Jongin'in anlatımıyla...
Ormandaki kurallar bellidir sürüler birbirlerinin sınırlarını geçmez, avlarına dokunmaz ve ailelerini parçalamaz. Yıllar geçse bile kalbimde hissettiğim acı taze, öfke ise bir klana meydan okuyacak kadar güçlüydü. Kim sürüsünün yeni alfası Wufan babasının yapamadığını başardığında ailem paramparça olmuştu. Kardeşim Chanyeol ile birlikte bize yaşattığı acınun intikamını almak için gün sayıyorduk adeta.
Annemin her zaman istediği, sık sık öğüt verdiği gibi bir alfa olmak için çabalıyordum ama Chanyeol kötü düşünceleriyle her zaman sol tarafımdaydı. Wufan'a çok zaman tanıdığımızı, ondan ve onun sürüsünden daha güçlü olduğumuzu söyleyip bir savaş ilan etmemi istiyordu ama benim yapmak istediğim bu değildi. Elbette ondan güçlü olduğumu biliyordum ancak bazı şeyler karşılıklı olmalıydı.
Babamın hissettiği acının aynısını onun yüzünde görmek istiyordum bu yüzden o birine mühürlenene dek bekleyecektim.
"Luhan ile konuştun mu?" Chanyeol sorduğunda tezgahın üzerinde duran elmalardan bir tane aldım. Günümün yarısını orman elflerinin arasında geçirmiştim, üzerimdeki taze kokudan kiminle konulup konuşmadığımı anladığına emindim. "O elfe hiç güvenmiyorum. Sanki bize yamuk yapacak gibi hissediyorum."
"Aynı şeyi istiyoruz bunun farkındasın değil mi?" Elmadan bir ısırık almadan önce söyledim. O ise surat asmaya devam etti.
"Her neyse. Diğerleri eğlenmek için nehir kıyısına gittiler onların yanına gidecek misin?"
Aslında gitmek gibi bir düşüncem yoktu ama Luhan'ın yanına giderken onu da yanımda götürmedim diye bana kızgındı, burada durup onun surat asmasını izlemek istemiyordum daha fazla. Çocuklarla eğlenmek iyi bir fikir olabilirdi hem.
"Gideceğim, akşam yemeği için ne yapacaksın?"
Chanyeol statümü unutup bana orta parmağını gösterdiğinde ona yastık fırlattım. Çok sık kavga eder, birbirimize laf atar hatta biraz ileriye gidip canımızı yakan hareketlerde bulunurduk ama hepsi bu evin içinde olurdu. Sürüdekilere bunu çaktırmamaya gayret ediyorduk ama bazı kişiler kardeş olarak pek iyi anlaşamadığımızın farkındaydılar. Elmayı yemekle meşgulken hızlıca evden çıktım ve ormanın içine giden yola doğru yürümeye başladım.
Aslında Chanyeol küçükken daha ılımlı bir karaktere sahipti. Kimseye bulaşmaz, söz dinler ve kavgadan kaçınırdı ama babam onun alfa olacağını düşünüyordu çünkü Chanyeol benden büyüktü bir yaş olsa bile. En büyük erkek çocuklar genellikle alfa oldukları için babam onu küçük yaşta sıkı bir eğitime soktu. Bütün gün birlikte avlanıyorlar, dövüşüyorlar, alfalık hakkında konuşup duruyorlardı. Öte yandan ben annemin peşinden koşuyor, çiçek topluyor, kelebeklerin türlerini öğreniyor, kitap okuyor ve şiddetin gerçekten korkunç bir şey olduğunu iliklerime dek hissediyordum. Babam iyi bir alfaydı ama iyi bir alfa olmasına rağmen kanı ve gözyaşlarını çok seviyordu. Chanyeol'u kısa bir süre içinde kendisine benzetmişti. İlk kez kalbimin kırıldığını hissettiğimde, her gece evin verandasında birbirimize gelecekten bahseden Chanyeol ve ben bir gece Chanyeol'un bunun saçmalık olduğunu söylemesi üzerine tek başıma kalarak yaşamıştım. Daha sonra kalbim kırılmaktan öteye gitmişti. Alfa ben olduğumda babam beni küçümsemişti.
İçinde sevgiye dair çok az şey barındırdığının farkındaydım, kurt tarafı her zaman daha baskındı. Bunu bildiğim için ona kızsam bile affetmem daha kolay oluyordu. Beni kırdığını biliyordu ve bazı geceler uyuduğumu düşünüp saçlarımı okşuyordu. Sevginin zayıflık olacağına inanıyordu ve daha sonra bunu fark etmemi sağlamıştı. Biz kurtlar için sevgi zayıflıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Boy /SEKAI
WerewolfOh Sehun sıradan bir lise öğrencisiydi. Bir sürünün alfası tarafından kaçırılıncaya dek... @liariss 'e itafen yazılmıştır. Şiddet içerir!