iyi olan kazansın | exo oc (✓)

2.0 (FİNAL)

FİNAL

4 Hafta Sonra

"Bu nasıl olur?" diye sordu SM, karşısındaki Suho'ya hayretler içerisinde bakarken. "Senin... Çin'de olman gerekiyor!"

"Bakın şu işe." Suho muzhip bir şekilde gülümsedi. "Değilim sanırım, ne dersin Ego?"

"Kesinlikle değilsin." dedin abartılı bir yüz ifadesiyle. Şampanyandan bir yudum aldıktan sonra kadehi ona doğru kaldırarak "İyi seçim." dedin.

"Şampanya içmenizi önerirken bana güvendiğiniz için teşekkürler hanımefendi." Suho da gülümsediğinde SM kapıya döndü.

"Agnes! Luina! Oren!" diye hizmetçilerin isimlerini bağırdı. Çok geçmeden açık kapıdan kalçalarını abartılı bir şekilde sallayan ve senin yemek yerken görmek istemediğin hizmetçi geldi. "Luina, llama a Guido ahora. (Luina, hemen Guido'yu ara.)"

SM'in talimatıyla Luina kafasını salladı ve telefonunu çıkarttı. Birkaç numara tuşlayıp çaldırdıktan sonra kalçalarını kıvırmaya devam ederek size doğru yaklaştı.

"Uzak dur," dedin ona dik dik bakarak.

"Niye?" dedi aşırı ince sesiyle. "Böyle güzel değil miyim?"

"Kesinlikle hayır, göz zevkim bozuluyor." dedin.

"Biliyor musun, benim de!" Normal sesine dönüp başındaki peruğu çıkarttığında SM bir başka şaşkınlık yaşıyordu. Sütun gibi bacakları, pürüzsüz teni ve güzel yüzüyle Luina cebinden bir mendil çıkarttı ve suratındaki makyajı da sildi. "Oh be! Özüme döndüm resmen. Bu fikri ortaya attığın için sana," Bunu söylerken sana bakıyordu. "çok kızgınım kraliçem."

"Abartma Baekhyun, kadın olmak sana çok yakıştı." dedin gülerken.

Suho da "Kıvırtmaların harikaydı." diyerek seni destekleyince Baekhyun üniformasının eteğini çekiştirdi.

"Gerçi, kadın olarak da çok harika olduğum bir yalan değil."

"¿Señor? (Efendim?)" diye içeri korumalardan birisi girince SM hemen bizi işaret etti.

"Guido, ¿qué están haciendo en mi propiedad? ¿Que esta pasando? (Mülkümde ne işleri var Guido? Neler oluyor?)" SM hiddetle sorunca Guido omuz silkti. Kafası yere eğikti. "Guido! ¡Respóndeme! (Cevap ver!)"

"İspanyolca bilmiyorum." dedi başını yerden kaldırırken, şapkasını da kafasından çıkarttı. SM, Kai'yi görünce oturduğu koltuğa iyice gömüldü. Evinde, olmaması gereken dört kişi vardı.

"İstediğin herkesi çağır." dedi Suho gülümseyerek. "Agnes? Oren? Bahçıvan? Diğer korumalar? Aklına gelebilecek herkesi."

"Ne kadar çırpınırsan çırpın," Başka bir ses duyulduğunda arkana bakma ihtiyacı hissetmedin çünkü bu sesi iyi tanıyordun. "ulaşabileceğin kimse yok."

Kris elinde dolu viski bardağıyla yanınıza geldi ve diğer tarafına geçti. Bir yanında Suho, Baekhyun ve Kai, diğer yanında ise Kris dikiliyordu.

"Dilersen ev telefonlarını kullanmayı deneyebilirsin ama ne yazık ki birisine ulaşamazsın." Bir ses odada yankılandığında SM'in suratı gittikçe çökmeye başlamıştı. Bu ses, Sehun'a aitti. Sesi tüm malikânede yankılanırken SM öfkeden kızardı.