Bu arada ben şey farkettim yazım hatam noktalamalar aşırı varBen buuu konuda hiç iyi değilim umarım yanlış görünce çıldırmıyorsunuzdur şsmdwllwğfllwfl
Üzgünüm seniii üzdüüüm aaaamaaa pişmaaan değilim
İyi okumalaarr
Ayı yogi: güzel elbiseleri giyip kuşanacağım senin önünden geçip sana bakmayacağım.
Erva: yürü anca gidersinnn
Ayı yogi: sen beni mi kovuyon şimdik mal garı
Erva: yok canım ne haddime
Erva: aklıma şey geldi
Erva: biz hala buluşmadık lan.
Ayı yogi: seni sarmalayıp boğasım var heheheh
Erva: pis cani
Bugün Ozanın doğum günü için buluşacaktık. Annem gilin izin vermeyeceğini bildiğimden Selinayla carşıya çıkıyorum diye yalan atmak durumunda kalmıştım ki bir nevi doğru sayılırdı.
Çarşı da buluşup öyle luna Parka gidecektik. Cemi damacanın içinde görmeyi hiç beklemiyordum.
Damacanın altında tekerlekler vardı Cem damacanın içindeydi ve Selinay damacanayı sürüyordu. Ve bu herkesin içinde çarşı da gerçekleşiyordu.
Ben bunları tanımıyorum adlı bakışlarımı atıp onlar bana yakınlaşmaya çalıştıkça uzaklaşıyordum.
Sonunda yapacak birşey olmadığını anladığımda ben de onlara katılmaya karar verdim ve zorda olsa Cemi ikna edip damacanın içine ben girdim.
uçur beni pakizee bağrışlarımı atıp Cemin uçuyorsun melih diyerek beni itmesiyle Her şey son buldu. çünkü beni Cem yokuştan aşağı bırakmış ve mal mal arkamdan bakıyordu.
Ne yapacağımı bilemez halde aval aval etrafa bakıyordum. Daha yeni olayı farketmiş ben " buradan sağ çıkıyım bi öldürdüm seni Cem imdattt yardım edinnn! " diye anırmaya başlamıştım bile.
Allahtan yolda araba falan yoktu ki arabaya çarpıp ölme riskim azdı. Yokuş bittiğinde düz yolda süratli bir şekilde ilerliyordum. Yol bitişine geldiğimde ise içimden bütün duaları okumaya başladım.
Karşımdaki eve toslayıp damacanın devrilmesiyle damacanın içinde ki ben de hızlı bir şekilde yere yapışmış oldum. Kolumun ağrısı ve Ceme olan öfkemle gözlerim doldu. Etrafım da büyük bi insan topluluğu vardı. İyi olduğumu hepsine ikna ederek hepsini yanıbaşımdan kovdum.
Evet şimdi Ceme sövebilirdim.
"Ağzına sıçtığımın Cemi, amip beyinli terliksi hayvansı mal, burnuna kendi kokmuş çoraplarını dayadığım şerefsiz..." diye kendimce küfürlerimi sıralarken kesinlikle hiç sakin olamıyordum. Kolumu tutmuş sinirden kudururken yanıma Selinay geldi ve beni hastaneye gitmeye ikna etti.
Bir süre sıra bekledikten sonra içeri girmiş kolumu alçıya almış ve çıkmıştık. Düşmemle beynimde işlevini kaybetmiş olacak ki akıl sağlığım yerinde değildi. Ben Egeyi istiyorum bana onu getirin diye zırlamaya başlamamla Cem internetini benim için feda etmiş Egeyi görüntülü aramıştı.
Ege beni görür görmez kaşlarını çattı. Dolmuş gözlerim ve alçılı kolum dikkatini çekmişe benziyordu.
"Ben sana dikkat et bebeğim demiyor muyum ne oldu koluna ve sen niye ağlamak üzeresin" dedi ve dudaklarını büzüp tek kaşını yukarı kaldırdı. oldum olası bu harekete çok özenmişimdir. Hele onda bir ayrı duruyordu. Dudak büzüşü ise gereksiz tatlı duruyordu. Orada kim bilir ne kadar kız kesiyordu benim yeşil gözlü şerefsizimi.
"Dudağını büzme len çok tatlı duruyor ağzına sıçarım haa" dememle kahkaha atması bir oldu. İçten ve doğal bir kahkaha. En sevdiğiniz şarkının nakarat kısmında takılı kalmak gibiydi gülüşü.
"Gülmesene çocuk" deyip göz devirdim.
"Tamam tamam. Ee koluna ne oldu bakıyım senin çok acıyor mu?" Dedi.
"Cem pisliği yüzünden oldu. Ben seni istiyom banane sarılmak istiyomm. Egeeeee..." diyerek mızmızlanmaya başlamıştım. Bu sırada gözlerim iyice dolmuş hatta yanaklarıma yavaşça gözyaşlarım akmaya başlamıştı.
"Sadece kolunun ağrısı yok de mi yine aile içi birşey mi oldu? Kendini darlama be kimse senin o gözyaşın kadar kıymetli değil. İstersen gelebilirim bak."
"Sen gelsen ben evden çıkamıcam ki yine de. Biz şansısız anasınısatım
babam gelir bulur bizi her türlü ölürüz sonra. Babam da katil olur, olmasın."İçten bakışlar atıp "Babasının kızı işte ne olsun" dedi. Evet babam çok sinirliydi cok azar işitiyordum. Ama baba işte annemden daha çok babamı seviyordum. Garip.
"Sadece seni özlemiştim ama benim kapamam lazım artık. seni seviyorum eşek sıpası" diyip telefonu kucakladım. Bu bizim sarılma şeklimizdi. Bizi bağlayan şey telefondu, İnternetti. sanki ona sarılmış gibi düşünürek sarılıyordum telefona.
O da telefona sarıldı ve diggat et bebeğim diyip yüzüme telefonu kapadı. Ama artık alışagelmiş bir durum olduğundan takmadım ve mutlu bir şekilde hareketlenmeye başladım. Egeyi görmek enerjimi yerine getirmişti.
Öncelikle ben yine anlamayan varsa kısa bir özet geçeyim dedim
Rüzgar çocukluk aşkı canı sıkılıyor ve Rüzgara yavşama kararı alıyor
Ceme bunu söylediğinde Cem de gidip Rüzgara sen bunu kâle alma bu biraz maldır diyor.
Çünkü Cem de biliyor ki Erva'nın aklında hala Ege var.Daha sonra Ervaya anonim olan şahısta Egeydi zaten. Ervanın babası ve annesi aşırı baskıcı olduğundan kimi zaman uzun süre telefonunu alıp vermiyorlardı ve Egeyle konuşamıyordu Ve bu yüzden ayrılmışlardı ikisi de birbirini unutamayınca böyle birşeyler oldu işte
Bakalımmm ilerki bölümlerde kaosss falannn olacak mı neler olaaacaak
