Hastane(Bölüm17)

89 4 4
                                    

   Uyandığımda hava açmak üzereydi.Yumuşacık bir yatakta ve ağır yumuşatıcı kokan bir battaniye ile yatıyordum.Biraz etrafı süzdükten sonra köşede bordo bir koltukta oturup beni izleyen bilinmeyen şahısı gördüm.Gözlerini bana dikmiş bakıyordu.Korkunç bir bakıştı.Ya da sadece dalmıştı.İkinci seçenek doğru olmalı ki ona baktığımı farkedince başını iki salladı ve bana "günaydın prenses" dedi.Hani tamam günaydın demesi neysede ya prenses kelimesi?Gözlerimi devirerek "günaydın bilinmeyen şahıs" dedim.Dün karanlıkta farkedemediğim gözleri açık kahverengi saçlarıda kumraldı.Yanağında büyük bir dikiş vardı.Hafiften sakalları çıkmış.Çenesi kaslıydı biraz.Normal klasik bir erkekti ama yakışıklıydı.Onu bana çeken bir şey vardı.Yakışıklıydı ama bu değildi.Önceden sanki tanışmışız gibi ona herşeyimi anlatabilirim saatlerce onu dinleyebilirim gibi hissediyordum.Ben ona bakıp bunları düşünürken acaba o benim hakkımda ne düşünüyordu.Yavaş yavaş yatağımdan doğrulurken sırtımdaki ağrıyı boynuma kadar hissediyor ve bu dahada ağrımasına sebep oluyordu.Yataktan kalktığımı görünce oda kendi koltuğundan kalktı ve köşede duran dolaba yöneldi.Bir kot pantolon birde üzerinde Eminem yazan bol bir tişört uzattı.Bana kıyafetleri uzatırken yüzünde samimi bir gülüş vardı.Ya cidden ama önceden tanışmışız gibi hissediyordum.Onu bir yerde görmüş olmalıyım.Ben bunları düşünürken o  bana eliyle bir kapıyı işaret edip "orda giyinebilirsin" dedi.

   Gösterdiği kapıdan içeri girerken müthiş büyük bir banyoya girmiş bulunuyordum.Köşede büyük bir küvet.Küvetin yanında bir dolap.Yan tarafında da büyük bir lavabo.Lavabonun üstünde küçük dolablar vardı ve kapakları açıktı.İçindede hayatımda görmediğim adını bilmediğim makyaj malzemeleri vardı.Ama yinede favori makyaj malzemelerim rimel,kalem ve eyeliner ordaydı.İlk başta ılık bir banyonun fena olmadığını düşündüm.Biraz çekinsemde üstümü çıkardım ve küveti doldurmaya başladım.Sonra kapıyı kilitlemediğim aklıma geldi ve gidip kapıyı kilitledim.Bir sürü şampuanın,saç kreminin ve duş jellerinin olduğu dolabı açtım ve elime ilk gelen özel arı sütlü şampuanı aldım.Saçlarımı yıkadıktan sonra hindistan cevizli duş jelini aldım.Güzelce banyomu yaptıktan sonra diğer büyük dolaptan havlu aldım ve iyice kurulandım.Bana verdiği kıyafetlerin içinden iç çamaşırı çıkınca utanmadım değil.Üstümü giydikten sonra makyaj malzemelerinin olduğu dolaba yöneldim ve hafif bir makyaj yaptım.

    Hazırlanınca kapıya yöneldim ve kilidi çevirip kapının kolunu aşağıya indirdim.Ama kapı açılmadı.Bir kaç kere daha kilidi çevirdim ama yine açılmadı.Her türlü kapının kilidini çevirdim ama hayır!Açılmıyor.Yavaş yavaş terlemeye başladım.Nefes alıp verişim bozulmuştu.Burada kilitli kaldım.İnanamıyorum!Evet kapalı yerlerde kalmaktan korkarım.Bu kötü bir fobiydi bu.Yavaş yavaş kenara duvara çöktüm.Dizlerimi karnıma çekip başımıda dizlerimin üstüne koydum.Nefes alış verişim hala düzelmemişti.Acıkmıştımda.Neden kapıyı kilitledim ki?Benim burda olduğumu biliyordu girmezdi.Kendimi şuan sövüyorum.Yavaşça yerimden doğruldum.Kan ter içinde kalmıştım.Banyo yapmamın hiç bir etkisi kalmamıştı.Ayağa  kalktım ve hızla kapıya yönelip kapıyı yumruklamaya başladım.

    İMDAT!!!Çıkar beni burdan!Kilitli kaldım!Yardım Et!!

Bu sözleri bağıra bağıra ard arda söylüyordum.Nefesim artık daralmış sesim tamamiyle kesilmişti.Son gücümle bir kere daha bağırdım.Ya da bağıramadım desem iyi olur.Artık ciğerlerime nefes yetmiyordu.Nefes diye direnen ciğerlerim yavaş yavaş yanmaya başladı.Kalbimin üstüne sanki bıçağı saplayıp çıkarıyorlardı.Bir köşeye yattım ve ölümsüz olduğuma şükrettim.Ölmezdim ama neden geçmiyordu.Artık yavaş yavaş gözlerim kararıyordu.Ve tamamen karanlık.......

   Kulağımda garip uğultular ve arada iki kişinin konuşma sesleri vardı

-Adınız ne?

-John.

-Nesi oluyorsunuz?

-Ben...Be...Sevgilisiyim.Jessica kimsesiz.Yakında nişanlanmayıda düşünüyoruz.

******JOHN******

Aşağı katta oturuyordum.Sanki kulağıma "İmdat" diye ses gelmişti.Delirmiş olmalıydım.Aldırmadan elimdeki telefondan son haberlere bakıyordum.Ama tekrardan çığlık sesi duyunca aklıma Jessica geldi ve koşarak üst kattaki banyoya gittim.Ses yoktu.Kapıyı bir kaç kere tıklattım.Kapıyı açmayı denedim ama olmadı.Kilitlemiş.Acaba pencereden mi kaçtı?Hadi canım ordan 12. kattan atlayamaz.Kapıyı tıklatıyordum ve ses yoktu.Ne sanıyordu kendini?Çocuk falan mı da benle oyun oynuyor.Son kez daha sinirle kapıyı tıklattım.Ses gelmeyince kapıyı kırmaya karar verdim.Hele bir elime geçsin ona yapacağımı biliyorum.Kapıyı çoktan kırmıştım.Etrafta kimseyi göremeyince dahada sinirlendim.Sinirle burnumdan soluyordum.Elbet onu yakalıcaktım.Bu düşüncelerden sıyrılmamı sağlayan az ilerde dolabın arkasında bir çift el oldu.Koşarak oraya yöneldim ve yüzü solmuş Jessica'yı gördüm.Hemen kucağıma aldım ve aşağıya indirdim onu.Hemen üçlü koltuğa yatırdım.Nefes almıyordu!Nefes almıyordu.Hemen en alt kata otoparka indim ve arabaya bindirdim onu.Hızla hastaneye götürdüm.Orda bir sürü aletin olduğu bir odaya aldılar onu ve içeriye girmeme izin vermediler.

   Aradan 2 saat geçmişti.İçeriden bir hemşire geçti ve "hastayı görebilirsiniz" dedi.Hızla odaya geçerken hemşireyi soru yağmuruna tuttum."İyi mi o?Nesi varmış?Neden nefes almadı?Neden yüzü bembeyaz dudakları mosmordu?Yaşam tehlikesi var mı?"Bu soruları sorarken hemşire bıkmış olacak ki "O iyi?Fazla yorma." diyip odadan çıktı.Bende yatağın yanındaki koltuğa oturdum.Yarım saat geçti ben odaya gireli ve o uyanmadı.Madem uyanmadı neden "fazla yormayın" dediki.Aptal hemşireler.Yüzünde ağzını ve burnunu kaplayan bir maske vardı.Kolunda bir serum ve yanı başındada bir makine vardı.Makineden garip sesler geliyordu.Kalp atışlarıydı ve biraz düzensizdi.Aslında tıpla aram iyiydi.Ama nedense Jessica'nın nesi var bir türlü çözemedim.Üstünde hiç bir şey yoktu ve göğsüne bağlanmış kablolar vardı.Hayır ben sapık falan değilim!Üstündeki çarşaf biraz açılmıştı ama tehlikeli bir şekilde değil.Üstündeki çarşafı biraz daha yukarıya çektim.Saçınıda hafiften okşamaya başladım.Saçları nemliydi.Neden kurutmadı ki saçını?Hasta olucak!Ben başını okşarken içeriye beyaz önlük takmış ve boynundan aşağıya sarkan stetoskoplu bir bayan girdi.Mini bir etek giymiş üstünede dar bir gömlek geçirmiş.Tam bir kaltağa benziyordu.Bana gülümsedikten sonra yanıma yaklaştı ve sorular sormaya başladı.O sırada Jessica kıpırdanmaya başladı ve ben doktorun sözlerini tamamlamasına izin vermeden Jessica'nın ellerinden tuttum.Jessica biraz şaşırmışa benziyordu.

******JESSİCA****** 

    Bana sevgilim demişti.Bana!Kaçırdığı kıza!Birde adı John'muş.Çok tanıdık geliyordu bu isim.John...John...Nerden tanıyorum onu.Yoksa o...Parktaki çocuk mu??

Asdfdsd :D Ne saçma bölümdü ama dimi :D Neyse umarım siz beğenirsiniz :DBu arada kaçırılma1 ve kaçırılma2 aynı bölüm ama iki farklı parttı.Sonra ki bölümler yine aynı şekilde yayımlanacak :D 

Kanlı DişlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin