Merhabalar,
Okumaya başlamadan önce yıldıza dokunmayı unutmayın...
İyi okumalar arkadaşlar💕
-------
Havanın eve gelene değin kararması dışarı ne diye çıktığımı bana hatırlattığında yaralı elimi alnıma vurmamak için tuttum. Resmen Aybars ile uğraşmaktan ekmekleri unutmuştum araba da.
Kapı açılmadan annemin sesi gelince arkamı dönmüştüm ancak elinde ekmek ve eczane poşetiyle bana bakan Aybars'la eline uzandım.
"Ben unutmuşum." Dedim utançla.
Annem kapıyı araladığında poşetleri bana vermeyerek yanımdan gelerek, "Bana laf sokmaktandır o." Deyip tok sesiyle göz kırptı.
"Hoş geldiniz çocuklar geçin." Annem bana tedirgince bakarken Aybars'ın elini uzatmasıyla geçtim. Arkamdan o da girdiğinde kapıyı örtmüştü annem.
"Hoş bulduk Elif teyze."
Teyze mi? Anne diyecekti galiba. Olsun o kadar Almıla, elbet onunda sırası gelir.
Üzerimdeki kot ceketi çıkartırken Aybars'da yardımcı olmuştu.
Annem içeri adım atmadan sorulara başlarken salona girmemizle hararetli konuşma sonlanmış tüm gözler bize dönmüştü.
"Abla," diyerek koşan kardeşim Ayla ile kollarımı açmıştım ama o Aybars'ın odaya girmesiyle bakışlarının anlık olarak kayması ile açılan kollarım göğsümün altında birleşmiş yanımdan ışık hızıyla onun kollarına atılması bir olmuştu.
Ne diyorlardı, baldız bal-
Ah bu kızlar... Nedense hep yanmaya mâhkum kişileri seçiyorlardı.
"Aybars!" Çığlığını attığında abimin ağzının içinden homurdanarak, "Bu adam da şeytan tüyü var." Demesi ile yüzümde salakça tebessüm oluşmuştu.
Sadece çocuklara karşı böyle olmasını umuyordum...
"Naber fıstık," sorusuyla ikinci plana erkenden atılmıştım.
Ayla'nın şen kahkahası odada yankılanırken ben içeri girmiş Selma teyzemlere yaşadığım durumu anlatarak içlerini bir nebze rahatlatıp sohbete kaldıkları yerden devam etmelerini sağladım.
"Geldiğinize göre konuşmalarımızı masada da yapabiliriz." Diyen annemle ilk ayağa kalkan babam olmuş sonrada Selma teyze, Ferhat amca, Aybars ve abim kalkmıştı. En son ben de kalktığımda yavaş yavaş geçen ilacın etkisiyle ağrı kendini gösterirken nasıl yemek yiyeceğimi düşünüyordum ve muhtemelen bir şey yiyemeyecektim.
Dikdörtgen masada herkes bir köşeye geçerken ben, Aybars ve abim arasında kalmıştım. Anlık olarak bakışlarım yanımdakine çarpsa da elimin sızısından gözlerimi dolu olan tabağıma çekmiştim. Normal de böyle bir durumla karşılaşsak annemin evhamlanacağı tutar yemeği asla koymaz, odama çıkarttırırdı. Bugün ya kafası dağınıktı ya da geçiştirir gibi anlattığımızdan takmamıştı.
Masanın altından birinin ayağı ayak bileğime çarptığında olduğum yerde dondum sonra sesini duydum. "Elin mi acıyor." Başımı çevirip gözlerimizi birleştirdim.
"Evet, yemekte yiyemiyorum."dediğimde komik bir şey varmışcasına güldü ama sadece ben duydum çünkü kısık çıkmıştı.
"Öyle küçük cam kesiği, ufacık filandı dersen olacağı buydu Almıla." Gözlerimi belerterek baktım. Sanki beni çok dinliyorlardı ya bunu da ciddiye alacaklarını düşünmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL DİKENİ
Chick-Lit"Kızılım..." tanıdık sesi kulaklarımı, kokusu burnumu, nefesi ise ensemi okşadı. Huylanarak sol elimi ve yanağımı uzun,kabzalı tüfeğimden ayırdım. Kulağımda ki küçük dinleme cihazından gelen seslere odaklanmaya bırakarak ensemi kaşıdım. "Ne zaman e...