2.Bölüm

70 21 52
                                    

Bölüm şarkısı: Indila - S.O.S

2.Bölüm

Fırtınanın ortasında kalmış, geminin içinde o sönecek lambadaki, minik ateşti içimdeki aydınlık.

Alabora olacak o gemiydi bedenim.

Kan kırmızı dünyamın ışıklarını kapatın. Çünkü karanlık, kırmızıyı öldürürdü. Kırmızının katili sessizlikti.
Sakinlikti.

Ama ne demişler, sessizden korkacaksın.

Aynı zihnimdeki sessizlik gibiydi.

Bir gün bir fırtınanın kopmasını belkiyordum.

Fırtına öncesi sessizliktim.

Yaklaşık yarım saattir, uyandığım odada bulunan aynadaki yansımaya bakıyordum.

Zifiri karanlığı anımsatan saçlara elimi daldırdım. Belimin iki karış altına, kalçalarıma geliyordu.

Yansımadaki yüze bakarak elimi kaydırdım.

Beyaz ten, biçimli kaşlar, hafif çekik gözler , kıvrımlı kirpikler, kalkık küçük bir burun ve dolgun dudaklar.

Güzel miydim?

Güzel kavramı neydi?

Hayır, bu yüze güzel demezdim.

Doğru kelime... Efsunkâr'dı.

Ama asıl dikkat çeken şey, yansımadaki gözlerdi.

Menekşenin farklı tonlarıydı. Gölgede en koyu tonuysa, güneşte en açık tonuydu. Parlıyordu.

Yüzün, sert ama efsunkâr hatlarını tamamlıyordu.

Üstümde ilk uyandığımda bulunan kıyafetler vardı.

Kapı sert bir şekilde açıldı.

İçeri giren kişi, beni bulan kişi değildi.

Kapıdan içeri girdi ve gözlerini bana dikti.

Kısa kesilmiş, kar gibi saçlarının arasından küpeleri gözüküyordu.

Minyon olmasına rağmen, sert ve keskin bakışları, bal sarısı gözleriyle uyumluydu.

Küçük burnunun altındaki, dolgun dudakları aralandı.

"Gizemli kızımız uyanmış bakıyorum."dedi ince sesinin içine karıştırılmış alaycılıkla.

Kaşlarınında biri kalkmış, az önce benim yaptığımdan daha detaylı bakıyordu.

"Burası neresi?"

Sorduğum soru, onun detaylı bakışlarını bölmüştü. Kaşlarını çattı.

"Burası Kühsar. İçinde davetsiz bulunduğun kalede Azer'in yani prensimizin kalesi.
Uyandıysan..."

"İrza, orda kiminle konuşuyorsun?"

Arkasından gelen tanıdık sesle dikkatimi oraya verdim.

İrza denilen kız kapının önünden çekilerek döndü ve sağ elini sol göğsüne koyup eğildi.

"Hoş geldiniz prensimiz."

"Gayrıresmî konuş İrza. Hâlâ anlatamadım mı sana? Bana yakın olanlarla resmi konuşmayı sevmem. Hem kimse yok şuan." dedi.

İçeri giren adam, beni bulan kişiydi. Elleri cebindeydi. Ama bir farklılık vardı.

Kanatları var!

Eznev: Masum AlevlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin