Jennie'den
Şaşkınlıkla bize bakan Taehyung'a döndük. Gözleri kızarmıştı. "Ne diyorsunuz siz? Lisa.." nefes verip hızla yanına yaklaştım. "Taehyung..Üzgünüm..Sakin ol.." bağırdı. "Sakin ol mu?!!" İki adım geri çekildiğimde Jimin yanına gitti. Omuzuna dokundu. "Taehyung sakin ol abicim."
Elini ittirdi. "Sakin! Sen nasıl bir arkadaşsın!! O acı çekiyordu!" Jimin nefes verdi. "Düzgün konuş Taehyung. Bende yeni öğrendim.."
Rose'ye döndü. "Sonra da onsuzluğa dayanamayıp affetti!! Şerefsizlik lan bu yaptığın!" Jimin bağırdı. "Siktirtme lan şerefsizliğini. Siktir Jennie'ye yap atarını!!"
Taehyung, Jimin'in yakasına yapıştı. "Jennie ne alaka lan!! Sikerim seni Jimin!!" Jimin sinirle yumruğu Taehyung'a geçirince çığlık attım. "Taehyung!.." geriye giderken hızla toparlanıp Jimin'e yumruğu geçirdi. Birbirlerine girdiklerinde Rose ile bağırıyorduk. Rose, Jimin'i çekiştiriyordu.
"Bırak Jimin!!" Bende bağırıyordum. "Taehyung yeter!!!" Bizleri duymadan itişiyorlardı. Mutfak kapısından içeri Jungkook ve Jin koşarak girdiğinde şokla kavgaya daldılar. Jin zorla Taehyung'u çekiştirirken Jungkook'da Jimin'i zorluyordu.
Birbirlerinden ayırdıklarında zar zor tutuluyorlardı. Taehyung nefes nefese solurken Jimin'de ondan farksız değildi. Taehyung'un yanına yaklaşıp önüne geçtim. Jimin'e bakmasını engelledim. Yanaklarını avcumun içine alıp gözlerine baktım. "Taehyung!...Bana bak!!" Nefes nefese bana bakmaya başladığında nefes verdim. "Şimdi sakin olucaksın!.."
Arkadan Rose'nin sesleri geliyordu. "Jimin!! Dur artık!" Ona bakmadan Taehyung'un yüzündeki izlere baktım. Dudağının kenarı patlamıştı. Kanıyordu.
Jin yavaşça onu bıraktığında kolunu tuttum. "Yürü Taehyung gidiyoruz!!" Dedim kalın ve otoriter bir sesle. "Beni ikiletme ve yürü Taehyung!!" Nefes verip mutfaktan çıktığında peşinden gittim. Sokak kapısını açıp onu dışarı çıkardım.
Evimiz deniz manzaralı olduğu için denize doğru hızla yürümeye başladı. Peşinden yürüyordum. Daha dorğısı koşuyordum. Sinirden aşırı derecede hızlı yürüyordu. Ayaklarımın içine kum dolarken bir yandan arkasından bağırıyordum. "Dur Taehyung!!"
Beni duymadan yürümeye devam etti. Bağırdım. "Sana dur dedim!!" Denizin tam önünde durduğunda bende arkasında durdum. Bana yavaşça döndü. "Sus Jennie..." dedi sessizce. Bağırdım. "Hayır!! Beni dinleyeceksin!"
"Bana be yapacağımı söyleyip durma Jennie!!" Bağırışıyla yerimden sıçradım. Kulaklarımda yankılanırken sanki bütün Seoul duymuştı onu. Korkuyla titredim. Deniz kızmıştı sanki ona. Uyuyan balıklar suyun altından duyup ona kızıyorlardı sanki..
Bağırdım. "O zmana ona göre davran!!" Nefes verdi. "Söyle o zaman! Neden böyle bir şey yaptı!" Nefes verdim. "Biliyorum hata yaptı! Ben ona dedim böyle bir şey yapma diye ama o salak bildiğini okudu!"
Gözlerini kapattı. "Neden yaptı bunu! Neden üzdü kardeşimi...Neden kanattı onu." Sesi ağlamaklı ve titrek geliyordu. Dudağım büzüp yanına gittim. Omuzuna dokundum. "Sakin ol sevgilim. Sana her şeyi anlatacağım." Nefes verdi. "Anlatacaklarından korkmalı mıyım?" Nefes verdim. "Bence evet.."
Rose'den
Elimdeki ilaçlı bezi kaşın götürdüğümde acıyla bağırdı. "Upss..Üzgünüm. Sen iyi misin?" Nefes verip yüzüme baygınca baktı. "Sence? Taehyung'la kavga ettik." Ofladım. "Daha mantıklı olmalısın..." elimdeki bezi kaşında gezdirdim. "Bunların hepsi aptallık ettiğiniz için oldu.." göz devirdi. "Off!!"
Duraksadı. "Sence barışırmıyız?" Güldüm. "Merak etme Taehyung sensiz yapamaz..Onun için çok değerlisin.." ofladı. "Ben öyle düşünmüyorum..Bence Junkook'u daha çok seviyor.." göz devirdim. "Saçmalama..Hepinizi çok seviyor ama sana verdiği değerle Jungkook'a verdiği değer çok başka. Bunları kıyaslamamalısın Jimin.."