Son Mucize 'Mucize Gibi'

638 64 69
                                    

"Sen Hawkmoth'un büyülediği bir kelebeksin. Sana sadece acı çektiriyor. Baksana umrunda bile değilsin. Yardımına gelmiyor."

"Yeter artık, bırak beni!" diye bağırdı. Haklıydı çünkü bedenimi ele geçirdiğinden beri bir şekilde yolunu bulup onu rahatsız ediyordum.

"Bırakması gereken sensin, ben değil!" Bedenimin içinde olduğuma emindim ama kontrol edemiyordum. Bedenimin kontrol merkezini başkası ele geçirmişti. Bense hapsolmuş bir ruh olarak kalakalmıştım. Yaptıklarına şahit olabiliyor, onunla iletişime geçebiliyordum. Biraz kafasını karıştırırsam kontrolünü kaybettiğini fark etmem de kısa sürmemişti.

Başta kendi çaresizliğimle baş edemeyip davranışlarımın ve düşüncelerimin kontrolünü kaybetmiş, Karakedi'ye saldırmıştım. Ama bu uzun sürmemişti. Hala biraz da olsa mantıklı olan tarafım bilincimi aynı bilgisayar gibi yeniden başlattığında vücudumun kontrolünü de kaybetmiştim. Vücudum sözümü dinlemiyordu. Hawkmoth'la hala telepatik bir şekilde konuşabiliyor olsam da bu telepatik muhabette hiç beklemediğim bir üçüncü şahıs vardı.

Bedenimin şu anki sahibi Hawkmoth'un büyülü kelebeklerinden biriydi. Hawkmoth onun için özellikle uğraşmış olmalıydı. Normal akumatize olanlarda kelebek onların zayıf noktalarını ele geçirerek güçlenmelerini sağlar ve bundan faydalanırdı. Ama bu bana güç vermekle kalmamış vücudumu tamamen ele geçirmişti. Hawkmoth ona bilinç vermişti. Ama kozasından yeni çıkmış bir kelebekti, saftı ve Hawkmoth onu kullanıyordu.

"Sana Hawkmoth'un diyeceklerini şu anda söyleyebilirim." Bir yandan Karakedi'nin ne yaptığını merak ediyordum. Başını ağrıttığım için kafasını yere eğmişti. Bu konuşmalara Hawkmoth'un dahil olmaması konusunda şanslıydım ama hiç hayra alamet değilmiş gibiydi. Meşguldü ki konuşmuyordu.

Ama neyle meşguldü?

"Sana inanmıyorum."

"Hawkmoth'a inanıyorsun ama."

"Hayır, inanmıyorum!" Biraz sinirliydi.

"O zaman neden onun dediklerini yapıyorsun?"

Kısa bir sessizlik ardından sinirle homurdandı. "Bilmiyorum."

"Çünkü seni Hawkmoth bu hale getirdi, seni büyülediği için ona itaatsizlik edemiyorsun. Ama sana bir şeyler açıklamak için sana şart koşuyor. Seni tamamen sömürüyor. Farkında değil misin?"

"Sus artık sus! Lütfen rahat bırak."

"Bu olaylardan sonra Hawkmoth'un sana diyeceği tek şey 'Seninle işim bitti.' olacak. İzin ver de onu yeneyim ve seni kurtarayım."

Tekrar sessizlik oldu ve bunu bozmak istemiyormuş gibi sessizce sordu. "Beni gerçekten kurtarabilir misin?" Sesinde umut sezmiştim.

"Evet, senin gibi bir sürü kelebek kurtardım. Seni de kurtarabilirim." Bana güvenmesini umuyordum ki cevap vermedi. Bir süre sonra birden karanlığa gömüldüm. Uyurken bir yerden düşüyormuş gibi olup da uyandığımız his dolmuştu içime ama bir türlü uyanamıyordum. Sanırım o düşüşün sonunu görebilen ilk kişi ben olacaktım. Her yer kapkaranlıktı, yine de gözlerimi sımsıkı kapattım. Sonunda bir yere bastığımı hissettiğimde ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi bıraktım ve gözlerimi yavaşça araladım. Hala yeri izliyordum ama artık bedenim yine bana aitti. Minnettar bir şekilde fısıldadım. "Teşekkür ederim."

"Güvenimi boşa çıkartma." diye tehditkar bir şekilde konuşunca kendi kendime gülümsedim. Ama gülümsememin solması kısa sürmemişti.

Mucize GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin