Allah belanı versin Denis....Bu sözleri söyleyen esmer uzun saçları olan ve yüzünde hiç gram makyaj olmayan bir kız söylüyordu.Güzel olduğu her halinden belliydi.Kız nefret dolu sözler söylerken Denis elimi daha çok kavramış ve inletecek kadar çok sıkıyordu.Anlamayan gözlerle Denis'e baktım.O mavi gözleri bir anda karamsarlaşmıştı.Elimi bıraktı ve o bağırıp çağıran kızın yanına gitti.Sahiplenircesine sarıldı ve "Neye bakıyorsunuz siz?İşinize baksanıza"diye bağırdı ve esmer güzeli kızı belinden kavrayıp okulun içine girdi.
Kalbimi sanki yerinden sökmüşler tüm olumsuz duygularımla elime vermişler ve beni ıssız bir ormanda bırakmışlar gibi hissettim.Hızlı ama ölümcül derecede sakin adımlarla okulun çıkışına yöneldim.Şaşkın gözleri üzerimde hissedebiliyordum.Arkama bakmadan okuldan çıktım ve yavaş yavaş yürümeye başladım.Ağlamıyordum,bağırmıyordum,nefret sözleri sarfetmiyordum.Sadece kaybolma isteğiyle yürüyordum.Uzun bir süre başımı kaldırmadan yürüdüm ve bir adım daha atsam aşağıya denize ve yüksek kayalıkların olduğu yere düşücektim.Hoş düşsem bile ölemezdim.Hemen başımı kaldırdım ve yavaşça etrafı süzdüm.Eşsiz bir güzelliği vardı buranın.Neresi olduğunuda bilmiyordum.Hemen uçurumun başına oturup okulda olan olaya yoğunlaştım.Düşündüm.Düşündüm.Yanlızdım.Kimsem yoktu.Evden kaçıp gitmiştim ve ailem merak bile etmedi.Şimdi gidebileceğim tek bir yer vardı ama olanlardan sonra onun yüzüne bakabilirmiydim bilmiyorum.Bakamıyağımdan değilde ona yalan söyledim.Otele gittiğimi söyledim ama sadece kaçırılmıştım.Oda inanmıştı.Evet o kişi Caroline'ydi.
Hemen cebimden telefonumu çıkardım.Caroline'ye mesaj atıcaktım.Ama bir ses beni engelledi.
-Bakıyorumda bu güzelliğe aşık olan tek ben değilim.
Arkama döndüm ve 3 kişi gördüm.Üçüde yakışıklı benim yaşımda kişilerdi.Yavaş yavaş yanıma geldiler ve biraz mesafa koyup yanıma oturdular.Hepside cana yakın gibi görünüyordu.En sonda oturan çocuk.
-Beyler içkiler?
-Doğru koş getir.
İki kişi aralarında konuşurken yanımda oturan çocuk bana samimi bir gülüş gönderdi.Ondan sonra tam ağzını açtı ve konuşacaktı ki telefonum çaldı ve tüm sözlerini ağzına geri tıktı.Soğuk görünüşümü bozmayıp ayağa kalktım ve telefona baktım.Arayan Denis'ti.Piç herif sabahki olaydan sonra beni aramaya nasıl cesaret etti.Telefonu açmadım.Telefon ısrarla çalmaya devam ediyordu.Bir kaç kere kapandı ve tekrar çalmaya devam etti.Sonunda arkadan bir ses"Telefonu açmaya ne dersin?" diye bir soru yöneltt.Ona baktıktan sonra tekrar telefona baktım ve telefonu açtım.Hiç ses çıkarmadım.Karşıdaki Denis."Alo?Jessica?Konuşsana kızım.Nerdesin.Okulda sürekli seni aradım bulamadım.Çok özledim seni.Hadi daha yeni kavuştum sana.Bir kelime et lan."Hala soğuk ifademi korudum.Oda sözlere devam etti."Seni seviyorum bitanem hadi konuş."Sinirle soğuk ifademi bozup "Senmi beni seviyorsun?Sen?Güldürme beni.Bugun elimi bırakıp o kızın yanına giden sendin."Artık sinirden gözlerim dolmuştu.O bir şeyler söylüyordu ama sözleri bir kulağımdan çıkıp diğer kulağımdan çıkıyordu.Artık gözlerim benim inadıma rağmen durmaları gereken yerde durmadılar ve büyük damlalar halinden yanağımdan akmaya başladı.Boğuk bir sesle "Görüşmemek dileğiyle" diyip telefonu yüzüne kapattım.
Telefonu cebime atıp bulanık gören gözlerle tekrar bilmediğim bir yere yürümeye başladım.Hava artık kararmaya başlamıştı.Yavaş adımlarla yürümeye başladım ama arkadan tekrar bir ses."Tanışmadan gidiyormusun?"Orda yanımda oturanları unutmuştum sinirden.Onlara döndüğümde ellerinde bira şişeleri vardı.Yanımda oturan çocuk elindeki bira şişesini aralarında kıkırdaşan çocuklara verip yanıma geldi.Fazla yakışıklıydı ama yüzünde çapkın bir gülümseme vardı.Yanıma gelince elini bana uzattı ve "Ben John.Tanışmadan arkana bakmadan gidiyorsun.Çok ayıp."Eli hala havadaydı.Bir kaç saniye dediklerini kavramaya çalıştım.Sonra elimin tersiyle göz yaşlarımı silip sonra ıslak ellerimi üzerime sildikten sonra elimi John'a uzatıp "Bende Jessica.Üzgünüm bira dalgındım."Bunları söylerken yine ölümcül derecede sakin bakışlarım vardı.Çocuk gülümseyip "Bize katılmaya ne dersin?"diye soru yönetti.Kafamı oturdukları tarafa çevirip ifadesiz bir şekilde tek kelime etmeden oturdukları yere gidip oturdum.Ağzıma içki sürmemiş olan ben John'un içtiği bira şişesini alıp kafama diktim.İğrenç bir tadı vardı ve boğazımı yakıyordu.Ama çok bağımlılık yapmıştı ve hoştu.Onlar bana şaşkın gözlerle bakarken en sondaki çocuk şaşkınlığı kenara atıp bana gülümsedikten sonra cebinden sigara paketi uzatıp ağzını açtı.Biraz tereddüt etmiştim.Ama sonunda alıp çevremden gördüğüm kadarıyla iki parmağımın arasına alıp ağzıma götürdüm.John cebinden çakmak çıkarıp sigarayı yaktı.Bende acemi bir şekilde sigarayı içime çekip öksürmem bir oldu.Bana bakıp gülüyorlardı.Az ilerden gülüşmeler geldi.Sesin geldiği tarafa kafamı çevirince çıplak denilecek derecede kısa elbiselerle ve badana gibi makyajla yanımıza 3 kız geldi.Yanımdaki erkekler birbirlerine bakıp güldü.Bir an aklıma okuldaki esmer güzeli kız geldi.Sinirle başımı aşağıya eğdim ve bir süre düşünmek için kendime izin verdim.Sigarayı tamamıyla unutmuştum.Taki külü üzerime düşene kadar.Düşüncelerimden sıyrılıp başımı kaldırdığımda yanımdakiler yoktu.Biraz karanlıkta etrafı süzdükten sonra gözüme 3 erkek ve 3 kız ilişti.Ve kulağımada inlemeler.Tiksinerek onlara baktıktan sonra ayağa kalkıp sigarayı yere attıp yine soğukluğumu koruyup yürümeye başladım.Biraz sonra kolumda bir el hissetmemle irkildim.Yemyeşil gözleri gözlerime dikmiş John'u gördüm."Nereye gidiyorsun?"diye sordu."Geç oldu gitmeliyim" diye yalan söyledim.Aslında yetişmem gereken bir yer ve ya beni bekleyen bir ailem yoktu.Peki der gibi başını salladı ve arkasına bakmadan gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Dişler
VampireHey selam.Bu ilk kitabım ve oldukça kötü olduğunun farkındayım :D Okuyanlara iyi okumalar okumayanlara...Onlar umrumda değil.:D Biraz hikaye hakkında bilgi veriyim :D Başrolümüzde Jessica var.Sürekli sorunlar yaşayan birde sevgilisi Denis.Birde J...