Birkaç dakika o pozisyonda kaldık. Ama birkaç dakika diyorum, saniye değil yani. İkimiz de rahattık galiba. Faik'ten de rahatsız olmuş gibi bir tepki almamıştım. Uzun sessizliğin ardından kalkmaya karar verdim.
Faik yutkundu ve gözümün içine baktı. Sanki beni inceliyor gibiydi. Ağzı açıktı. Göğsü hızlıca inip kalkıyordu. Doğruldu ve elini yüzüme koydu.
"Tenin ipek gibi. Ve, ve portakal gibi kokuyorsun"
Sadece ağzım yarı açık onu dinliyordum. Elini yüzümde gezdiriyordu. Sonra ben de elimi onun yüzüne koydum. Gözlerini kapattı. Uzun kirpikleri elime değiyordu. Aramızdaki mesafe azalıyordu. Bende gözlerimi kapattım.
"Faik..."
Fısıldamıştım. Hiç tepki yoktu. Kalbim daha da hızlanıyordu. Sonunda dudaklarıma Faik'in ıslak ve sıcak dudakları değdi. Bir an irkildim. Yaklaşık 30 sn lik bu temastan sonra hızlıca geri çekildim. Faik gözlerini açtı. Ikimiz de konuşmuyorduk. Sonra yutkundu ve kısık bir tonda birkaç kelime söyledi.
"Ben, ben, Maria..."
Gözümden akan gözyaşının sebebini bilmiyordum ama kontrolsüzce akıyordu. Ses tonumun ağlamaklı çıkmaması için kendimi zorlayarak konuştum.
"Neden yaptın Faik?"
Faik'ten hiç ses çıkmıyordu. Bir an yataktan kalkmaya çalıştı. Onu elimle ittirdim.
"Faik hayır! Belden altın çıplak, çıkma!"
Faik beni dinlemedi ve elimi kenara çekip ayağa kalktı. Altında tek şort vardı. Aramızda 5-6 cm boy farkı vardı. Şu an dip dibeydik. Faik elimi tutup kalbine koydu. Ilk önce ne yaptığını anlamadım. Ama sonra dikkat ettiğimde. Kalbi benimki kadar hızlıydı.
"Bunun sebebi..."
Cümlem bitmemişti ki o devam etti.
"Sen misin Maria?"
Yutkundum. Sertçe yutkundum. Konuşamadım. Dilim kilitlendi. Elimi geri çektim ve arkama bakmadan koşarak odadan çıktım. Arkamda öylece bakan Faik'i aynadan görüyordum. Onu cevapsız bırakmak benim içimi daha çok yakıyordu. Ama cevabını bilmiyordum ki!? O kalbi hızlandıran ben miydim?
