En acımasız kurttan bile daha korkunç birisin sen.
Gözlerimi açtığımda bulmayı beklediğim gibi yanımda sıcak bir beden yoktu. Yatağın diğer tarafındaki soğuk boşluğa bakarken başımdaki ağrıyla yüzümü yavaşça yastığa gömdüm. Bir şeyleri berbat etmiştim aynı zamanda benim için kötü olan şeyler güzelleşip yeşermişti. Bedenim sanki Jongin yatağın boş tarafında değilmiş gibi onun gece boyunca olduğu tarafa doğru kayarken parmaklarım çarşafa dolanmıştı.
Beni arzuluyor olması güzeldi bunu gözlerini kırpmadan söylemiş olması hala utanmama neden oluyordu. Gece boyunca beni saran elleri, iyi hissetmeme neden olan şeyler söyleyen dudakları, anlamsız şeyler fısıldadığımda bana eşlik eden kıkırtısı, ona hikaye anlatmam için şirin bir ses tonuyla ısrar etmesi şimdi koca bir hiçliğe dönüşmüş gibiydi. Evin içinden yankılanan sesini duyabiliyordum ve dün gece yatağın bu tarafında yatan Jongin'e ait değildi bu ses.
Alfa Jongin'e aitti.
Onu kırdığımı, utandırdığımı ya da sorumla sıktığımı düşünmüştüm uykuya dalana dek. Bu konuyu tekrar açmaması ve açmama izin vermemesi bu ihtimali nedensizce arttırmıştı. Yüzümü onun yastığına bastırdığımda Baekhyun'un çığlığı yankılandı evde ve hemen ardından Chanyeol araya girdi bağırarak. Ne olup bittiğini görmek istemiyordum. Çok yorulmuştum, sadece lanetli halimden kurtulmak istiyordum kısa bir süre içinde. Başkalarına yük olmak istemezken yaptığım şey sadece bu olmuştu değil mi? Kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışırken şimdi dizlerimin üzerine bile kalkamıyordum. Eve geri dönmeyi isteseydim ve bir şekilde onu ikna etseydim her şey bu kadar kötü hissettirir miydi acaba? Baekhyun ile kendi başıma uğraşmaya çalışsam bunu da batırırdım değil mi?
Kafa karıştırıcı şeyler duymak istemiyordum artık. Etrafımda olup biten her şeyi hızlıca anlamak istiyordum. Kurtların arasında olan şeyleri anlayamamam normaldi ama Jongin açıklama yaparken ya bir noktada sessiz kalıyordu dün gece yaptığı gibi ya da hiç konuşmuyordu.
Kötü olan şeylerden birisi bana hissettiği şeyleri söylemesiyle onu yakışıklı bulan tarafım tüm zincirlerini kırmıştı. Bana iyi davrandığı anlarda kendime anılar toplayıp gülümseyerek onları hatırlayan biriyken şimdi ondan hoşlanan birisine dönüşüyordum. Bunun karşılıklı olmadığını biliyordum, farkında olmamak için aptal olmam gerekiyordu. Sürüsü ya da kardeşi kadar insanlardan nefret etmeyen ve kızışma döneminde beni seçen Jongin bana aşık değildi.
Daha kötü olan şey ise Jongin hızlıca iyileşiyordu yani Chanyeol ile yaptığım anlaşmaya göre burada geçirdiğim son günlerime geliyordum. Onu tekrar bırakıp gidecek olmam hayal kırıklığıydı biliyorum ama bana aramızda oluşacak bağın sürüsünü etkileyeceğini kendi ağzından söylemişken burada kalamazdım. Bu onu göğsünden bir okla vurmak kadar kötü olurdu.
Yataktan çıktığımda duş almam gerektiğini fark ettim. Onun yanında uyuyan insan olmalıydım kokarca değil. Hızlıca yatağı toplayıp kıyafetlerimi değiştirdim ve istemediğim halde odadan dışarı çıkıp elimdeki kirli kıyafetlerle birlikte salona doğru ilerledim.
Gördüğüm manzara Jongin'in dün geceki tatlı öpücüklerini birer birer katletmişti. Luhan şöminenin yanındaki koltukta oturuyorken elinde tuttuğu bıçağı sallıyordu. Bıçaktan damlayan kanı fark ettiğimde kıpırdayan midemi durdurmak ister gibi gözlerimi başka yöne çevirdim. Tanrım! Ne olmuştu burada? Koltukta oturan Baekhyun ve ona sarılmış Chanyeol'u gördüğümde elimdeki kıyafetleri göğsüme bastırdım daha sıkı bir şekilde. Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Boy /SEKAI
WerewolfOh Sehun sıradan bir lise öğrencisiydi. Bir sürünün alfası tarafından kaçırılıncaya dek... @liariss 'e itafen yazılmıştır. Şiddet içerir!