Jennie'den
Taehyung'un siyahlı mavili kepini düzeltip gülümsedim. "Çok yakışıklısın." Oda benim yakamı düzeltti. "Sende çok güzelsin." Şirince elini tutup kalabalığa doğru yürüdük. Bugün mezuniyet günümüzdü. Sonumda isteğim gibi bir mühendis olacaktım. Taehung'da araba mühendisi olacaktı. Birlikte bir galeri açıp araba dizecektik. Bu hayallerimize aslında çok yaklaşmıştık.
Lisa ve Jungkook'u gördüğümüzde kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Jisoo, Jin'in yüzünü kapatıp diğer kızlardan korumaya çalışıyordu. Jimin, Rose'nin arkasına geçmiş ona bakan erkeklere öldürücü bakışlar atıyordu.
Birlikte bir araya gelip bir yuvarlak oluşturduk. Gülümsedim. "Sonunda o gün geldi ha.." Jimin başıyla onayladı. "Hepimiz için yorucu bir süreç oldu ama başardık." Rose gülerek Jimin'in burnundan makas aldı. "Tatlı dansçım benim." Jisoo unnie çığlıkla sıçradı. "Sonunda kendi parfüm şirketimi kuracağım!!" Bize bakıp gülümsedi. "7'nizede özel parfüm yapacağım. Kendi ellerimle. Ve o kokuları asla piyasaya sürmeyeceğim."
Taehyunv sevinçle gülümsedi. "Bir tanesin sen Jisoo." Jisoo güldü. "Sende öyle." Jungkook gülümsedi. "Abiniz artık resmi olarak dış mimar. Evlerinizi tasarlayabilirim.." gülerek göz devirdim. "Emin değilim Kook. Belki olur."
"Bütün öğrenciler hazır mı!!"
Kürsüdeki öğretmenin duyurusuyla konuşmayı kestik. "O zaman 1! 2! 3!!" Hepimiz aynı anda kafamızdaki kepleri yukarıya fırlattığımızda toplar patlamaya başladı. Kahkahalarla gülüyorduk hepimiz. Sonunda hayallerimiz, emeklerimiz, amaçlarımız bize inanılmaz derecede yakındı. Bunun verdiği gurur ve mutluluğu hiçbir şeye değişmezdik.
-
"Kızlar hadi hazırlandınız mı?" Lisa koridordan bize seslenirken Rose bana makyaj yapıyordu. Jisoo odamın kapısını açıp içeriye girdi. "Sizce üstümdeki olmuş mu?" Gülümseyerek başımı salladım. "Çok güzelsin Jisoo. Merak etme." Üstümdeki siyah üstüne yapışan elbise ve sivri topuk ayakkabılarıyla aynaya döndü. "İyi bari." Saçlarını arkadan at kuyruğu yapıp kırmızı tonlarda da bir makyaj yapmıştı. Gerçekten mükemmel görünüyordu.
Rose fırfırlı gri elbisesi, altına giydiği dolgu topuk beyaz ayakkabı ve yaptığı pembeli tonlardaki makyajıyla inanaılmaz bir görüntüye sahipti. İçeri Lisa girdiğinde hepimizi süzdü. "Maşallah! Fıstıklara bak be!!"
Gülerek göz devirdim. "Seninde bizden bir farkın yok Lalisa." Gülerek aynaya bakmaya başladı. Bordo bir elbise, siyah bir topuklu ayakkabı, dalgalı salık saçları ve siyahımsı bir makyajla kendini incelemeye devam etti.
Rose bana bakıp gülümsedi. "Bitti. Kendine artık bakabilirsin." Ayağa kalkııp elbisemi düzelttim. Aynanın karşısına geçtiğimde krem rengi elbisem, dağınık topuzum, stilette ayakkabılarım ve krem renginde makyajıma hayran kalmıştım. Gerçekten çok iyi görünüyordum.
Jisoo kolundaki siyah saate bakıp bize döndü. "Hadi çıkalım gelmişlerdir artık." Başımızı sallayıp odadan çıktık. Topuklu ayakkabılarımızın sesleri ile evden çıktık.
Mezuniyet akşamı ne yapalım diye düşünürken çok parlak beyinli arakdaşımız Jimin bara gitmemizi söylemişti. Bizde onaylamıştık. Eğlenmek için başka nasıl bir gün olabilir ki?
Kapıyı kapattığımda karşımda gördüğüm şey sadece boşluktu. Lisa'ya döndüm. "E yoklar." Şaşkınca etrafa bakındı. "Evet yoklar." Jisoo kendi alnına vurdu. "Aptal kafam. Doğru. Jin siz kendi arabanızla gelin demişti." Rose kaşlarını çattı. "Niye?" Jisoo devam etti. "Bilmem."