5

5.7K 594 617
                                    

  Minho sabah camdan bir şeyin yere düşüp kırılma sesiyle yataktan fırladı. Başta eve hırsız girdiğini sandı ama sonra aklına Jisung geldi. Jisung... Bir sincabın vücut bulmuş hali gibi. Nasıl hem bu kadar sevimli hem de bu kadar can alıcı olabiliyor. Bir dakika.. Az önce ben cam kırılma sesine uyandım.

"Hey iyi misin? Ne oluyor?"

___________________________________________________

        Minho duyduğu sesin geldiği yere doğru koştu. Jisung'un kaldığı odaya... Kapıyı açtığında Doraemon'lu pijamalarıyla yere bakan Jisung'u gördü. Jisung'un baktığı yere bakınca kırılmış vazoyu gördü. Jisung Minho'nun geldiğini fark edince kafasını kaldırdı ve suçlu gözlerle Minho'ya baktı.

        "Yatakta esnerken elim komodindeki vazoya çarptı. Yemin ederim yanlışlıkla oldu."

        "Sen kıpırdama ben süpürge getireceğim. Bir de senin için terlik."

        "Tamam. Kıpırdamıyorum."

        Minho temizlik dolabından faraş ve süpürgeyi aldı. Sonra terlikleri koyduğu dolaba ilerleyip oradan da Jisung'a uyacağını düşündüğü bir terliği eline aldı. Kendi için de bir terlik seçip giydi. Jisung'un odasına elinde bir çift terlik ve süpürgeyle girdi. 

        "Vazoyu muhtemelen Yoona Teyze koymuş."

        "Tekrardan özür dilerim. Elim çarptı."

        "Evet farkındayım. Özür dilemene gerek yok."

        Süpürge banyo fırçası gibi küçük bir şeydi. Minho süpürgeyle can kırıklarını bir yere toplamak için yere çömeldi. Jisung'un ayaklarının dibinde cam kırığı kalmadığına emin olunca Jisung için getirdiği terliği ayaklarının yanına koydu.

        "Süpürdüm ama kırıklar tam toplanmamış olabilir. Şimdi elektrikli süpürgeyle de süpüreceğim ama sen yine de terlik giy. Ayağına cam batmasını istemem."

        "Tamam. Teşekkürler."

        Minho süpürdüğü cam kırıklarını süpürgeyle faraşa ittirdi. Tüm camların toplandığına emin olduktan sonra çömeldiği yerden kalktı. Kalktığında Jisung'a ne kadar yakın olduğunu fark etti. Göz göze geldiler. Bir kaç saniye bakıştılar ve tuhaf bir sessizlik oldu. En sonunda Minho sessizliği bozdu.

        "Bundan sonra daha dikkatli ol tamam mı? Kendini incitmeni istemem." dedi ve Jisung'un yanağını pışpışladı. Elinin olması gerekenden daha uzun süre Jisung'un yanağında kaldığını fark edince elini çekti ve arkasını dönüp odadan çıktı.

        Jisung Minho'nun arkasından bakıp kaldı. Kalp ritmi normale dönünce düşündü. Bir de bana aşık olma dedi. Sanki ona aşık olmam için uğraşıyor gibi. Minho'yu anlamam uzun sürecek gibi. 

        Jisung diş fırçası ve diş macununu alıp banyoya gitti. Aynaya baktı. Saçı başı dağınıktı. Ve daha da kötüsü yanakları kızarmıştı. Minho zaten bu tipimi gördü bari yanaklarımın kızardığını görmemiş olsun. Bu saç bir gün için gerekli rezil olma ihtiyacımı karşıladı. Bir de yanaklarımla rezil olmayayım. Elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladıktan sonra yanaklarının kızarıklığının geçtiğine emin olup tuvaletten çıktı. Odasına geçip üstünü değiştirdi. 

        O sırada burnuna mutfaktan güzel kokular gelmeye başladı. Kokuları alınca karnının ne kadar acıktığını fark etti. Heyecanlı bir şekilde mutfağa girdi. Minho'nun bir elinde spatula vardı. Diğer eli de ocaktaki tavanın sapını tutuyordu. Pankek ve çırpılmış yumurta pişiriyordu.

        "Ne yapıyorsun?"

        "Acıkmışsındır. İkimiz için kahvaltı hazırladım. Umarım pankek ve yumurta seviyorsundur."

        "Evet, seviyorum. Teşekkürler. Keşke zahmet etmeseydin. Ya da en azından beni de yardıma çağırsaydın. Tek başına yaptığın için kendimi kötü hissettim."

        "Kötü hissetmene gerek yok sadece yeni ev arkadaşım rahat etsin istiyorum."

        Bu cümleyi duyan Jisung gülümseyerek başını önüne eğdi. Kalbi hızlanmıştı. Bu hisler Jisung için yeniydi. Daha önce kimse onun kalbini böyle hızlandırmamıştı. Son bir kaç gündür ne zaman Minho'yla konuşsa kalbinin hızlı çarpmasına engel olamıyordu. Buna bir anlam vermeye çalışıyordu ama çıkardığı sonuç hiç onun istediği türden bir sonuç değildi. Sadece küçük bir hoşlantı. Sonuçta Minho da düz direk değil yani. Yakışıklı çocuk. Etkilenmem normal. Kim olsa etkilenirdi. Sadece kendini çok kaptırma. Sonu senin için kötü bitecek şeylere kalkışma.

        "Eşyalarını almaya ne zaman gideceksin?" bu soru Jisung'un düşüncelerini bölmüştü. Kafasını kaldırıp Minho'ya baktı. Minho meraklı gözlerle ona bakıyordu.

        "Muhtemelen bir şeyler yedikten sonra giderim."

        "Ben de seninle geleyim. Yardımcı olurum."

        "Gerçekten mi? Çok iyi olur. Yardım edersen işim daha erken biter."

        "İşimiz bitince çok yorulmuş olmazsak birlikte dışarı çıkalım mı?"

        "B-en... Ş-şey... Olur."

        "Ama her şeyden önce kahvaltı yapmamız gerekiyor."

        Minho yaptığı pankeklerden bir kaç tane Jisung için çıkardığı tabağa koydu. Sonra da kalanı kendi tabağına koydu. Çırpılmış yumurtayla da aynısını yaptı. Jisung'un oturması için bir sandalyeyi işaret etti. Kendisi de Jisung'un karşısına oturdu. "Afiyet olsun~~" diyerek yemeye başladı. Pek fazla konuşmadan kahvaltılarını yaptılar.

°°°

        Kahvaltıdan sonra Jisung'un eski dairesine inip tüm eşyalarını yukarı kata taşıdılar. Taşıma işinin bitmesi akşam üstünü buldu. Hatta geçti. İşler bittikten sonra Jisung rahat bir nefes alıp koltuğa uzandı.

        "Çok yoruldum."

        "Ben de."

        "Yine de dışarı çıkarız değil mi?"

        "Sen istiyorsan çıkarız. Ama yorgun değil misin?"

        "Yorgunum ama seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum. Sonuçta aynı evde yaşıyoruz artık. Birbirimizi iyi tanımalıyız."

        "Gerçekten istiyorsan çıkalım."

        "İstiyorum."

        "O zaman ben duşa girip çıkıyorum. Sen de hazırlan. İstiyorsan sağ koridordaki banyoda duş  alabilirsin. Ben de hazırlanınca birlikte çıkarız."

        "Tamam. Sabırsızlıkla bekliyorum."

°°°

        Minho duştan çıkınca koltukta uyuyakalmış Jisung'la karşılaştı. Biraz uzaktan Jisung'u izledi. Uyurken de çok tatlı. Sanırım onu odasına götürmeliyim. Minho Jisung'un üstünde uyuduğu koltuğa doğru yaklaştı. Kollarını Jisung'un bacağından ve koltuk altından geçirdi. Nazikçe Jisung'u kucakladı. Odasına doğru yürüdü. Kapıyı ayağıyla ittirdi ve içeri girdi. Yatağa yaklaştı ve Jisung'u yumuşakça yatağa bıraktı. Sonra da üstünü örttü.

        "Ah... Ben seninle ne yapacağım?"






Biraz fazla gecikti sanki. 👉👈

Bir kaç işim vardı anca hallettim. Bölüm bekleyen varsa çok özür diliyorum. 💕

Umarım beğenmişsinizdir. Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın.

Nonstop • MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin