2

26.2K 742 40
                                    

Nikki Williams - Kill, fuck, marry

Demir Uhud

Ayaklarıma cam kırıkları batarak yürüdüğüm bu yolun sonunda, ruhumun kırıntıları camlar sayesinde kesilip yabancı bir adam tarafından hiç edilmeye çalışılıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ayaklarıma cam kırıkları batarak yürüdüğüm bu yolun sonunda, ruhumun kırıntıları camlar sayesinde kesilip yabancı bir adam tarafından hiç edilmeye çalışılıyordu.

Kabaca tuttuğu kolumu çekmeye çalıştığım da daha sıkı kavradı ve kapıdan geçerek hızını arttırdı. Canımın acısıyla dudaklarımı birbirine bastırıp, inlememi boğazımın derinliklerine hapsettiğim de kavradığı koluma baktım.

Parmakları arasında sıkışıp ezilen sadece tenim değildi, özgürlüğümdü.

Kolumu bırakmadan beni peşinden çekiştirirken merdivenlerden yukarı tırmanmaya başladık. Vücudum hırpalandığı için ayakta bile güçlükle dururken çaresizce peşinden gitmeye devam ediyordum. Güçlü müziğin sesi lacivert duvarlarda yankı yaparken bize bakan insanları umursamadan dış kapıya yanaşmıştık.

Kapıda sigara içen adamı görünce duraksayıp kulağına bir şeyler söyledi fakat müziğin rahatsız edici gürültüsünden hiçbir şey duyamamıştım bile.

Adamın yüzünde beliren memnuniyetsiz ifade ile sözlerini onaylamasıyla onu arkamızda bırakarak siyah, son model bir Range Rover'in yanına yaklaşırken rüzgardan kahverengi saçlarım birbirine girmişti.

Kapıyı açtığında keskin, delici bakışlarını yüzümde hissedebiliyordum. "Bin."

Gözlerimi ela gözlerine çevirdiğimde herhangi bir vicdan duygu kırıntıları bulabilmek için büyük bir cesaret topladım. Fakat gözleri öyle keskin bakıyordu ki, beni umursamayacağını bile bile "Gelmeyeceğim." dedim.

Elinden kaçma ihtimalim yoktu, beni çoktan kafesinin kuytu köşelerine saklamıştı. Kaçmaya çalışsam bile burayı bilmiyordum, ama onunla gitmek şeytana boyun eğmekten başka bir şey değildi.

"Geleceksin, bin." Dedi umursamaz bir tonda. Dişlerimi sıkıp çaresizlikle düşen omuzlarımı şahlandırdım. Açtığı kapının içine girerek kollarımı göğsümün üzerinde birleştirdim. Hissettiğim korku, yerini bir öfkeye bıraktı.

Babam gibi bir adamdan nasıl kurtulacağımı düşünürken, karşıma babamdan çok daha beter çıkması dertlerimin peşimi bırakmayacağının habercisiydi. Beni çoktan satın almıştı, şimdi ise boyunduruğu altına almaya çalıştığı bariz belliydi.

Aracın önünden geçerek sürücü koltuğuna oturdu. Motoru çalıştırıp kapıları kilitlemeyi unutmamıştı. Araç taşlı yolda ilerlerken tampona çarpan taş sesleri kulaklarımı tırmalıyordu. Başımı cama çevirdiğimde "Akşam bir davete katılacağız." dedi sakince.

"Öyle bir şey olmayacak." dedim sertçe. "Benim sinirlerimi bozma." Gaza yüklenip vitesi arttırdığında çarpan taşlar eşliğinde hızla ilerlemeye devam etti.

DEMİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin