışmazlardı. Tek sorumluluklarının beni mutlu etmek olduğunu düşünürlerdi. Ama bana kendi ayaklarımın üstünde durmayı da öğrettiler. Bu yüzden tecrübelerini anlatır ve ileride ne yapabileceğimle ilgili bilgi verirlerdi. Kendi evime çıkmama yardım ettiler."
"Benim öyle bir ailem ancak rüyamda olur."
Bu konuda Hoseok'u çok kıskanıyordu. Yoongi her zaman aile sevgisinden ve arkadaşlardan mahrum bırakılmıştı. Gerçi kardeşi ve Hoseok istisnaydı ama yine de bir şeyler eksikti. Eksik olan şey... annesine ve babasına karşı olan duygusuzluğuydu. Bazen nefret ediyordu ve bundan ötesi yoktu. Gerçekten, normal bir zamanda onları düşündüğünde çok boştu. Bir çocuk ne olursa olsun içinde bir yerde ailesini severdi ve bu nadiren olsun, olmasın ortaya çıkardı. Yoongi ise hiç denk gelmemişti. Geçmişteki anıları hariç ona ailesini sevdiğini kanıtlayacak tek bir an bile yaşamıyordu artık.
Ayrıca sadece bu yüzden kıskanmıyordu. Anlattığı kadarıyla özgürdü de. İstediği gibi gezip tozabiliyordu ve ailesi bir şey demiyor, hatta destekliyorlardı bile. Böyle bir aileye düşmek hayatının şansı olurdu. Kendisi istemediği bir okulda okuyor, istemediği bazı kişilerle yaşıyor ve büyük ihtimalle istemediği bir işte çalışacaktı. Küçük bir ihtimal besteci olabilirdi. Okulunu okumamış olsa da besteci olabilirdi belki. Müzik kulağı iyiydi ve çok uzun zamandır şarkı sözü yazıyordu. Kendisi ne zaman istediğini yapabilecekti?
Bir hafta sonra.
Yoongi düşündüğü şeyin etkisiyle kalakaldı. Bir hafta sonra resmi olarak yetişkin oluyordu. O zaman ne yapacaktı? Üniversiteye gitmeyi düşünmüyordu.
"Yoongi-ah?"
Markete varmışlardı.
"Dalmışım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Shop - Multiship
FanfictionKabusum gerçek oldu. Bu dükkan, bu lanet olası makine sonunda başıma bela oldu. Yıllar önce kurtulmalıydım bunlardan. "Özür dilerim." Jennie şaşkınlıkla arkadaşına baktı. "Sadece unutmasını istedim ama bunun için hem seni düş kırıklığına uğrattım he...