13

4.5K 495 430
                                    

"Öp beni."

_______________

Gece gözüme uyku girmedi. Belki de onu öpmemeliydim. Sonuçta öpüşmek isteseydi ben dediğimde kendi öperdi. Değil mi? Bazen aceleci davranabiliyorum. Minho'yu kendimden uzaklaştırmak istemiyorum. Çok kısa zamandır tanımama rağmen aramızda bir bağ olduğunu hissediyorum. Daha doğrusu hissediyordum. Dün geceden sonra emin olamıyorum.

Beni öpmesini istediğim zaman beni öpmek isteseydi zaten beni öperdi. Ben öptüm de ne oldu? Başta karşılık veriyor gibiydi. Sonra birden ayaklanıp kendi odasına gidip kapıyı arkasından kitledi.

Özür dilemeli miyim? Bu konuda özür dilemek biraz garip olur sanki. Ben bunu istememiştim. Karşılık vereceğine çok emindim oysaki. Duygularımız karşılıklı gibiydi. Demek ki değilmiş. Ama şu an bunları düşünmenin ve keşke yapmasaydım demenin de bir faydası yok. Olan oldu geçmişi değiştiremem. İleride olacaklara odaklanmam şu an benim için en iyisi olur.

Saat yedi buçuk ve Minho hala odasından çıkmadı. Benim gitmemi falan mı bekliyor acaba? Paranoyaklaşıyorum. Belki uyanamamıştır. İşe geç kalmasını istemem. Uyandırsam mı ki?

Kapısının önüne gelip içeriyi dinledim. Ses yoktu. Kapıyı tıklattım. "Minho orada mısın?" Cevap yoktu. "Oradaysan bir ses ver. Uyanmazsan geç kalacaksın." Hala sesi çıkmıyordu. "Cevap vermiyorsan içeri geliyorum."

Yine cevap gelmeyince Jisung yavaşça kapıyı açtı. Karşısındaki yatak boştu ve toplanmıştı. Kendisini her an kusabilirmiş gibi hissetti. Aralarının böyle olmasına dayanamıyordu. Minho'nun hiçbir şey demeden çıkıp gitmesini anlamlandıramıyordu.

Ne zaman çıkıp gitti ki? Sesini de duymadım. Benden uzaklaşacağını, nefret edeceğini bilseydim asla onu öpmezdim. Erkeklerden hoşlandığım için yıllardır birilerine platonik olup devamının gelmemesine alışkınım. Bu sefer de ilerletmeye çalışmamalıydım. Keşke dün gece hiç yaşanmasaydı.

Jisung içindeki garip üzüntü ve hayal kırıklığı ile odanın kapısını kapatıp üstünü değiştirmek için kendi odasına geçti. Bugün işe gidecekti. Üstünü değiştirdikten sonra bir kaç lokma yiyecek bir şeyler varsa yemek için mutfağa geçti.

Masanın üstünde streç filmle kaplanmış bi tabak ve bir not kağıdı vardı. Jisung şaşkın bir şekilde masaya yaklaştı. Notu eline alıp okudu. 'Lütfen dün gece için moralini bozma. Akşam saat yedide sahile gel. Konuşmalıyız. Kahvaltı için sana sandviç hazırladım. Akşam görüşürüz~'

Bu da ne böyle? Ben şimdi akşama kadar nasıl bekleyeceğim. Çok gerildim. Ya kötü bir şeyler söylerse. Kalbimin kırılmasını istemiyorum. Hyunjin'le mi buluşsam. O beni rahatlatır.

°°°

"Şimdi ne yapsam bilmiyorum Hyunjin. Gerçekten bir şeyler olabileceğini düşünmüştüm. Sürekli flörtöz davranıyordu. Hoşlandığı için olduğunu düşünmüştüm. Ama görünüşe bakılırsa öyle değilmiş."

"Ben olsam bu kanıya hemen varmazdım. Bu akşam buluşmayı istemiş. Hem de sahilde. Bence sahil kötü haberlerin verilmesi için uygun bir yer değil."

"Hiç mi fanfiction okumadın? Karakterlerin başına kötü olaylar genelde sahilde gelir. Ayrılık konuşmaları sahilde yapılır. Karakterlerden biri diğerini sahilde yalnız bırakıp gider. Diğeri üzüntüden ağlar, içer, sarhoş olur, bayılır kalır falan filan."

"Vay anasını. Ne yazdın be Jisung. Bu bi kurgu değil gerçek hayat. Böyle şeyler gerçekte olmaz tamam mı? Rahatla. Kötü bir şey olmayacak. Belki sana evlenme teklif eder. Sahil falan. Romantik ortam."

Nonstop • MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin