8.BÖLÜM 12 YILIN ARDINDAN

1.3K 64 14
                                    

Aldığım yorumlarda bu hikayemin, diğer hikayeme göre daha iyi olduğu söyleniyor ama okuma oranları tersini gösteriyor gibi ._.
Neyse, yorum ve vote bekliyorum :) Burada açık yazmak istemeyen, özelde yorum yapabilir :)
Bölüm kısa olmuş :D
Keyifli okumalar
__

Üstüme su sıçratmayı çoktan bırakmıştı. Ben dizlerimin üzerine çökmüş, halime ağlarken o yanıma oturmuştu. Neden ağladığımı, ne olduğunu bende bilmiyordum. Duygu karmaşası hala devam ediyordu ve ben öyle bir duruma gelmiştim ki, gülerken ağlayabilirdim. Veya ağlarken birden gülebilirdim.
"İçeri girelim. Hastalanma." diye teklifte bulundu Sinan. Aşırı üşümeme rağmen gurur yapıyordum. Bu neyin gururuydu? Onuda bilmiyordum ama girmek istemiyordum. Aslında ben bir çok şeyi bilmiyordum. Bilmekte istemiyordum bu saatten sonra.
"Israr etme, gel içeri. Yoksa kucağıma alırım seni yine." diyerek tehdit etti Sinan beni. Belkide bunu beklemiştim. Ona dokunmak istiyordum belkide..
"Gelmeyeceğimi söylemiştim. Rahat bırak beni." dedim inatla.
"Peki, beyefendi." dedi Sinan ve beni tekrar kucağına aldı. İkimiz de sırıl sıklam olmuştuk. Ben onun kucağında olmanın tadını çıkarırken, o beni hızlı adımlarla içeri taşıyordu. O an zamanı durdurmak isterdim.

Beni salonda bir koltuğa attıktan sonra kayboldu ve tekrar geldi. Elinde havlu ve battaniye vardı.

"Gel buraya." dedi gülerek. Aldığım bu soğuk 'duş.' biraz da olsa ayılmama yardımcı olmuştu.
Sinan elindeki havluyla saçımı kuruladıktan sonra havluyu bi kenara atıp, gömleğimi çıkarmaya başladı.
"Sana benimkilerden bi gömlek vereyim." dedi, karşı çıkmadım.
O beni soydukça eski günler geliyordu aklıma. Birlikte olduğumuz geceler, teninin tenime değdiği geceler...
Gömleğimi tamamen çıkardığında öylece kala kalmıştık ikimizde. Ben koltuğun köşesinde yarı oturur, yarı yatar pozisyonda o ise hemen yanımdaydı.
Elini göğüsüme getirdi ve biraz gezdirmeye başladı.
"Biliyormusun? Cildin hala 12 yıl önceki gibi pürüzsüz." dedi, ellerini üstümden çekmeden.
Cevap vermedim. Düşünüyordum. Elleri üstümde gezen adamı durdurmalımıydım, yoksa 12 yıldır içimde yanan ateşi artık salmalımıydım?

"Seni çok özledim." dedi birden. Beni nasıl etkilemesi gerektiğini biliyordu. Zayıf noktam, gözleri... Öyle bakışlar atıyordu ki, erimemek elde değildi. Ama o an aklımı kemiren tek bir soru vardı. Sinan evliydi, peki karısı nerdeydi? Ortalıkta yoktu.

Ben onu düşünürken birden göğüsümün üzerinde bir dudak hissettim. Sonrasında o dudakların arasından kıvrılan bir dil..

Bende istiyordum. Bir kere, hiç bir şeyi düşünmeden ona teslim olmayı istiyordum.
Onu iteklemek için hazırladığım ellerimi geri çektim. Yanlara sarkıttım ve bedenimde gezen dilin tadını çıkardım. Ona ilk kez teslim olduğum geceden daha iyiydi. Ustalaşmıştı.
Başını ellerimin arasına alarak kasıklarıma doğru bastırdım ama o birden ellerimden kurtuldu.
"Yavaş ol. Gece uzun." dedi, göz kırptı ve tekrar bedenimi keşfetmeye başladı. Ben oturduğum yerden kaya kaya artık yatar pozisyona gelmiştim o yavaş yavaş kasıklarıma inerken.
Tekrar geri çekilip pantolonumun düğmelerini açtı ve biraz aşağı çekti boxerımla birlikte. Çoktan sertleşmiş erkekliğim birden ortaya çıkmıştı.
Onun yüzünden böyle sertleşmiş olmam hoşuna gidiyordu. Yüzündeki gülümseme açık açık gösteriyordu bunu.
Ellerini karnıma koyduktan sonra erkekliğimi aldı ağızına. O an çıldırmamak için zor tutmuştum kendimi. O kafasıyla ileri geri giderken bende inliyordum. Uzun zaman sonra sevişmekten haz alıyordum.
Bir erkeğin, özellikle de Sinanın beni mutlu etmesi ayrı bir histi.
Ben gelmeden önce kafasını geri çekti.
"12 yılın özlemini çıkarmaya hazırmısın, sevgilim?" dedi gülümseyerek.
Fazlasıyla hazırdım buna. Pişman olacağımı bile bile yapacaktım.
"Hazırım." dedim.
Beni elimden tutarak ayağa kaldırdı ve bir kere kendi etrafımda döndürdü.
"Senden mahrum kaldığım 12 yılın şerefine." dedi ve beni yatak odasına doğru götürdü.
Ben tamamen çıplaktım, o ise hala giyinik. Her an üstümden kalkıp "Bak, sikilmeye çok meraklısın." demesinden korkuyordum.
Meraklı değildim, sadece onu istiyordum.
Beni yatak odasına getirdikten sonra küçük bir hamleyle yatağa düşmemi sağladı.
Sonra yavaş yavaş soyundu. Giyisilerini bir kenara attı ve üstüme geldi.
"Seni seviyorum." diye fısıldadım. "Çok seviyorum."
Sözlerim yüzünde bir gülümsemeye yol açmıştı.
"Seni istiyorum artık." dedi hafif ıslak saçlarımı yüzümden çekerken. Sonra öpmeye başladı beni. Bende karşılık veriyordum. Bu dudaklar.. Harikaydı!
Dudaklarımızın birleştiği her saniye ölecek gibi hissediyordum. Harika hissettiriyordu.
Bir eliyle saçlarımı karıştırırken, diğer eliyle bacağımı geziyordu. Bacağımdaki eli yavaş yavaş kalçama doğru hareket ediyordu.
Bende onun işini kolaylaştırmak adına bacaklarımı ayırmıştım.
"Hazırmısın?" diye sordu son kez. "Fazlasıyla." dedikten sonra parmağını soktu ilk olarak. Bir yandan parmağıyla beni beceriyor, diğer yandan öpücükleriyle soluksuz bırakıyordu beni.
"Bir daha bırakma beni." diyerek inledim o an. O an kızlarımı bile düşünmemiştim. Ben, Yusuf iki kız babası, evli bir erkektim ve şuan beceriliyordum. Hayatımı mahveden kişi tarafından hemde.
"Her zaman beni böyle deli ettin." dedi Sinan öpücüklerine ara verirken. Elini içimden çekti ve üstümden kalktı.
Beni yüz üstü çevirdi ve üstüme yattı tekrar. Saçlarımdan tutarak yüzümü biraz ona dönmemi sağladı ve dudaklarıma kondu tekrar. Dudaklarımı sömürürken erkekliğini içime soktu. Başlarda yavaş yavaş girerken, zamanla hızlanmıştı. Hızlanması sonucu benimde inlemelerim daha yüksek sesle çıkıyordu.
Oda ayni şekilde inliyordu.
Ben onun öpücüklerine inlememden dolayı karşılık veremezken o beni öpmeye devam ediyordu.
"Sinan." diye diye inliyordum.
İçine gelip giderken dudaklarını bu sefer boynumda gezdiriyordu.
Sonunda içimde titreyen erkekliğini hissettim. Boşalmıştı. Onu mutlu etmek benide mutlu etmişti.
"Gel buraya, sevgilim." dedi ve beni yattığım yerden kaldırarak kucağına oturttu. Erkekliğini tekrar soktu içime ve bana sıkıca sarılarak içime girmeye başladı.
"Azdır beni." dedi birden.
"Nasıl?" diye sordum.
"Konuş." diye emretti.
"Sana aşığım. Sana deli oluyorum. Beni benden alıyorsun." diyerek inliyordum.
"Daha fazla." dedi otoriter bir sesle.
"Altında olmak istiyorum daima! Seninle her şeye razıyım!" dedim. Ne demem gerektiğini bilmediğim için o an hissettiklerimi söylüyordum.
"Karınmı benmi?" diye sordu bu sefer.
Fazla düşünmeden "Sen." dedim.
Pozisyonu bozmadan kalktı yataktan ve beni sırt üstü yatırarak becermeye devam etti.
"12 yıl önce olanlar için pişmanmısın?" diye sordu. Bu soruyu yanıtlamıştım zaten. Tekrar sormasına anlam veremiyordum ama tekrar cevapladım.
"Kesinlikle hayır." Sesim kesik kesik çıkıyordu çünkü bende gelmeye yakındım artık.
"Seni günlerce sikmek istiyorum." dedi.
Bende dayanamayarak "Sik." dedim..
"Benim ol." dedi. O an yaşadığım hazla birlikte "Seninim." dedim.
12 yıl öncesine dönmüştük. Ben hala o küçük Yusuf, o ise hayran olduğum Sinan.
"Bana aşıkmısın?" diye sordu son olarak. "Evet. Evet. Evet." diyerek inledim.
"Ozaman adımı inle."
Dediğini yapmıştım. O içime boşalırken bende boşalmıştım, adını inleyerek.
Soluk soluğa yanıma düştü.
12 yıllık hasret gidermenin ardından yorulmuştum. Etrafımda olup bitenleri umursamadan uyudum.

Yeni AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin