Kaçırılma-1-(Bölüm15)

69 7 5
                                    

   Beni sıkıca saran kollar biraz gevşeyince yüzümü ona çevirdim ve karşımda yakışıklı,yavaştan sakalları çıkan,simsiyah saçları olup zümrüt yeşili gözleri olan Jack'ten başkası değildi.Şuanda okulun popisinin kollarındaydım.Tamam bu biraz saçmaydı.O kadar yakışıklı birine sarılıyordum.Ama dikkatimi çeken şey kokusu Denis'in ki gibi gerçek olmaması ve pahalı parfüm kokmasaydı.Sahte olsada güzel bir kokuydu.Bir kaç saniye kollarıyla beni sardıktan sonra yaptığımdan utanıp yanaklarımın yanmasını hissettiğimde güçlü kollarından sıyrılmaya çalıştım.Ama ben ne kadar kollarından sıyrılmaya çalışırsam o o kadar kollarını bedenime hapsediyordu.Ben şaşkın şaşkın o kokusunu içime çekerken az ilerden bir ses "bir sürü kızı sarmaladığın kollarını çek masum aşkımdan".Bunun kim olduğunu tahmin etmek zor değildi.Denis'ti bu.O kadar perişan olmasına rağmen yataktan kalkabilmişti.Aslında o bir vampirdi.İyileşmesi lazımdı.Neden iyileşmiyordu?Hatta git gide daha kötüye gidiyordu?Kalbimde bir darbe hissetmiştim.Hem Denis'in daha kötüye gitmesi hem Denis'in Jack'e söylediği şey.Şuan beni saran kollar önceden bir sürü kaltağa mı deydi?Midem bulandı resmen.Ben bu saniyelik düşüncelerimden sıyrılmaya çalışırken Jack çoktan kollarını benden ayırmış Denis'e gidiyordu.Hadi canım yok artık.Hastanedede kavga yapmıcaksınız dimi?Bir şeyler konuşuyorlardı.İkisinin sesindeki siniri iliklerime kadar hissedebiliyordum.Yavaş yavaş onlara yaklaştım

-Göt herif.

-Kendini tanıtma bana.

-Ne yapıcaksak burda yapmıyalım.Burdakiler senin gibi öküz değil.Hasta.Cesaretin varsa ormana gidelim.Ne dersin?

-Bir kendini beğenmiş karıncadan korkacak değilim.

   Bunu söyleyen Jack'ti.Birbirlerine ölümcül bakışlar attıktan sonra yüzüme bile bakmadan yanımdan geçip çıkışa yöneldiler.Bende kalakalmıştım.Taki ikisi aynı anda durup yanıma gelip kollarımdan tutup sürükleyene kadar.Nereye gidiyorduk?

  Hastaneden çıkışı yapmak başımıza biraz iş açmıştı.Denis kimsesizdi ve buraya okul müdürü gönderdi.Bir kaç imza falan lazımdı.Sahi Denis'in ailesi yoktu.Neredelerdi acaba?Ha bide tam kapıdan çıkacakken yanıma bir hemşire yaklaşıp "Bayan bu hasta yatağındaydı.Sizin galiba bu fotoğraf" diyip elime bir fotoğraf uzattı.Bu benim habersizce çekilmiş bir fotoğrafımdı.Kaç kere söylesemde tipsiz olduğumu bu fotoğrafım çok hoştu.Denis hemşireye ölümcül bakışları attıktan sonra hızla fotoğrafı elimden aldı ve arka cebine attı.

   Bir süre sonrapahalı parfüm kokan bir arabaya bindik.Bir kaç defa bu kokuyla karşılaşsamda bu kokunun Jack'in olduğunu anlamıştım.Galiba Jack'in arabasındaydık.Denis soğuk bir tavırla "ben kullanıcam"diyip Jack'i sürücü koltuğundan kaldırıp kendi geçti koltuğa yok boyunca sessizliği korumuştuk bende bu süre boyunca düşünmüştüm---

   Normal yanlız insanlar gibi bir hayatım varken sadece bir insan,bir ısırık ve yeni bir aşk yüzünden bu duruma düşmüştüm.Bunlar olmasaydı ben yine aynı Jessica olurdum.Okuldan zombi gibi eve gelip evde kimse olmadığı için bazen geç gelip gelince de direk odasına geçip müzik dinleyen birisiydim.Kelvın'dan öncede pek farkım yoktu ama Kelvın'dan önce insanlardan o kadar nefret etmiyordum.Siyahtan başka renkleride seviyordum.Bir şarkıcı dışında diğer şarkıcılarıda dinliyordum.Mutlu insanlardan nefret etmiyordum.Bir şey olunca kolayca ağlıyordum.Ben aslında Kelvın'dan sonra yanlızlığa Denis'ten sonra acımasız hayata alışmaya başladım.

    Bunları düşünürken uyumuş olmalıyım ki.Uyandığımda arka koltuklarda üstümde Denis'in kokusu sinmiş bir deri ceketle uzanmış bir pozisyondaydım.Arabada kimse yoktu.Havada kararmıştı.Yattığım yerden doğruldum.Doğrulur doğrulmaz dikiz aynasından yansımamı gördüm.Ne makyajım ne saçım bozulmuştu.Caroline cidden prof biriydi.Biraz etrafı süzünce tıpkı Çernobil'deki camları kırık dökük terkedilmiş bir sürü apartmanların olduğu hatta terk edilmiş bir şehir gibi ıssız bir yerdeydim.İstemsiz bir şekilde korkuya kapıldım.Etrafı süzmeye devam ettim.Bir anda telefonum titredi ve bende olduğum yerde sıçradım.Yavaş ve dikkatli hareketlerle telefonu ceketimin cebinden çıkardım.Daha neler.390 mesaj,462 cevapsız arama.Oha.Neler oluyordu ya.Hemen mesajları açtım.Çoğu Denis'ten ve kayıtlı olmayan bir numaradan dı.Arada bir kaç Caroline yazısı vardı.Hemen kızgın olmama rağmen Denis'i aramaya çalıştım.Açmıyordu.Açmıyor!!Caroline'yi aradım.Oda açmıyordu.Lanet olsun biriniz açsa!En son olarak bilinmeyen numarayıda aradım.Ama o sırada yarım saattir Düşük pil diye öten telefonum kapanmıştı.Hadi dostum.Terk edilmiş bir yerde tek başıma telefonumun sarjı bitmiş bir şekildeyim.Korka Jessica!Korkma!Sen vampirsin.Kolaylıkla kaça bilirsin.Yavaşça kapıyı açtım.Denis'in ceketini almayıda ihmal etmemiştim.Kapıyı açmamla iliklerime kadar dondum.Biraz yürüdüm.Hava karanlıktı.Tek ışık kaynağım havadaki dolunayın ışığıydı.Yürümemi hızlı adımlarım yer aldı.Bir süre sonra koşmaya başladım ve tam vampir hızıyla kaçıcaktım ki.Beceremedim.Olmadı.Nasıl yapamam ya!Sadece konsantre olmam lazımdı.Yavaşladım.Derin nefes aldım ve tekrar denedim.Olmuyo.Olmuyo!Sinir köpürmeye başladım.Aslında öyle anında sinirlenmezdim.Ama korku,üşüme ve paniğin verdiği stresle bağırdım.Sesim bomboş terk edilmiş yerde yankılandı "İMDAT!!!!".Anlamadığım bir yerden gelen tanımadığım sesle irkildim ve korkuma korku kattım."Bağırman işe yaramaz acemi vampir.Burası terkedilmiş ıssız ikimizden başka kimsenin olmadığı en azından ikimizden başka insanın olmadığı bir yer.Benden kaçamazsın.!!"

Arkadaşlar yine dayanamadım ve erken yayımladım bölümü.Anlattığım yerin nasıl bir yer olduğunu merak ediyorsanız "Çernobilin Sırları" nı izleye bilir ya da Çernobil'i araştırabilirsiniz.Çünkü uzun bir süre burada olacak baş rolümüz...Multimedia dan Çernobil'in nasıl bir yer olduğunuda görebilirsiniz.İyi okumalar.

Kanlı DişlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin