Minho duştan çıkınca koltukta uyuyakalmış Jisung'la karşılaştı. Biraz uzaktan Jisung'u izledi. Uyurken de çok tatlı. Sanırım onu odasına götürmeliyim. Minho Jisung'un üstünde uyuduğu koltuğa doğru yaklaştı. Kollarını Jisung'un bacağından ve koltuk altından geçirdi. Nazikçe Jisung'u kucakladı. Odasına doğru yürüdü. Kapıyı ayağıyla ittirdi ve içeri girdi. Yatağa yaklaştı ve Jisung'u yumuşakça yatağa bıraktı. Sonra da üstünü örttü.
"Ah... Ben seninle ne yapacağım?"
______________________________
Jisung sabah yan odadan gelen alarm sesiyle uyandı. Saat kaç diye bakmak için komodinden telefonunu aldı. Saat sabahın yedisiydi. Bu çocuk neden hafta sonu bu kadar erken kalkıyor? İnsan uyuyabildiği kadar uyur değil mi? Bir dakika ben dün gece kaçta yattım hatırlamıyorum. En son Minho ile dışarı çıkacaktık. O duşa girince ben de koltuğa uzanmıştım. Uyuyakalmış olmalıyım. Kalkıp yatağa geldiğimi hatırlamıyorum.
Jisung hem dün akşam onu ektiğinden dolayı özür dilemek hem de neden bu saatte kalktığını sormak için Minho'nun odasına gitmek üzere yataktan kalktı. Odasından çıkıp sağa döndü. Koridorun sonundaki oda Minho'nun odasıydı. Jisung alarm çaldığına göre uyanmıştır diyerek kapıyı bir kere tıklatarak kapıyı açtı. Karşısında gördüğü manzara ile gözleri büyüdü.
Minho duşa girmek için hazırlanıyordu ve üstünde sadece çok kısa bir boxer vardı. Jisung bu görüntüyü beklemediği için şok olmuştu. Minho ise altında boxer olmasına rağmen eliyle alt taraflarını kapatmaya çalıştı. Jisung odaya ne için geldiğini unuttu ve bir kaç saniye donup kaldı. Sonra Minho'nun durumunun farkına vardı.
"Özür dilerim~" dedikten sonra kapıyı kapatıyordu ki bir dakika ben az önce ne gördüm diye düşünerek kapıyı bir daha açtı.
Jisung kapıyı açıp Minho'ya baktı. Gözleri önce hem erkeksi hem de feminen görünen yüzünde dolaştı. Uzun kirpikleri uzaktan bile belli oluyordu.Dudakları çok yumuşak ve dolgun görünüyordu.Güzel boynu ve köprücük kemiklerine bakarken biraz zaman harcadı. Çok kas çalışmış olmalıydı. Bu göğüs ve karın kaslarının başka açıklaması olamazdı. Sanki bir sanat eserine bakıyor gibiydi. Her ayrıntısı kusursuz bir incelikle hazırlanmıştı sanki. Jisung kendi akıl sağlığı için Minho'ya bakmayı kesmeye karar verdi.
Eliyle Minho'yu gösterip -parmağıyla değil yanlış hayal etmeyin- havada eliyle tuhaf şekiller çizdikten sonra "Vay be!" deyip kapıyı kapattı.
°°°
Jisung kapıyı kapattıktan sonra kendisini odasına attı. Yaptığı hareketin ne kadar saçma ve utanç verici olduğunu düşündü. Bazen konuşmadan önce düşünmem gerektiğini unutuyorum. Kendimi çok aptal hissediyorum.
Yaptığı şeyin utancından onu kurtaracağını düşündüğü için kahvaltı hazırlamaya karar verdi. Minho'nun duşa girdiğine ve karşılaşma şansları olmadığına emin olduktan sonra mutfağa yöneldi. Kahvaltıya ne yapsam? Daha dün yumurta ve pankek yedik. Şimdi bunlardan birini yapsam olmaz. Buldum! Ekmek kızartmalıyım. Herkes kızarmış ekmek sever değil mi? Yine çok zekisin Jisung seni tebrik ediyorum. Sağ ol Jisung senin de benden altta kalır yanın yok. Ah teşekkürler Jisung sen olmasan kim beni böyle cesaretlendirecek. Biliyorum birbirimizi tamamlıyoruz.
Jisung ne kadar zeki olduğuyla alakalı kendi kendine konuşurken Minho mutfağa girdi. Jisung'un mutfağın ortasında açık dolapla bakıştığını görünce acaba ne yapacak diye Jisung'u izlemeye başladı. Fakat Jisung hiçbir şey yapmıyordu. Sadece boş boş buzdolabına bakıyor ve ayakta dikiliyordu. Gözünü bile kırpmıyordu. Minho'nun yandan gördüğü kadarıyla yüzünde ilginç bir gülümseme vardı. Ne yaptığını merak ettiği için mutfağın içine doğru adım attı ve konuşmaya başladı.
"Buzdolabını biraz daha açık bırakırsan elektrik faturasını sen ödersin haberin olsun."
Jisung duyduğu sesle irkilmişti. Elini kalbine götürdü ve korkmuş bir yüz ifadesiyle Minho'ya döndü.
"Hey! Beni korkut-"
Jisung'un sözü Minho'nun çıplak üst bedenini görünce birden son bulmuştu. Minho sadece gri bir eşofman giyiyordu. Birden gördüğü görüntü yüzünden kalbi hızlanmıştı. Vücudundaki kanın yanaklarına akın ettiğini hissediyordu.
"Üstüne bir şeyler giyer misin?"
"Neden? Beğenmedin mi?" diyerek Jisung'a yaklaştı. Yeterince yaklaştığına emin olunca kulağına doğru eğildi.
"Odama daldığında hoşuna gitmiş gibiydi."
Jisung Minho'nun çıplak bedeninin bu kadar yakında olması fikrine hala alışamamışken Minho ona daha çok yaklaşıp onu şu an olduğundan daha çok utandıracak şeyler söylüyordu. Jisung yutkundu. Yüzünü Minho'ya döndü. Göz temasını korumaya çalışarak konuştu.
"Üstüne bir şeyler giyer misin? Lütfen! Üşüteceksin."
Jisung sonbahar sonlarında oldukları için şükretti. Yoksa bahane bulması çok zor olacaktı. Minho geriye doğru bir adım atıp arkasını döndü. Ve odasına doğru yürürken kendi kendine mırıldandı.
"Yaz ayları gelince nasıl bahane bulacağını duymak için sabırsızlanıyorum."
"Efendim? Bir şey mi dedin?"
"Hayır, bir şey demedim."
"Uh. Tuhaf. Bir şey dediğini duyduğuma yemin edebilirim."
Son zamanlarda burayı biraz fazla boşladım gibi. Artık buraya daha çok önem vermeye karar verdim.
Okuyan herkese çok teşekkür ederim. Umarım hikayeyi beğeniyorsunuzdur. Bu bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayın aklıma daha çok şey gelmedi.
Okuyup beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nonstop • Minsung
Fanfiction[Tamamlandı] "Bence artık bu daire ikimiz için çok küçük." "Ne demeye çalışıyorsun?" "Kendine yeni bir daire aramaya başlamalısın." • • • Yeni ev arkadaşı arayan Jisung aynı apartmanda yaşayan Minho'nun astığı ev arkadaşı aranıyor ilanını görür...