Satan | Taekook

8 | Just a kiss on the lips.

[Dari - I kissed a boy (Katy Perry)]

Hey, özlediniz mi?

Ehheheh neysem fazla uzatmadan sizi bölümünüzle baş başa bırakıyım.

İyi Okumalar...

†

9 | Sadece bir öpücük, dudaktan.

[12 Mart 1918]

"Hey!?" Siyah saçlı oğlan kendisine seslenen kızıl saçlı arkadaşına doğru dönmüş ve gülümsemişti. Bugün kendisi için büyük bir gündü ve başarılı geçmesini umuyordu, aksi halde her şeyini kaybederdi. Kızıl saçlı çocuk yanına gelince sarılmışlar ve kıkırdamışlardı.

"Plan ne, anlat bakalım." Kızıl saçlı arkadaşından ayrılıp konuştuğunda, siyah saçlı anında cevaplamıştı. "O adamın evini soymak istiyorum." Kızıl saçlının gözleri irice açılırken, şaşkınlığını gizlemeden sormuştu. "Ben sanıyordum ki, o çocuğun sadece kaçmasına yardım edeceğiz?" Siyah saçlı, arkadaşının bu haline gülümsemiş ve elini ensesine atıp kaşıdıktan sonra arkadaşına beklediği cevabı vermişti.

"Evet, kaçmasına yardım edeceğiz. Benimle yaşayacak, ve o çocuk ne demek ya, seviyorum ben onu. Ama babasının aklı başına gelsin diye evi soymak da istiyorum." demişti, siyah saçlı. Kızıl saçlı, göz devirmiş ve arkadaşının omzuna hafif bir yumruk atmıştı. "Saçmalamada gidelim hadi." siyah saçlı anında köşede duran sırt çantasını almış ve sevdiği çocuğun evinin yolunu tutmuştu.

Evin bahçe kapısından dikkatli şekilde geçmişler ve kızıl saçlı, arkadaşına sessiz ol işareti yaptıktan sonra köşeye geçmiş ve hem evin kapısını, hem de bahçe kapısını gözetlemeye başlamıştı. Siyah saçlı balkonun altına geldiği zaman eline aldığı ufak taşı cama atmış ve sevdiğini beklemeye başlamıştı. Duymadığını düşünerek bir kere daha taş atmıştı. Saniyelerin ardından balkona çıkan koyu kahve saçlı çocuğa karşı gülümsemişti.

Kahve saçlının içi burkulmuştu, onunla güzel bir ilişkileri olabilirdi. Onu sevebilirdi, o iyi biriydi. Ama o bir erkekti, iki erkeğin birbirini sevmesi çok iğrenç geliyordu. Bu zamana kadar onu idare etmesi gerçekten zordu ama bugün bu sevgi son bulacaktı. Çocuk,  onun peşine platonik olan bu çocuktan kurtulacaktı.

Siyah saçlının gözlerinin içi parlarken, çantasından çıkardığı kalın halatı, sevdiğine atmış ve "Demire bağla, inmene yardım edeceğim." kahve saçlı kafasını sallamış ve kendi iyiliğini düşünerek ipi kat kat düğüm atarak bağlamıştı. İçine öylesine giysi doldurduğu çantayı, siyah saçlıya uzattıktan sonra derin bir nefes almış ve halata tutunarak inmeye çalışmıştı, korkuyordu. O sırada çantaları yere koyan siyah saçlı kollarını kaldırmış ona yaklaşan kahve saçlıyı tutmak için hazırlanmıştı.

Kahve saçlı düşme korkusuyla derin derin nefesler alırken, terleyen ellerinden kayan halatla ufak bir çığlık atmıştı. Neyse ki siyah saçlı çocuk, ellerini, zaafı olduğu ince bele koymuş ve sevdiğini düşmeden önce tutmuştu. Kahve saçlının içi rahatlarken, siyah saçlıya samimi olmaktan çok uzak bir gülümseme sunmuştu.

Siyah saçlı ise bu samimi olmayan gülüşü anlayamayacak kadar aşıktı.

†††††††