"Yaz ayları gelince nasıl bahane bulacağını duymak için sabırsızlanıyorum."
"Efendim? Bir şey mi dedin?"
"Hayır, bir şey demedim."
"Uh. Tuhaf. Bir şey dediğini duyduğuma yemin edebilirim."
________________________________________
Jisung sabah saat altıda kurduğu alarmla kalktı. Kalktığı anda burnuna kızarmış yumurta kokusu geldi. Yine mi Minho erken kalkıp kahvaltı hazırladı. Oysa ben erken kalktığımı sanmıştım. Beşte falan mı kalktı ki. Acaba hangi işe gidiyor da bu kadar erken kalkması gerekiyor. Daha çok düşünerek vakit kaybetmemeliyim. Yardım edilecek bir şey kaldıysa ona yardım etmeliyim.
Jisung yataktan kalktı ve tuvalete gitti. Tuvalette işini görüp elini ve yüzünü yıkadı. Minho'nun yardıma ihtiyacı var mı diye kontrol etmek için mutfağa girdiğinde Minho yerine 55-60 yaşlarında bir kadınla karşılaştı. Kadın Jisung'u görünce Jisung'a doğru yaklaşmaya başladı.
"Günaydın tatlım." diyerek Jisung'a sarıldı. " Sen Jisung olmalısın. Yanlış hatırlamıyorsam Minho ev arkadaşının adının Jisung olduğunu söylemişti."
Jisung bu sıcak karşılamaya başta şaşırdı. Sonra aklına Minho'nun bahsettiği karşı kapı komşusu geldi. Karşısındaki odasını düzenleyen Yoona Teyze olmalıydı.
"Evet, ben Jisung. Siz de Yoona Teyze olmalısınız."
"Evet. Seninle sonunda tanışabildik.
"Ben de tanıştığımıza sevindim. Kalacağım odayı düzenlediğiniz için teşekkürler. Taşınma işini çok daha kolay hale getirdiniz."
"Teşekkür etmene gerek yok yavrum. Minho yıllardır oda arkadaşı bulmayı reddediyordu. O ilanı bile zorla astırdım. İlan olmasına rağmen gelenleri kovacağını düşünüyordum. Birini kabul ettiğini duyunca heyecanlandım."
Jisung duyduklarına şaşırmıştı. Minho oda arkadaşı istemiyorsa neden Jisung'u kabul etmişti ki? Farkında olmadan yine kalbi hızlanmış yanakları kızarmıştı. Yüzünü yere eğdi.
"Gel kahvaltını yap. Acıkmadın mı?"
"Çok teşekkürler. Acıkmışım."
Jisung masaya oturdu ve yumurtadan önüne aldı. Yoona Teyze de karşısında oturuyordu. O da bir şeyler yiyordu. O sırada Jisung'un aklına bir şey geldi.
"Minho nerede?"
"Dün arayıp işe erken gelmesini istemişler. O da seni yalnız bırakmak istemediği için bana haber verdi. Minho seni sabah sabah yalnız bıraktığı için kötü hissetti ama bence iyi oldu. İkimiz tanışmış olduk."
"Ben de tanıştığımız içim mutluyum. Tekrardan her şey için teşekkür ederim."
"Önemli değil yavrum. Ne zaman yardıma ihtiyacın olursa beni bulabilirsin. Elimden geldiği kadar yardım ederim."
"Sağ ol Yoona Teyze. İyi ki varsın."
Kahvaltıdan sonra Yoona Teyze bulaşıkları ben yıkarım diyerek zorla Jisung'u yanından kovdu. Jisung ne kadar yardım etmek istese de Yoona Teyze'ye karşı çıkmamaya karar verdi. Odasına gidip işe gitmek üzere üstünü değiştirdi ve hava serin olduğu için üstüne bir ceket geçirdi. Yoona Teyze'ye görüşürüz dedikten sonra evden çıktı.
İşe giderken yolun yarısında yağmur yağmaya başladı. Yanında şemsiye olmadığı için biraz ıslandı. Fotoğrafçıya varınca üstündeki ceketi çıkarttı ve kuruması için bir sandalyenin üstüne serdi. Bugün işler durgundu. Bunu fırsat bilip Hyunjin'i aramak için telefonunu çıkarttı.
"Hey! Müsait misin? Ev değişimi hakkında durum güncellemesi yapacağım."
"Evet müsaitim. Dökül bakalım"
"Öncelikle Minho biraz tuhaf bir insan. Neden bilmiyorum ama bana öyle geliyor. İyi niyetli bir insan ama hareketleri bazen tuhaf geliyor."
"Daha taşınalı sadece iki gün oldu. Muhtemelen ikiniz için de bu durum hala alışılmadık olduğundan birbirinize karşı tuhafsınızdır. Zamanla daha çok yakınlaşırsınız merak etme."
"Bahsettiğim tuhaflık o tür bir tuhaflık değil. Bana evde tek bir kural olduğunu söyledi. Kuralın ne olduğunu sorunca da 'Bana aşık olamazsın.' dedi."
"Yuh. Shipledim."
"Dayak yemek istemiyorsan sus derim."
"Tamam sustum ben. Sen devam et."
"Ertesi gün yanlışlıkla banyoya hazırlanırken odasının kapısını açtım. Açınca karşımda yarı çıplak Minho'yu gördüm. Üst gövdesi biraz kaslıydı ben de kıskandığım için biraz uzun süre bakmış olabilirim."
"Bir şey derdim ama dayak yemek istemiyorum"
"İyi yapıyorsun söyleme boş ver. Neyse ben devam ediyorum. Sonra bu banyoya girdi çıktı. Bu sırada ben mutfaktaydım. Bu banyodan çıktı mutfağa geldi. Üstünde sadece eşofman var. Üst tarafı çıplak. Ben de kıskandığım için üstüne bir şey giyer misin dedim. O da kulağıma yaklaşıp 'Sevmedin mi az önce çok hoşuna gitmiş gibiydi' dedi."
"Düğün ne zaman? Sağdıcın olabilir miyim. Ne giyeceğim düğünde??"
"Ben moral olsun diye seni arıyorum. Yaptığın şeye bak. "
"Özür dilerim bir daha olmaz merak etme. Artık daha dikkatli konuşacağım."
Jisung Hyunjin'i dövmeye hazırlanırken patron Jisung'a seslenip için gel çağırdı<<.
"İşler az demiştim ama müşteri geldi kusura bakma. Daha sona ararım seni. Görüşürüz."
"Önemli değil. Beni önemli şeylerden haberdar etsen yeter."
"Başüstüne efendim."
°°°
Mesaisi bitince Jisung eve gitmek için hazırlandı. Dışarısı hala yağmurluydu. Şemsiye almadığı için kendine sinirlendi. Binaya varınca rahatlamıştı. En üst kata vardığında bir şeyi fark etti. Anahtarı yoktu.
Biraz kısa oldu sori. Okuyan herkese teşekkür ediyorum.
Daha çok yazmaya çalışacağım demiştim ama araya bir kaç işim kaldı. o yüzden yazamadım özür dilerim.
Elimden geldiğince hikayeyi daha hızlı yazmaya çalışacağım
Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın
<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nonstop • Minsung
Hayran Kurgu[Tamamlandı] "Bence artık bu daire ikimiz için çok küçük." "Ne demeye çalışıyorsun?" "Kendine yeni bir daire aramaya başlamalısın." • • • Yeni ev arkadaşı arayan Jisung aynı apartmanda yaşayan Minho'nun astığı ev arkadaşı aranıyor ilanını görür...