"Kızım" dedi annem bana doğru bir adım atarak.
"Bana kızım deme!!" diye bağırdım.
"Abi sen?" Dedim arasa bakarak. Ona abi dediğim nadir anlardan biriydi. Başını hızla olumsuz anlamda salladı."İyi bari. Bir tek sen arkamdan iş çevirmedin" hızla odadan çıktım. Burda durmak istemiyordum. Merdivenlere yöneldim.
"Alya dur abiciğim" diye arkamdan seslendi Aras. Onu dinlemeyerek merdivenlerden inmeye başladım. Başımın dönmesiyle tutunacak yer aradım. Bulamamıştım. Gözümün kararmasıyla merdivenlerden yuvarlanmaya başladım. Sonrası... Karanlık
Gözlerimi acıtan ışıkla açtım. Etrafıma bakmaya başladım. Beyaz duvarlar,yatakta yatan ben ve elimi tutarak uyumuş bir Rüzgar. Sanırım hastanedeydim. En son odadan çıkmıştım. Başım döndü ve bayıldım. Serum takılı olan elimi başıma götürdüm. Ağrıyordu. Kaşımın biraz üstünde bir bandaj vardı. Gözlerimi uyumuş olan Rüzgara çevirdim. Yüzü bana dönük olduğu için rahatlıkla görebiliyordum. Tuttuğu elimi çektim ve saçlarına götürüp okşamaya başladım. O gerçekten Rüzgardı. Ona kesinlikle kızmıyordum. Çünkü onunda haberi yoktu hiçbir şeyden. Ailelerimiz bize yalan söylemişti. Bu yüzden anne ve babama çok kırgındım. Hangi anne ve baba evlatlarına bunu yapabilir ki? Bir türlü aklım almıyordu. Rüzgarın uyanmasıyla ellerimi saçlarından çektim.
"Alya uyanmışsın?"
Başımı salladım.
"Iyi misin başın ağrıyor mu?""İyiyim ama çok başım ağrıyor. Neden başımda bandaj var?"
"Çünkü merdivenlerden düştün. Düşerken de başını çarptın"
Merdivenlerden düştüğümü hatırlamıyordum.
"Ben uyandığını haber veriyim" diyip odadan çıktı. Bir kaç saniye sonra akın odaya daldı. Ardından herkes peşinden geldi.
"İyi misin kardeşim. Başın ağrıyor mu? Çok kötü düştün. Beynin yerinde dimi?"
"Akın bi sus iyiyim bir seyim yok biraz başım ağrıyor o kadar"
Akının susmasıyla odaya girenlere baktım. Benim ailem, Akının ailesi, Ebrarın ailesi, Rüzgarın ailesi. Herkes buradaydı. Çınar ve Akının ablası miray bile. Miray abla bize ablalık yapardı. Onuda kendi ablam gibi görürdüm.
"İyi misin tatlım?"
"İyiyim Miray abla sen ne zaman geldin?"
Miray abla da aras gibi amerika da okuyordu.
"Haberi alınca erken döndüm canım. Bu sabah geldim"
Başımı salladım. Gözlerim anne ve babama kaydı. Annemin gözleri kızarık ağlamaya hazırdı. Babam yanıma gelip elimi tuttu. Öyle sıkı tutuyordu ki çekemedim bile. Gözlerimi kaçırdım. Daha fazla bakarsam ağlayacaktım çünkü.
"Kızım" babamın sözüyle dolan gözlerimi kapattım. Yaşlar akmaya başlamıştı bile.
"Lütfen bize kızma. Tamam haklısın ama lütfen yapma böyle"
Boşluğundan yararlanarak elimi çektim ve babama bakmaya başladım.
"Ben 7 yıldır her gün üzüldüm baba. Siz ölmediğini söylemeyerek her gün üzdünüz. Siz bir gün üzüldünuz ama ben hergun üzüldüm." Ikiside başını eğdi.
"Lütfen şimdi odadan çıkar mısınız?"
"Ama kızım-"
"Anne lütfen" başlarını sallayıp çıktılar. Tüm büyükler odadan çıkmıştı. Aras hızla yanıma gelip bana sarıldı.