14

4.6K 450 470
                                    

"Senden bir isteğim var."

"Öp beni, Jisung-ah."

____________________________

        Minho dediklerinden sonra başını yavaşça Jisung'unkine yaklaştırdı. Gözleri otomatik olarak kısıldı. Jisung'la dudaklarını birleştirmek için hafifçe eğildi. Minho tam kendini öpücüğe hazırlanmışken Jisung konuşmaya başladı.

        "Beni öpmek istemediğini sanıyordum."

        "Hayır, istiyorum. Hatta tam şu anda en çok yapmak istediğim şey dudaklarını bir kez daha dudaklarımda hissetmek."

        "Madem öpmemi istiyordun dün neden kaçtın ki benden?"

        "Jisung?"

        "Hı?"

        "Anı bozuyorsun."

        "Özür dilerim. Sadece... merak etmiştim."

        "Söz veriyorum daha sonra her şey hakkında konuşacağız. Ama şu an sadece sana odaklanmak istiyorum."

        Minho aralarındaki mesafeyi yavaşça kapattı. Jisung'un nefesini dudaklarında hissedebiliyordu. İkisi de gergindi ancak bu kadar yakın olmak ikisinin de hoşuna gidiyordu. Minho dudaklarının arasında kalan küçük boşluğu da dudaklarını birleştirerek kapattı. 

        Dudakları birbirini bulduğunda ikisinin de gerginliği son bulmuştu. Dudaklarıyla birbirlerini keşfederken sadece deniz sesiyle kalp atışı sesleri duyuluyordu. Minho kısa bir öpücük bekliyordu. Ancak birbirlerine duydukları özlem kısa bir öpücüğe izin vermiyordu. Bu an sonsuza kadar sürsün istiyorlardı. Öpücük derinleştikçe derinleşiyordu. Minho Jisung'un alt dudağını emmeye başladı. Jisung da ona aynı şekilde karşılık vermeye başladı.

        Artık daha çok devam edecek nefesleri kalmayınca ayrıldılar. Alınlarını birbirlerine yasladılar ve nefeslerini kontrol altına almaya çalışıyorlardı. Bir süre nefes nefese öyle durdular. Minho sessizliği bozdu.

        "Özür dilerim."

        "Ne için özür diliyorsun?"

        "Dün kaçtığım için."

        "Ben onu unuttum bile."

        "Ama ben unutmadım." Alınlarını ayırıp gözlerinin içine bakmaya başladı. "Sana bir açıklama borçlu hissediyorum. Gerçekten amacım senden kaçmak ya da seni kötü hissettirmek değildi. Kendini kötü hissetmiş olabilirsin gerçekten çok üzgünüm. Seni asla bilerek kırmak istemem."

        "Bunu biliyorum Minho. Açıklama yapmak zorunda değilsin. Ben seni affettim zaten, sana kızgın kalamam."

        "Sen affetmiş olabilirsin ama ben seni üzmüş olduğum için kendimi affetmeyeceğim. O yüzden açıklamama izin ver en azından olayları benim açımdan görürsün ve ben kendimi daha az kötü hissederim. Neyi neden yaptığımı bilmeni istiyorum."

        "Tamam. Anlat dinliyorum."

        "Anlatacağım şeyleri iyi dinlemeni istiyorum. Hiçbir ayrıntıyı kaçırma çünkü bunları tekrar anlatacak cesareti kendimde bulamayabilirim."

        "Merak etme şu an tüm dikkatim senin üstünde."

        "Şimdi anlatmaya biraz geçmişten başlayacağım. Biraz uzun sürebilir. Anlatmaya seni ilk gördüğüm andan başlamak istiyorum. Sen muhtemelen beni hatırlamıyorsundur ama bu önemli değil. İlkokul birinci sınıfta okulun ilk günüydü. Alıştırma haftası gibi bir olay vardı. Annem hem hava daha sıcak olduğu için hem de daha okul resmi olarak başlamadığı için önlüğümü giymeme gerek olmadığını söylemişti. Ama okula vardığımda okulun çoğu önlük giyiyordu çocuklar aralarında önlük giyenler olarak grup oluşturmuşlardı. Ne kadar saçma geliyor değil mi?"

Nonstop • MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin