Evden koşarak çıktığımı gören Rauf ve Ellie şaşkınlıkla beni izliyordu. Ellie hemen arkamdan geldi. O sırada ben evin karşısındaki deniz kenarında banklardan birine oturmuş hıçkırarak ağlıyordum. Ellie yanıma oturdu.
"Maria, ne oldu içeride? Korkutma beni. Faik'e mi bi şey oldu?"
Hıçkırıklarımdan konuşamadım. Yumruğumu sıkmaktan tırnaklarım avucuma geçmişti. Ellie kanayan elimi görünce iyice telaşlandı.
"Maria, kalk o eve dönüyoruz. Ne yaptı sana!"
Kolumu tutup çekiştirmeye başladı. Kendimi geri çekmeye çalışsam bile işe yaramıyordu. En sonunda tekrar kapıya gelmiştik. Ellie sertçe kapıya vuruyordu. Yapma demem hiç bir şey ifade etmiyordu. Sonunda Rauf kapıyı açtı ve bizi içeri aldı.
"Kızlar, Maria. Bu halin ne?"
Sakinleşmeye çalışarak konuştum.
"Hi-hiç. Ben iy-iyi-yim"
O sırada içerden Faik geldi. Bakışları hemen bana döndü.
"Maria, e-elin..."
Kanayan elimi saklamaya çalıştım ama herkes fark etmişti. Faik zor yürüse bile elinden geldiğince hızlı bir şekilde yanıma geldi. Elimi avucuna aldı.
"Neden yaptın..."
Sorduğu soruya karşılık hiç bir şey diyemedim. Gözümden akan yaşlar elime damlıyor, Kanayan yerleri yakıyordu. Faik dudağını ısırdı. Beni böyle görmek onun içini yakıyordu.
Şaşkınlıkla bizi izleyip ne olduğunu anlamaya çalışan Rauf ve Ellie yanımıza geldi.
"Faik. Biraz konuşalım kardeşim."
Rauf Faik'i kolundan tutup biraz uzaklaştırdı. Ellie de benim yanıma gelip oturdu. Uzaktan Rauf ve Faik i izliyorduk. Faik kendini ifade etmeye çalışıyor ama yapamıyor gibiydi. Rauf olabildiğince sakin kalmaya çalışıyordu.
"Rauf, bilmiyorum tamam mı! Bilmiyorum! Yaptım işte. Bir anda oldu."
Faik'in dediklerini duymuştuk. Bağırıyordu. Bunları söyleyip yanımızdan sert ve hızlıca çıkıp gitti.
"Dur! Zorlama, daha iyileşmedin!"
Faik, Rauf un bağrışlarını umursamıyordu. Yüzümü sildim ve hiç bir şey söylemeden Faik'in arkasından koştum. Bunu neden yaptığım hakkında tek fikri olan ise kalbimdi...
Sadece onu dinlemiştim.