Beste ve Batu ile geçirdiğim vakitler çok eğlenceli geçti ama aklımda olan tek şey bilekligimdi. Çalan zil sesiyle oturdugumuz yerden kalkıp sınıflarımıza ilerledik, Batu, Besten'nin yanağına küçük bir buse bıraktıktan sonra aynı kata olan sınıflarımıza geçtik.İlk dersin haricinde diğer dersler kendi sıramda Berna'nın yanında oturmuştum. Her defasında arka sıraya dönüp Zoran ile konuşmayı istesemde Rüzgar'ın varlığı sebebiyle önüme dönüyordum, tabi bu sıra Zoran bey eğlendiği için yüzünde ki gülümse hiç silinmiyordu, sanki ona döneceğimi biliyordu ve ben ona döndüğüm an Rüzgar ile bir sohbete girişiyordu.
Belki aklımı derslere verirsem sinirimin gecmesini sağlayabilirdim. İşlediğimiz hiç bir ders edebiyat kadar ilgimi çekmiyor. Diğer derslerde iyiyimdir fazla kafa yormadan toparlayabiliyordum. Ama edebiyat benim için farklı bir üst düzeydedir.
İşlediğimiz her ders sonrasında Zoran'ı tek başına yakalayabilmek için gözlerimi ondan ayırmıyordum. Bu ne arkadaş adamı bir boş bırakmaya gelmiyo, yanından ayrılan bir kişi, bu sefer iki kişi olarak geliyordu. Gelen gideni aratıyo resmen. Gözlerim Zoran'ın elerine kayınca hiç cebinden çıkarmadığını fark etim umarım bana sinirlendiği için parçalamaz onu.
Son dersin son dakikalarına gelince. Olmazsa olmaz konuların sonlarında güzel kelimeler ve Hoca Namık Kemal'e ait sözlerini duyurdu.
"Rüyanızda gördüğünüz insanlar, gerçek hayata sizi özleyen insanlarıdır."
Diyerek dersi kapatı.Konu girişi çok farklıydı aslında ama biz öğrenciler konuyu çok ama çok farklı yere çekip hocadan duymak istediklerimizi söyletmeyi başarırız. Söylenen söze gelirsek sizi bilmem ama ben cok saçma buldum bunu çünkü bizi özleyen değil, bizim özlediğimiz insanları biz görürüz.
Her gece gördüğüm rüyalardan anlamıştım bunu..
Sınıfta ki herkes toparlabmaya başlamıştı ama ben hala sıramda oturur pozisyondaydım. Elimi şakağıma doğru götürerek üstüne baskı uyguladım. Küçüklüğümden beri migren hastalığım var ışıklar ve sesler daima bu ağrıma kat ve kat destek olur. Migren ağrılarının çoğunu şakak bölgelerinde hissederim. Agrımi az çok geçirebilmek için parmak uclarımla ovaladım."Beste bugünlük bukadar, limitleri zorlamıyalım. Şu kitapları toplada, okulun karşısında olan cafeye gidelim. Eğer zamanın varsa bizimle gel."
Tanıdıgım ses tonu Batu'ya aiiti.Masamın önünde duran Beste ile Batu'ya baktım. Batu'nun küçük teklifini red ediceken,
"Ama çok darılırım. Hem seninle vakit geçirmeyi çok sevdim lütfen bizimle gel."
Diyen ses bu sefer Beste'ye aitti.İkisini kıramayıp kabul etim. Toparlanıp okuldan beraber ayrıldık, Cafeye geçip boş bir masaya illerdik. Verdiğiniz siparişlerin gelmesini beklerken cafenin giriş kapısında Berna ve diğerlerini gördüm. Rüzgar bana selam verircesine başını sağladıktan sonra Berna küçük gülümsemesiyle boş masaya ilerlediler ta bi yanlarında Elfin ve Gökhan'da vardı.
Hepsi ard arda arka tarafta boş olanmasaya geçerken en son Zoran'ı gördüm. Dudaklarının arasına sıkıştırdığı sigara ile arkadaşlarının yanına gecti.
Ne konuşuyorduk ne bir şey sadece gözlerimiz birbirine bakıyordu. Sanki birbirlerinde kaybettikleri bir şey varmış gibi. Yanımızdan geçip arka masaya geçene kadar gözleri gözlerimdeydi. Göruş alanımdan cıkınca önumde duran pecetelerle oynamaya başladım. Batu Beste ile uğraşırken diğer masada iki erkeğin bizim tarafa baktıklarını gördüm. Bunun ne kadar rahatsız edici bir durum olduğunu anlatamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Kızım🌙
ChickLitZorlu hayatın kendisi ile getirdiği muhteşem aşk Karanlığa rağmen parlayan ay'ı unutma.. Elfida Arınç &Zoran Demirkan Herkes kendi gecesinde yaşarmış. Genç kız Ay teni rengi ile sadece kendi çevresini aydınlatırken. Genç adam gece gözleri ile tüm ka...