Bölüm sonu buraya dönüp ne düşündüğünüzü yazın, iyi olan kazansın hakkındaki düşünce ve duygularınızı okumak istiyorum. Sevginizi hissedeyim, azıcık.
: )
İyi okumalar.
Sevgilerle, Lynx.
*
Ayna karşısında kıyafetini düzelttin ve son kez kendine baktın. İnce askılı, kadife siyah bir elbise vardı üzerinde. Güzel bir göğüs dekoltesi mevcuttu ve pek fazla uzun sayılmazdı. Kafanda uzun, kırmızı bir peruk takmıştık, buklelerini düzeltmek için baya bir çaba harcamadan gerekmişti. Makyajını sade tuttun ama tek bir şeyi abarttın: kırmızı ruj. Siyahlığın arasında saçların ve rujun herkese orada olduğunu belli edecek kadar parlak ve göz alıcıydı. Bu gece kimin dikkatini çekmen gerektiğini biliyordun. Gerçi bunlara ihtiyacın yoktu, sadece gülümsediğinde bile dikkatini çekebilirdin. Yine de orada olduğunu bağırman gerekiyordu.
Bu da planın bir parçasıydı.
"Her şey hazır mı?" diye sorduğunda Chanyeol'ün esnemesini duydun. Onu uyutmadığın için hâlâ kızgındı.
"Hazır ama ben değilim." dedi uykulu gelen sesiyle. "Tüm gecemi senin yüzünden duvar delmekle geçirdim."
"Bugün emeğinin meyvelerini alacağız, üzülme." dedin gülümserken. Chen hemen karşında seni incelerken parmaklarını da dudaklarına vuruyordu. Ona kendini göstermek için etrafında döndün. Masanın hemen üzerine koyduğun aynadaki yansımana baktığında, Chen'in kusur bulamayacağına emindin.
"Harika." dedi Chen gülümserken. "Kartları aldın mı?"
"İşte." Eteği biraz daha sıyırdın ve jartiyerin parçasına sokmuş olduğun kartları gösterdin. "Gördüğün gibi hazırlıklıyım."
"İndir o eteği." Bir anda Kris'in sesi duyuldu ve eteğini kaldırdığın eli ittirdi. "İç çamaşırlarını benden önce birisi görürse bu acıyla yaşayamam."
"Seni duyabiliyorum." dedi Tao gözlerini kısarak. Kris ona baktı ve ardından inatla arkandan sana sarıldı. Kafana çenesini yasladığında kaslarını çıplak omuzlarında ve aranızda sadece kadife bir kumaş olan sırtında hissedebiliyordun. Çin'deki işler, çevirdiğiniz dolaplar derken Kris asla sporunu ihmal etmiyordu. Bazen sırf eğlenmek için Tao, Chanyeol ve Luhan ile basketbol oynamaya gidiyorlardı. Onlar gidince sen Xiumin ve Chen de kart oyunu oynuyordunuz. Diğerleri kumardan pek anlamadığı için üçünüzün arasında dönen rekabetin büyüklüğünü de kavrayamıyorlardı. "Eğer ondan beş saniye içerisinde uzaklaşmazsan kafanı koparırım."
"Plandan haberi yok mu?" diye sordu Kris. Bu gece olacakları kast ediyordu. "Haberi yoksa, gelip Ex-k'deki elemanı öldürmeye kalkabilir."
"Öyle bir şey olmayacak." Tao'ya baktın. "Değil mi çiçeğim?"
"Söz vermedim." dedi Tao hemencecik. Sonra birkaç adımda yanınıza geldi ve seni Kris'in ahtapot kollarından kurtarıp kendine doğru çekti. Ona da bir tane vurmayı ihmal etmemişti.
"Henüz vermedin." dedin, altını çizerek. Kris'in sızlanmalarını umursamadan Tao'nun üzerini düzelttin. Papyonunu ve takımını, ikisinin içerisinde gerçekten yakışıklı duruyordu. "Yine de söz vermelisin çiçeğim, biliyorsun ki bu gece çok önemli."
"Planı mahvedersen bende seni mahvederim Tao." Chen gözlerini kıstığında sıcak bir şekilde gülümsedin. Chen, fikrini anlattığında oldukça heyecanlanmıştı. Bu akşam her şey yolunda giderse Ex-k'den intikamını almakla kalmayacak, onlara çok daha beter bir mağlubiyeti tattıracaktın. "Bırak da Ego yapması gerekeni yapsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iyi olan kazansın | exo oc (✓)
FanfictionEx-k olarak bilinen hırsız çetesinin namı tüm dünyada duyulmuştu. Kendilerini en iyisi olarak lanse eden bu bir grup aptala dersini vermek sana kalmıştı. Bir iddiaya giriştiniz, dünyanın en değerlilerinden olan, Mısır'da yeni keşfedilmiş, Kraliçe C...