Jisoo'dan
"Anne?" Dedi Jinsoo bana bakarken. "Rosenna teyzem nasıl biriydi? Güzel miydi?" Mutfak tezgahında yemek yaparken duraksadım. Sürekli yüzü aklıma geliyordu. Ondan bahsedince sesim titriyordu. Konuşamıyordum.
"O." Dedim sesim titrerken. "Bana güzelliğini ve zerafetin gerçek olduğunu gösteren bir kızdı. Öyle güzeldi ki Jinsoo...." iç çektim. "Sarı up uzun saçları ve güzel gülüşüyle her zaman bizi desteklerdi." Jinsoo nefes verdi. "Rose teyzem ölmeden önce vardım; onunla ilgili hiçbir şey hatırlamıyor."
Şuan 14 yaşındaydı ama onun hakkında hiçbir şeye sahip değildi. Ne yüzüne, ne gözlerine, nede gülüşüne....
Jimin. O her gün kahrolurken sürekli Rosemin'e annesini unutturmamaya çalışıyordu.
"Neler yapardınız siz peki?" Sesim titrerken güldüm. "Neler yapmazdık ki.." dedim uzaklara bakarken. "Bizim bir grubumuz vardı. Lisa, ben, Jennie ve Rose..Sürekli okuldan atılırdık, sürekli kavga edip başka kızları döverdik. Jimin amcan ve Taehyung amcan ilk kez Rose teyzenden dayak yemişlerdi biliyor musun?"
Gülümsedi. "Vaov...Rose teyzem çok havalı." Gülümsedim. "Evet öyleydi. Sarı uzun saçlarıyla herkes ona bayılırdı. Hep kavga ederdi, özellikle hocalarla. Süreki habgi derse gireceğini unuturdu." Güldü. "Rose teyzem aynı benmiş."
Gözlerim dolarken sürekli birlikte yaşadığımız olaylar ve anlar gözümün önüne geliyordu. Rose, gülüşü gözümün önüne geliyordu. İsmi ne zaman geçse ben hep kötü oluyordum. 10 yıl! Koskoca 10 yıl geçmesine rağmen hala kabuk bağlamayan bir yaramız vardı. Ve o sürekli kanayıp duruyordu.
"Özür dilerim anne. Sana Rose teyzemle ilgili soru sormayı bırakmalıyım.." dedi koluma dokunurken. Ona döndüm. "Üzülme oğlum. sen yanlış bir şey yapmıyorsun..Sayende bende onun yüzünü hep hatırlıyorum. Asla hafızamdan silinmiyor. O hep aklımda ve kalbimde."
"Jinsoo odanı toparla oğlum." Mutfaktan içeriye Jin girdiğinde Jinsoo başını eydi. "Peki baba." Derken odadan çıktı. Jin yaklaşıp yanımda durdu. "Sevgilim." Dedi sıcak sesiyle. "Sen iyi misin?" Ona baktığımda bana bakıyordu. Dayanamıyordum. Biricik sarı papatyamın ölmüş olmasına hala inanmak istemiyordum. O ölemezdi. Hala evindeymiş gibi hissediyorum. Kaç yıl. 8 yaşımızdan beri 4'ümüz hiç ayrılmamıştık. 20 yıldır hiç ayrılmamıştık.
Eğer şuan olsaydın sincap suratlı kızım.. Birlikte 30. Yılımıza girecektik...
Yüzüm ağlamaklı bir ifade aldığında gözyaşlarım boşalmaya başladı. "Sadece bir kere Jin..." dedim ağlarken. "Sadece bir kere daha bana o mükemmel sesini duyursun.." hıçkırdım. "Sadece bir kere daha sesini duyayım.."
Başımı göğsüne yasladığında deli gibi ağlıyordum. Seni özlüyorum Rose..Seni bekliyorum Rose..
"Şşşş sakin ol sevgilim..Rose şuan senin ağladığını görüyor. Üzülmesin o. Öyle değil mi?" Böyle avutuyorduk birbirimizi. Acıdan ölüyordum. Hasretimden geberiyordum. Başımı geri çekip burnumu çektim. Yukarı kaldırdım başımı.
"Üzülme tamam mı Rose. Ben seni beklemeye devam edeceğim. Gelmesende ben seni hep bekleyeceğim sarı papatyam...🌻"
Jennie'den
Lisa tabaklara cips koyarken bende içecek hazırlıyordum. Taennie'de bize yardım ediyordu. "Rose teyzemde bayılırdı cipse.." mırıldanarak konuştuğunda Lisa'yla duraksadık. Kafamızı Taennie'ye çevirdiğimizde gözleri doluydu. Rose'yle bütün çocukluğu geçmişti.
Bize boncuk boncuk bakarken Lisa yaklaşıp ona sarıldı. "Onu özlüyorsun değil mi anneciğin?" Nefes verdi. "O kadar çok özlüyorum ki. Sen bana kızdığım zaman yine beni alıp sinemaya götürsün istiyorum, Jimin ancamla birlikte bana baksınlar, bana hamburger alsınlar..."
Saçlarını okşadım. "Hala onu hatırlıyorsun değil mi?" Başını salladı. "Hiçbir zaman unutamadım ki. Gözlerimi kapatırdım o gelirdi gözlerimin önüne anne. Yüzünün her detayı benimle." İçim titrerken dudağımı yaladım. "Merak etme güzelim." Dedim ona sarılırken. Sımsıkı sarılıp saçını öptüm.
"O; hepimizin bildiği gibi bir melek oldu...."
Vote vermeyi unutamyın:) Bir Özel bölüm daha gelecek....