8.Bölüm ☘

54 18 0
                                    


Cama degen yağmur damlalarının çıkardığı sesle gözlerimi açtım. Üstümde ki pikeyi kaldırıp yana savurdum. Ayaklanıp pencereye ilerledim, camı açarak üstümdeki askılı atletimi umursamadan başımı gökyüzüne doğru kaldırdım. Bir insan yağmuru niye sevmesin ki annem ile babam nefret ederdi. Yağmur yağınca daha bir sinirli olurdu babam, insanlara karşı daha katı davranırdı.

Yağmur damlalarının toprağa batmasının sonucunu da çıkan koku dünyanın bir numaralı parfümüdür benim için. Derin nefesler alarak havaya doğru verdim soluğumu, su damlaları o kadar masum ve güzel ki , bu dünyada gördüm en güzel görüntüydü. Yağmurun zararsız bir şekilde kimseyi incitmeden inişi olağan üstü. Yağmurun damlaları yüzümde gezintiye çıkarken yüzümde olan küçük gülümsemeyle saçlarımı geriye doğru çektim.

Her birimizin çok farklı şeyleri sevdiğimizi biliriz. Benim de en sevdiğim su damlaların yer yüzüne inişi.

Damlalar yüzümden boynuma akınca ister istemez gıdıklanarak başımı eğdim.
Başımı eğidigime ne kadar pişman olsamda, kendisini begenmiş kömüşü görmüştüm bir kere onu.

Zoran, aşağıda arabasına yaslanmış benim olduğum tarafa bakıyordu. Dün gece ki hali gözümün önüne gelince yüzümdeki gülümse silindi. Ama onun gülümsemesi daha çok büyümüştü ve gözlerini üstüme dikmişti. Gözlerim onun dudaklarına kayınca alt dudağını ısırdığını gördüm. Isalanan saclarında damlayan yağmur birer birer yüzünden kayıyordu. Hiç rahatsız olduğu söylenemez ama gördüğüm en çekici ve kendini beğenmiş erek diyebilirim.

Tekrar gözlerinin içine bakınca daha çok rahatsız oldum, çünkü gözleri üstümde ki atlete geziyordu.

Tabi ya atletim ıslandığı için vücuduma yapışmıştı. Gözlerim bir atletime ve onun arasında gidip geliyordu. Bu berbat bir durum.

Hemen kendimi içeri atarak camı kapatıp tülü örttüm.
Üstümde ki ıslak atletimi çıkarıp çalışma masanın üstünde duran saate baktım 07:10 geçiyordu hemen üstümdeki çıkarıp köşeye bıraktım. Okul formasını giyindim. Ardından pulsarın ihtiyaçlarını gördükten sonra boşalan su kabını ve mama kabını doldurdum.

Saçlarımı at kuyruğu yapıp toplarken öndeki kahkulerimi tarak yardımıyla düzelterek yağmurluğumu üstüme gecirdim. Evden ayrılıp kapıya inince, Evden çıkarken camadan gördüğüm arabanın önünde bu sefer Rüzgâr vardı. Şöför koltuguna Zoran yerleşmiş arka koltuğa ise Berna gecmişti. Gözlerim Zoran'ın gözleriyle buluşunca hemen gözlerimi kaçırdım. Onunla göz göze gelmek en son isteyecegim şeydir. Hatta en son şey bile olamaz.

Çünkü o hala sırıtışlarıyla beni daha çok sinirledirmeye teşvik ediyordu.

"Bizimle gelmek ister misin? Hava kötü Berna arbada onun yanına geçebilirsin."
Diyen Rüzgâr'a cevirdim bakışlarımı.

"Hayır, teşekür ederim."

"Yapma hava çok kötü yağmur hızlanabilir. Bu havada yürümek istemezsin!"

Aslında ben bu havada yürümeyi daha çok istiyordum.

"Tekrar teşekür ederim ama ben yürümeyi tercih ederim."

Degimde hemen sözümü kesti.

"Islanmayı sevdiğini söylme bana Elfida."

Diyen Rüzgar bezgince bana baktı.

Ay Kızım🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin