♪Gözlerim kızarık bir şekilde
başka bir gece, yine ayaktayım.
Keşke yükseklere uçmayı
hiç öğrenmeseydik...Su Min
Kendimi kaybolmuşluğun çukurunda hissettiğim vakit, onun huzurlu kollarında olabilmek en büyük arzumdu.
Peki arzular kaderin önünde boyun eğebilir miydi?
Kalbim böylesine çarparken 'Bir umut...'diye fısıldıyor iliklerime lâkin gerçekleri gören gözlerim ve idrak eden beynim negatiflikten başka bir şey sunmuyordu bedenime.
Kahverengi saçlarının içine karışıp burnumu en derinlerine daldırarak kokusu arasında boğulmak istiyordum. Papatyanın rahatlatıcı kokusu bedeninin arasına karışmışken orada gözlerimi açmak ve tüm hayatımı o yerde yaşamak istiyordum.
Kollarını belime sarsın ve uzun parmakları ile saçlarımı okşasın, kalbinin en derin köşelerinden 'Seni seviyorum küçük kar tanesi'desin, hafif al dudaklarını dudaklarımla birleştirip kibarca öpsün.
Ve prenses, kar tanelerinin arasında derin bir uyku çeksin. Onun papatya kokusu ve dudaklarına konan eşsiz öpücükleri arasında...
Hafif aralanmış kapının ardından alnının üzerine düşen kahverengi saçlarını görmüş ve yüzümdeki tebessüme engel olamayarak ayaklarımı odaya doğru sürmüştüm. Sinirlerimi bozmak için geçerli bir sebep olan pencere, soğuk rüzgarını yatakta tüm masumluğu ile uyuyan Taehyung'un üzerine savuruyor, bu da hızlıca pencereyi kapatma isteğimi dürtüklüyordu.
Kapattığım pencerenin ardından yatakta bulunan ufak boşluğa oturup ellerimi, pürüzsüz alnını daha rahat görebilmek amacıyla saçına yerleştirerek geriye doğru ittim.
Onun masumluğu karşısında zaten önceden ağladığımı kanıtlayan gözlerim yeniden dolmuş, küçük dudağının üstünde bulunan beninden kibarca öpmüştüm.
Göz kapakları gökyüzünün vazgeçilmez güzelliği olan küçük bir yıldız gibi duruyor ve onun uzun kirpikleri yıldızların neşe veren ışığı gibi kalbime yansıyordu.
Gözlerimi ovarak sesimi sakinleştirmiş ve daha net çıkmasını sağlayarak konuşmaya çalışmıştım. "Taehyung..." Titreyen sesime engel olamadığım için kendime lanet ediyor, kendisinin yavaşça açılan gözlerine karşın sert bir şekilde gözlerimi ona dikiyordum.
"Taehyung-ah, sana defalarca üstsüz bir şekilde yatmaman gerektiğini söyledim. Neden beni dinlemiyorsun ki ? Üstelik pencere de açık."
Bir çırpıda ve biraz sert söylediğim sözlere rağmen sakince sorusunu yöneltti. "Neyin var ?" Büyük ihtimalle telefonumdan gelen ağlamaklı ses tonundan bahsediyordu fakat anlamazlıktan gelmeyi tercih ettim. "Beni deli ediyorsun."
Ellerimi örtünün altında olmasına rağmen açıkta bulunan omzuna yerleştirmiş, sonra yeniden cümlemi kurmuştum."Baksana, buz gibisin!" Bileğimi kavrayan soğuk eliyle aramızdaki mesafeyi azaltmış, gözlerinden kaçırdığım bakışlarla beni baş başa bırakmıştı.
"Ağlamışsın." Eli arasında bulunan bileğimi çekmeye çalışsamda güçlü elleri buna asla izin vermiyordu.
"Taehyung ,daha fazla üşütmemen gerekiyor."
Dinlemiyordu. Hiçbir şekilde söylediklerime kulak vermiyordu. "Telefonda sesin kötüydü. Bir sorun var, değil mi?" İkimiz farklı şeylerden, en güzeli de birbirimizin iyiliğinden bahsediyorduk. "Bitki çayı yapacağım." Hızlıca çektiğim ellerimi sandalyede bulunan tişört ile birleştirerek ona uzattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sareureuk あ taehyung ✓
Fanfiction"Nereden bilebilirdim ki kar taneleri arasında bulduğum seni, yine o kar taneleri arasında kaybedeceğimi..." ❄ "Hoşça kal, küçük kar tanesi..." Tür ➳ Dram, Romantizm. ©snowisth↴ 02.08.20|30.12.20