BG-8

61 7 1
                                    

     Ruhsal yorgunluk... Ne kadar da zorluyordu insanı öyle. Gözyaşları içinde uzandım yatağıma. BG bırakmıştı eve beni. Ama yüzüne hiç bakamamıştım. Bakmak istememiştim. Belki de zamanı gelmemiştir.
      Gözyaşlarım usulca yastığıma düşerken telefonuma gelen bildirimle onu almak için doğruldum. Elime aldığım telefonun ekranını açtığımda gelen bildirime baktım.

Bay Gizemli: Nasıl oldun ? (13.52)

Bay Gizemli: Daha iyi misin? (13.52)

        Yatağımdan kalkıp balkona çıktım. Puf koltuklardan birine bıraktım kendimi yorgunca.

Eflin: İyiyim. (13.54)

Bay Gizemli: O zaman neden ağlıyorsun? (13.54)

         Cevap vermedim. Galiba hâlâ burada bekliyordu. Cevap yazamama rağmen kendisi yazmaya devam etti.
Bay Gizemli: Eflin? (13.55)

Eflin: Efendim? (13.55)

Bay Gizemli: Ararsam açar mısın? (13.55)

Eflin: Açarım. (13.56)

             Birkaç saniye sonra telefonum çalmaya başladı. Aramasına cevap verdim. Yine konuşmadık. O benim iç çekişlerimi dinledi bir süre ben de onun nefesini.
   “ Eflin?” Sesiyle birlikte sol gözümden bir damla düştü.
   “ Efendim?” Ağlamaktan zar zor çıkan sesimle konuşmuştum.
    “Ağlama...” Yalvarırcasına söylemişti titreyen sesiyle. Hemen gözyaşlarımı sildim.
   “ Ağlamıyorum ki ben.” Sıkıntıyla nefes verdiğini duydum sonra.
    “Sakıncası yoksa bir şey sormak istiyorum.”
    “ Tabii.”
    “Bugün nereye gitmek istemiştin? Veya ne yapmak istiyordun?
    “Ben...” Duraksadım biraz. “ Sadece denemek istedim. Her zaman olduğu gibi yine başarısız oldum. Kalabalık yine korkuttu beni. Ve belki saçma gelecek ama mumlarım bitmek üzereydi. Onlardan almak istemiştim. “
      “ Denemekten vazgeçme. Düşmekten korkma. Her düştüğünde ben senin yanında olacağım. Yeri geldiğinde birlikte düşeriz birlikte kalkarız.”
              Çiselemeye başlayan yağmura baktım. Elimi dışarı doğru uzattım. Birkaç damla elime düştü.
      “ Evine git BG. Yağmur başladı. Üşürsün...” deyip aramayı sonlandırdım.  Bazen bana söylediklerinden sonra diyecek bir şey bulamıyordum .
               Ne kadar balkonda oturup gökyüzünü izledim bilmiyorum. Kapı zilinin sesiyle kendime gelmiştim. Annem gelmiş olmalıydı. Yavaş adımlarla gidip kapıyı açtığımda gördüğüm manzarayla ağzım şaşkınlıkla açılmıştı. Kapının önündeki birkaç basamağın her iki tarafına sırasıyla mum koyulmuştu. Kapının önünde ise bir sepet dolusu mum vardı. Yere çöktüm gözyaşları içinde. Gözyaşlarıma tezat yüzümde bir gülümseme vardı. Üzerinde küçük bir not vardı.
             “Hayatımda gördüğüm en güçlü kadına... İnandıktan sonra her şeyi başarabilirsin."
                       -BG               

"                       -BG               

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                    

Bay Gizemli |texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin