"Sen, benim hiç bilmediğim geçmişim, yaşamaktan korktuğum geleceğimsin."
*Ateş ile Kelebeğin Dansı isimli ilk kitaptır.
Kitaplarımın tüm hakları saklıdır, çalınma veyahut kopyalanması durumunda yasal işlemler başlatılacaktır.
Yayınlanma Tarihi: 02...
Hepimizin, bu hayatta yaşamayı istediğimiz hayaller, olmak istediğimiz yerler, duymak istediğimiz sözler, aşklar ve dostluklar var...
Kimimiz kendimizi kitaplarda ki karakterlerde ararken, kimimiz de filmlerde arıyoruz.
Peki, hangimiz istediklerimizin peşinden gidebilecek kadar cesaretliyiz? Ya da bunların sonunu düşünmeyecek kadar cesur?
O istediğiniz hayatların, aşkların, arkadaşlıkların sonunda bir ateşin içinde yanacağınızı bilseydiniz de yaşamak ister miydiniz?
''Yardım et.''
Duyduğu sesten sonra tüm bedeni uyuşmaya başlarken, gözlerini zorlukla açıp kapattı. Mavi gözleri, yerde kanlar içinde yatan adamın geceye eşlik eden kuzguni, siyah gözlerine değdiğinde içi ürperdi. Korkudan eli ayağı buz tutmaya başlamıştı. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki göğüs kafesini parçalayıp oradan firar etmek istiyor gibiydi.
Gözlerini adamın yüzünde gezdirdiğinde kaşları çatıldı ve ağzı bir karış açıldı. Kaşları daha da çatılırken zihninin onunla oyun oynadığını düşünmeden edemiyordu. Bu adam, sahnede onu pür dikkat izleyen adamın ta kendisiydi.
''Sen!'' dedi dudaklarından zorlukla çıkan kelime ile beraber soğuktan ağzından dumanlar çıkıyordu. ''Sen, o adamsın.'' Cümlesini zorlukla bitirdikten sonra yavaş adımlarla yanına oturdu ve titreyen küçük elleriyle kafasını yerden kaldırıp dizlerinin üzerine koydu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözleri adamın kanlar içinde kalmış gömleğine kaydığında ''Sana bunu kim yaptı?'' diyebildi, çatallaşmış sesiyle.
Ateş ise onun bu korku dolu haline göre oldukça sakindi. Gözlerini biran bile kızın mavi gözlerinde alamıyordu. Çelimsiz, zayıf vücudu hareket ettikçe burnuna dolan gül kokusu yüzünden hiçbir şey düşünemiyor, vücudu uyuşuyor ve canının acısını hissetmesine engel oluyordu.
Yıllarca bu kıza yakın olmak istemişti. Şimdi tamda olmak istediği yerdeydi fakat tek sorun bulundukları durumun saçmalığıydı.
Efsun, derin bir nefes alıp verdi sakinliğini korumak istese de kendisine hakim olmakta zorluk çekiyordu. Yıllar önce ailesini kaybetmişti ve elinden hiçbir şey gelmemişti. O günden sonra ilk yardım dersleri almıştı. Ailesini kurtaramamıştı ama dizlerinin üzerinde yatan adamı kurtarabileceğini düşünüyordu.
Korkudan yere düşürdüğü makası elini uzatıp aldığında belindeki gömleği çözüp makasla ortadan ikiye böldü. Parçalardan birini yağan yağmurun altına tutup nemlendirdikten sonra yavaş hareketlerle adamın yarasının üzerine bastırdı. Daha sonra kuru olan parçayı da onun üzerine koydu ve adamın yüzüne baktığında yüzünde tek bir mimik oynamıyordu. Ne acı hissi vardı, nede başka bir his.