Rose'den
"Hey! Yavaş ol! Canımı yakıyorsun Jimin!" Göz devirdi. "Off Rose kendin istiyorsun sonra beğenmiyorsun!" Başımı salladım. "Ama canım yandı, şimdi lütfen devam et!" Kaşlarını çattı. "Sert seviyordun hani?" Gülümsedim. "Bu kadar da sert değil! Sonra canım acıyor!"
Oflayıp devam etti. Sabahtan beri saçlarımı örmeye çalışıyordu. Saçlarımı örmesi çok hoşuma gitsede genellikle başarızsız oluyordu. Tanrım, benim küçük serçe parmaklı Chim'im yine çok tatlı!!
Aynadan arkaya baktığımda dilini dudak hizasına çıkarmış dikkatle saçımı örüyordu. dansa verdiği dikkat kadar saçımı örüyordu. Gülümsedim. "Çok tatlısın biliyor musun?"
Kafasını kaldırıp yandan baktı. "Efendim?" Güldüm. "Pislik." Gülümsedi. "Evet öyleyimdir. Sende şanslısın benim gibi yetenekli, yakışıklı, tatlı, karizmatik bir sevgilin var." Güldüm. "En çok tatlı halini seviyorum."
Ellerini saçlarımdan çekti. Sonunda saçlarımı örebilmişti. Ellerini sandalyeme getirip sandalyeyei kendine çevirdi. Bende hızla döndüğümde yüzüne bakıyıordum. Dudağını yaladı. "Ben sexsi halimi daha çok seviyorum ama." Başımı salladım. "Hmm.." dudağımı dişkerken konuşmayı sürdürdü. "Diyorum ki; seninde sexsi halin daha güzel..."
Göz devirdim. "Başladık gene.." kaşlarını çattı. "Off!! Yemedi!!" Güldüm. "İltifat edyorum ne yapıyorsun!" Göz devirdi. "Ne yapayım?! Seni özlüyorum ve istiyorum!" Gülümsedim. "Jimin her gün nerdeyse birlikteyiz nasıl özlüyorsun böyle?" Gözlerimin içine baktı. "Özlüyorum işte. 2 sense sensiz kaldım ben!! Ne kadar zordu anlayamazsın işte!" Gülümsedim. "Bende 2 sene sensiz kaldım! Sensiz kalmak bensiz kalmaktan kat ve kat daha kötü!!"
Başını salladı. "Beni bu kadar seven bir sevgilim var!! Tanrım, seni hakedicek ne yaptım ben?" Gülümsedim. "Seni seviyorum Jimin-shi!!" Gülümsedi. "Seni seviyorum Rose.!!"
Boynuna sarıldığımda oda bana sarılmıştı. Kokumu en içine çektiğinde gülümsedim. "Kokun. Şahaser gibi." Başımı salladım. Ayrılıp yanağımı öptü. "Seni sevdiğimi söylemek istiyorum....Bıkmadan senin ismini söyleyip durmak istiyorum.!!"
Gülümsedim. "Beni hep gülümsetiyorsun." Gülümsedi. "Beni hep mutlu ediyorsun."
Yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurduğumda masum olmayan şekilde bana bakıyordu. Gözlerime öyle bir bakıyordu ki? Bazen ne yapacağından emin olamıyordum. Hafif ürküyordum.
Oturduğum sandalyeden beni kaldırdı. Kendi oturmuş olduğu sandayeye yaklaştırıp kucağına oturmamı sağladı. Öyle bir gülümsüyordu ki..Tanrım, ne yapacağını düşünmek bile istemiyorum!
Masum olamyan bakışlarına gözümü kırpmadan bakıyordum. Piç gibi sırıtması beni daha da telaşlandırıyordu. Şuan evdeydik. Her an kızlardan ya da bizimkilerden biri gelebilirdi.
Sırıtıyordu. "Ev boş sakin ol.." telaşla etrafa baktım. "Her an biri gelebilir ama Jimin.." belime sarıldığında telaşlıydım. "Jimin bak yapma!! Şimdi biri gelecek!" Gülümseyip yüzüme yaklaşırken beni kendine daha çok bastırıyordu. "Gelmiyecek endişelenme! Biz kendi işimize bakalım."
Yüzümü ona çevirdim. "Peki." Gülümsedi. "Gel bana sevgilim." Gülümsedim. "Şöyle deme utanıyorum!" Güldü. "Peki demem. Sonrasına utanmanı istemem." Daha çok utanmıştım.
Bacağında oturukem elimi omzuna koymuş tutunuyordum. Gözlerine bakarken elini belime bastırmış beni kendine çekiyordu. Yüzme bakıyordu. Yüzümü yüzünün hizasına doğru yaklaştırdım.
"Başka yerde yapın!! Burada başkalarıda yaşıyor!!"
Yüzümüzü sesin geldiği yöne doğru döndüğümüzde Lisa somurtarak bize bakıyordu. Hızla Jimin'in kucağından kalkıp Lisa'ya bir adım attım. Tanrım, çok utanıyorum!!
