10

2.9K 278 219
                                    

Bir kurdun sözüne güven olur mu?


Yatağımın içinde otururken aynı zamanda istemesem bile onun odama gelmesini bekliyormuş gibi gözlerimi kapalı duran kapıdan çekemiyordum. Bana bu iyiliği neden yapıyordu diye düşünmediğim bir saniye bile olmamıştı. Kendince bir nedeni vardı ama düşünüp bulduğum tüm mantıklı nedenlerin bir sonucu yoktu, hiç değilse ona olumlu yönde geri dönecek bir sonucu yoktu. Mutlu olursam bu onu neden olumlu bir şekilde etkilesin ki zaten? Çok saçma olurdu.
Ayrıca kurtlar arasında bir hain olarak görülen ve her an kaçmama seve seve yardım edecek birisini neden başıma dikmişti? Minseok'un bana yardım etmeyeceğini nereden biliyordu, buna nasıl emin olabiliyordu?
Hazırladığı yeni plan doğrultusunda Chanyeol'u yanımda birkaç saatliğine bırakmıştı sadece ve bu daha çok zarar almama neden olmuştu. Neden biricik kardeşi yerine bir hain olarak adlandırdığı Minseok'un yanımda kalmasına izin vermişti? Chanyeol'a başka ne gibi görevler vermişti?
Dahası hazırladığı yeni plan neydi? Bu sefer başıma ne gelecekti? Yine ölümle burun buruna mı gelecektim?

Kapı açıldığı anda kendimi edepsiz bir şey yapıyormuş gibi hissettim, bacaklarımı karnıma doğru çekerken sırtımı duvara yasladım iyice. O kadar çok sorulara ve düşüncelere dalmıştım ki onun geldiğini anlayamamıştım bile. Ahşap zemin eski olduğu için birisi yürüdüğünde ses çıkarıyordu ve bu ses rahatça duyuluyordu ama onu duymamıştım.

"Chanyeol yarın seninle nehir kenarında gezmek istediğini söyledi."

Ne zamandan beri Chanyeol benimle gezmek istiyordu? Ve ne zamandan beri Jongin buna izin veriyormuş gibi konuşuyordu?

"Yeni planın ne olduğunu bana anlatacak mısın?" Izin istemeden yatağıma oturduğunda istemsizce kaşlarımı çatmaya başladım. Burada kaldığım süre boyunca bu yatakta ben uyuyacaktım hiç değilse biraz kibar davranabilirdi. Elindeki kitabı bacaklarının üzerine bırakıp göz ucuyla beni süzdü hızlıca. Onun verdiği kazağı giymemiştim henüz. "Ya da neden böyle davrandığını anlatmak ister misin?"

"Üşümüyor musun?"

Yatağın ucunda duran kazağı aldığı anda başımı iki yana salladım. Parmakları arasında duran kazağı giymek istemiyordum şu anda sadece ona sorduğum sorulara cevap bulmak istiyordum.

" Sorumun cevabı bu değil Jongin. "  Bana uzattığı kazağı alıp yatağın içine bastırdığımda söyledim. Sakin hali göz açıp kapayıncaya dek kaybolup gitmişti, şimdi tüm yüzü ne kadar öfkelendiğini çekinmeden görmemi sağlıyordu.

"İşime burnunu sokmaman senin için daha iyi olur. Hastalanmak istemiyorsan kazağı giy hemen!"

"Beni neden umursuyorsun ki? Bana mühürlenmedin öyle değil mi?"

Aramızdaki küçük sınırı bir anda parçalara ayırmıştı. Eli çenemi sıkıca tutarken gözlerindeki ateşi daha net görebiliyordum şimdi. Onu daha fazla kızdırmamam gerekiyordu, saçma şeyler söylersem bunun benim için kötü şeyler doğuracağını anlamama neden olmuştu gözleri.

"Ne saçmalıyorsun sen? Başımda yeterince dert varken kaçmaya çalışmanla uğraşmayayım diye sana iyi davranmaya çalışıyorum ama sen aptalca şeyler mi düşünüyorsun? Burada kalmanın tek yolu sana zarar vermem mi? Canını yakarsam, sana yeni yaralar ve dayanılmaz acılar verirsem, baban için endişelenmeni sağlarsam uslu bir çocuk olmaya devam mı edersin Sehun? "

The Boy /SEKAI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin