Jennie'den
"Ne demek o benim babam. Cidden o herifle evlenecek misin?" Bağırdım. "O herif dediğin benim arkadaşım!" Nefes verdim. "Ayrıca onunla evleneceğim falan yok!" Sinirle soludu. "E o zaman Jennie! Madem evlenmeyeceksin neden itiraz ediyorsun!"
Ofladım. "Sakin olurmusun bi!" Bağırdı. "Sakin falan olamam!" Sinirle güldü. "Sevgilim başka bir adamla evlenirken sakin falan olamam!" Sinirle yüzüne baktım. Sabrımı zorluyordu. İnanılmaz derecede sinirlenmiştim ona.
Bağırdı. "Gidip babana söyleyeceğiz!" Bağırdım. "Ailemle arama girme Taehyung!" Bağırdı. "Gidip evleneceksin yani?!" Hiddetle bağırdım. "En azından senden daha iyi bir eş olurdu!!"
Duraksadı. Gözlerime bakıyordu. Gözünden bir damla yaş yanağına süzülürken dudağını ısırdı. "O zaman git ve evlen Jennie." Dedi sessizce. Yanımdan geçip giderken gözlerine bile bakamadım. Bana sanki sonkez bakacakmış gibi bakmıştı.
"Taehyung!" Diye bağırdım arkasından. Kapıya doğru koşmaya başladım. "Taehyung!" Diye bağırdım tekrardan. "Taehyung dur! Ben öyle demek istemedim!"
Kapıyı çarparken durdum. Oflayıp salona yürüdüm. Jimin beni görünce ayağa kalktı. "Arkasından gitmeyecek misin?" Oflayarak yerine oturdum. "Beni affetmez şuan." Jungkook göz devirdi. "Onu kalbini kırmadan önce düşünecektin Jennie." Diye mırıldandı.
Bağırdım. "Yanlış anlayan o! Anlık sinirle ağzımdan kaçtı!" Sinirle nefes verdim. "Kaçırma o zaman Jennie!" Diye bağırdı Jimin. "Anlamıyorum! Seni kırmayı istemeyen kişi nasıl seni yerle bir edebilir ki!"
Ofladım. "Onun peşinden gitmen gerekirken neden hala buradasın?" Dedi Jimin. "Gitsene hadi! Yanlış anlaşılmayı düzelt! Hadi git!" İrkildim. "Gidemem." Bağırdı. "Neden Jennie!?" İç çektim. "Beni kırmak istemediği için gitti! Eğer gidersem beni yerle bir edecek!" Jungook'a döndüm. "Bunu istermiydiniz! Kardeşinizin korktuğu şeyi yapmasını istermiydiniz!?"
Sessizlik olduğunda yutkundum. Herkese tek tek baktım. "Bende öyle düşündüm işte!" Rose yaklaşıp koluma dokundu. "Had yürü Jennie. Evimize gidelim." Jimin soluk verdi. "Üzgünüm ben Rose." Rose sözünü kesti. "Benden değil! Jennie'den dile."
Kızlar beni evden çıkarırlarken Jin ve Jisoo vedalaştı. Rose, Jimin'in yüzüne bakmadan evden çıktı. Lisa ve Jungkook her zamanki gibiydiler.
-
"Senin iyiliğini düşünüyorum Jennie. Bir babanın görevide bu." Nefes verdim. "Bir babanın görevi kızını istemediği biriyle mi evlendirmek?" Göz devirdi. "Hanbin senin için ideal biri." Bağırdım. "Baba anlamıyormusun?! Benim sevgilim var!"
Ofladı. "Iff Jennie. O serseriyle mi evleneceksin yani!" Sinirden güldüm. "Baba sen iyi misin? Seviyorum ben onu!" Göz devirdi. "Hanbin'ide seversin Jennie."
"Han! Dur artık! Sevdiği başka biri var demek ki!" Babam ofladı. "Ne sevgisi? Hanbin'i tanıyorum. İyi bir aileler. Daha ne sevgisi olabilir?" Anneme döndüm. "Anne! Buna izin veremezsin!" Annem bağırdı. "Tabiki vermem!" Babama bağırdı. "Benim kızımın sevgilisi var ve onunla mutlu Han! Onu kimseyle evlemdiremezsin!"
Babam göz devirdi. "Hala o Kim Taehyung'la mı birliktesin. O serseriyle." Bağırdım. "Serseri falan değil o baba! 4 sene çalışıp okul bitirdi!" Babam kaşını kaldırdı. "Seni sevdğini nereden biliyorsun? Hadsizin teki! O gün gelip bana karşı çıkmıştı! Senin hakkında nasıl karar vereceğimi sorguladı."
Bağırdım. "Çünkü benden uzakta olmayı istemiyor. Çünkü beni özlüyor!" Babam ofladı. "Peki Jennie! Getir yarın! Tanıştır bizi!"